İzliyor, kaydediyorlar

Bilgisayarınızın kamerasına yara bandı takmanızda fayda var.

Haberin Devamı

Yoksa siz kapadığınızı sansanız bile sizi, yatak odanızı, oturma odanızı izliyor olabilirler.
George Orwell’in “1984” adlı romanının gerçekleştiğini gösteren, “izleniyor, kaydediliyoruz” temalı “Snowden” adlı film yarın vizyonda olacak.
Film, Amerikan hükümetinin terörü ve ulusal güvenliği öne sürerek kişilerin her türlü özeline girdiğini, telefon mesajlarından e-postalarına, sosyal medya hesaplarından bilgisayar kamerasına kadar her şeye ulaştığını 2013 yılında tüm dünyaya duyuran CIA çalışanı Edward Snowden’ın hayatından bir kesit sunuyor.
Oliver Stone imzalı “Snowden”da başrolü Joseph Gordon-Levitt oynuyor.
Şu anda Rusya’da yaşayan Snowden vatan haini ilan edilmiş ama aynı zamanda da bir kahramana dönüşmüştü.
Filmde yer alan bir cümle ilginç: “Küresel terörün cepheleri Irak veya Afganistan değildir, burası (Amerika), Londra, Berlin ve İstanbul’dur. Modern savaş alanı her yerde.”
Bir başka ilginç detay ise Amerika’nın dünya üzerinde ekonomik ve sosyal kontrolü sağlamak için terörü öne sürerek her yere sızdığını, tüm gizli bilgileri ele geçirip ülkelerin şirketlerini, hastanelerini, barajlarını bile kontrol altına aldığını anlatıyor olması.
Ve filmdeki bir ajan “insanlar özgürlüklerini değil, güvenli yaşamayı tercih edecekler” diyor!
Ne dersiniz, haklı mı?

Haberin Devamı

Neden kırmızı alarm verildi?

Kızılay’ın paylaştığı “kırmızı alarm” uyarısını görünce herkes gibi ben de dikkat kesildim.
Neler olduğunu öğrenmek için Türk Kızılayı Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Tan’ı aradım hemen.
Kırmızı alarmın nedeni 50-60 bin olması gereken kan stoğunun geçen hafta itibari ile 20 bine düşmesiymiş.
Havaların çok sıcak ve çok soğuk olduğu zamanlarda ve ramazan ayında kan bağışı konusunda sıkıntı yaşandığını öğrendim.
Geçtiğimiz haftalardaki soğuklar bu sıkıntının nedeniymiş.
Ama kırmızı alarmı duyan kan vermeye koşmuş, uzun kuyruklar oluşturmuşlar.
Ercan Tan’ın “biz zor anlarda böyle kenetlenen bir milletiz, kimse bu ülkeyi yıkamaz” demesi boşuna değil.
Kan veren herkese alkış.

Kadınlara çağrı

2016 yılında 2 milyon 143 bin ünite kan toplandı.
Bu yıl kan ihtiyacımız yaklaşık 2.5 milyon ünite.
Kan bağışı konusunda kadın bağışçı sayısı ne yazık ki istenilen düzeyde değil.
Toplam bağışçı sayısına göre kadınların oranının yüzde 12’de kalması üzücü.
Bu oranın gelişmiş ülkelerdeki gibi yüzde 30 ila 40’larda olması gerekiyor.
Bu açıdan bizim desteğimiz önemli.
Üstelik kan vermek hücrelerin yenilenmesi açısından kadın sağlığına da yararlı.

Haberin Devamı

Kan vermenin faydaları

Bağışladığımız her kan üç can kurtarıyor.
Düzenli kan bağışı yapanların ise kalp krizi ve felç riski azalıyor.
Vücutta demir yükünün fazla olması kanser gelişimiyle ilişkili kimyasal reaksiyonları artırıyor, düzenli kan bağışı bunun da önüne geçiyor.
50 kilonun üzerinde sağlıklı tüm bireyler kan bağışçısı olabiliyormuş.
Erkekler yılda 4, kadınlar ise 3 kez kan bağışında bulunabilirmiş.
Kan verme işlemi, form doldurma, kayıt, muayene, kan verme ve dinlenme aşamaları ile sadece 30 dakikayı alıyor.
Ve en önemlisi bir bağışçının bağışladığı 1 ünite kan 3 kişiye hayat veriyor.
Hadi kan vermeye o zaman.
Size en yakın Kızılay kan merkezinin yerini www.kanver.org adresinden öğrenebilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları