‘Güleryüzlü katil’ dediysem, ülkeyi terk ederim

Yıllardır anketlerde Türkiye’nin en güvenilir kadını seçilen Seda Sayan, canlı yayına aldığı iki kadın katili adam nedeniyle bir anda eleştiri oklarının hedefi oldu. Bu konuyla ilgili ilk kez Kelebek’e konuşan Sayan, “Ağzımdan çıkmayan lafları kullanarak beni en olmayacak yerden vurdular, ama halk beni biliyor” dedi. Tezkerenin kabul edildiği günlere denk gelen bayrama dair mesajı ise şu oldu: “Ucundan kıyısından da olsa savaşa girmeyelim.”

Haberin Devamı

Öncelikle iyi bayramlar diyeyim şimdiden.
- Benden de herkese iyi bayramlar

Finalde bayram mesajını alacağım tabii ama önce geçen ayın en büyük patırtısının koptuğu televizyon programına gelmek istiyorum. Televizyonda kaçıncı yılın?
- 26... Koskoca bir 26 yıl... Maşallah bütün gözler üzerimde.

Var mı nazar boncuğun?
- Çok nazar var. Ben inanıyorum göze. Bu sene nazarımızı aldık, gördün. Olmayacak bir şey geldi başıma.

Olmayacak derken?

- Şöyle ki nasıl sen hayvan hakları için kendini ortalığa atıyorsun, kendini paralıyorsun. İşte tam da oradan vurulduğunu düşün. Ey son hak ettiğin, en son aklına gelecek yerden... Benim başıma gelen de buydu.

‘Güleryüzlü katil’ dediysem, ülkeyi terk ederim

Seni nereden vurdular?

- Benim gibi şiddetin göbeğinde büyümüş, annesi şiddete maruz kalmış ve 26 yıldır kadınları koruyan bir kadının başına bu geldi ya, bu memlekette herkesin başına her şey gelebilir.

Öngöremedin mi başına gelecekleri?

- Öngörülecek bir şey yoktu. Orada çok önemli bir habercilik olayını atladılar. İki tane kadın boşamış ve öldürmüş bir adam izdivaç programında kadın arıyorsa, bunun haber değeri yok mu?

Bence ondan da önce, “Bu adam nasıl elini kolunu sallayarak ortalıkta geziyor” diye yasaları sorgulamak lazım.

- Hepsini Allah’a havale ettim. Çünkü hiç ağzımdan çıkmayan lafları ben söylemişim gibi kamuoyunda kullandılar.

“Güleryüzlü katil” sözünden mi bahsediyorsun?

- Tabii ki. Senin böyle bir şeyi aklın alıyor mu? Kulağınla duysan inanır mısın? “Seda bunu söyler” der misin? Hiç ağzımdan çıkmamış bir şeyi bana mâl ettiler. Yazık... Ama halk bunu biliyor mu? Biliyor. Halk benim yanımda mı? Her zaman. Onlar benim yüreğimi o kadar iyi biliyorlar ki. Eğer öyle olmasa 26 yıl nasıl burada olayım. Öyle dediğimi ispatlasınlar, bu memleketi terk ederim.

Eğer böyle bir laf ettiysen, kanıtlamak çok da zor olmasa gerek...

- Elbette. Yayın kayıtları da var, ham bantlar da... İsteyen izlesin. Çok haksızlığa uğradım, yazık oldu, üzüldüm. Çünkü bırak adama “güleryüzlü” demeyi, ben onu inanılmaz bir durumda bıraktım. “Bu adamın yüzünü tanıyın” dedim.

‘Güleryüzlü katil’ dediysem, ülkeyi terk ederim

BUNDAN SONRA KADIN PROGRAMI YAPMAYACAĞIM
Ne olmalı sence? Ne yapılmalı?
- Hayatım, bunu o adamı salıverenlere soracaklardı. Kim salıverdi, bir araştırsınlar bakalım. Hangi afla çıkmış? Ben aftan yararlanan gerçek kader mahkumlarına mutlu oluyorum. Ama diğer yandan “Karısını öldürenleri, tacizcileri ve tecavüzcüleri asın, hadım edin” diyorum! Daha önce bu tarz beyanlarımın olduğu röportajlarım çıktı. Böyle söyleyen bir kadına nasıl bu tarz suçlamalarda bulunabildiler, anlamıyorum.

Peki bu süreçte neler yaşadın, nasıl hissettin?

- O kadar üzüldümki, uçuklar çıktı. Ama neyse ki halk kendi gözleriyle görmeden, kulağıyla işitmeden asla böyle iftiralara prim vermiyor.

Ertesi günkü yayında “Ben Seda Sayan’ım” diye başlayan savunman da çok eleştirildi...

- “Ben Seda Sayan’ım”ı şöyle söyledim: “26 yıldır program yapıyorum, ben Seda Sayan’ım. Bu halkın inandığı, güvendiği kadınım, yıllardır en güvenilir ünlü seçiliyorum. Beni bunlarla yıpratamazsınız.” Yani “Ben Seda Sayan’ım, beni eleştiremezsiniz” gibi bir durum yok. Eleştiriye her zaman açığım. Sırf bu yüzden format değişikliğine gidiyorum, bunu da ilk defa sana söylüyorum. Artık kadın programı yapmayacağım.

Radikal bir karar. Neden peki?

- Türkiye’de kadın programı yapmak çok zorlaştı. RTÜK’ün getirdiği kurallar da var, belli bir kesimin baskısı da var. Artık yayında hiçbir şey söyleyemiyorsun. Artık farklı bir formata gidiyoruz.

Haberin Devamı

‘Güleryüzlü katil’ dediysem, ülkeyi terk ederim

OPRAH’I TÜRKİYE’YE GETİR, KIPIRDAYAMAZ!
Ne yapacaksın tam olarak, yeni format belli mi?
- Kimsenin aklının almayacağı bir yarışmayla dönüyorum. Muazzam, yer yerinden oynayacak.

Ne zaman peki? Bayram sonrası mı? Tek misin, yoksa yanında biri olacak mı?

- Bayram sonrası. Tek başıma olacağım. Türkiye’nin bildiği, çok sevdiğimi ama unuttuğu bir formatla dönüyorum.

Senin için “Türkiye’nin Oprah”ı diyorlar?

- Ne Oprah’ı! Oprah orada at oynatıyor. Getir buraya, kıpırdayamaz...

Yıllardır “en güvenilir ünlü” seçilmeni neye bağlıyorsun?

- Yalanım yok bir kere. Bu olayda da sarsılmadan dimdik ayakta kalabilmemi de izleyicinin dürüstlüğüme inanmasına bağlıyorum. İnsanlar artık biliyor ki bu kadın yalan söylemez. Ama “Bu algıyı nasıl yarattın, nasıl başardın?” de bilmiyorum.

‘Güleryüzlü katil’ dediysem, ülkeyi terk ederim

SİYASETÇİ OLMAM AMA GÖREV VERİLSE YAPARIM
Bu kadar güvenilir bir isim olduğun için seni siyasete yakıştıranlar da var. Politikaya atılmayı düşünüyor musun?
- Yok, düşünmedim hiç.

Teklifler gelmiştir ama.

- Ben iyi bir siyasetçi olamam. Çünkü çok fazla vicdanlıyım. Vicdan içimizdeki Allah’ın sesi. Ama görev verilirse gidip yaparım. Mesela beni AKP’den arasalar, deseler ki “Ezilen kadınlar için şunu şunu yap”, seve seve yaparım.

“40 yaş sonrasındaki felsefem, tamamen yardım etme üzerine kurulu” demişsin...

- Öncesi de böyleydi. Çok merhametliyimdir. Şanslıyım ki oğlum da benim gibi çok merhametli. Ömürcüm, merhamet çok önemli. Bir insanın vicdanı varsa, kötülük yapamaz zaten.

Çocukken de böyle merhametli miydin?
- Aynen böyleydim. Mesela çok fakirdik biz, buna rağmen elde avuçta olanı paylaşmak isterdim. Bu çok güzel bir his. Ayrıca sonunda da inanıyorum ki Allah seni mükafatlandırıyor. Bir şekilde tüm verdiğin sana geri dönüyor.

Çocukluğunda bu kadar zorluk çekenler, büyüdüklerinde yaşadıklarının etkisiyle çok acımasız da olabiliyorlar ama...

- Çok şükür onlardan olmadım. Çok vicdanlıyım. Kin nedir bilmem. Gönlümü almak da çok kolaydır. Saf taraflarım vardır.

Saf derken?

- Sorgusuz sualsiz inanırım. Hiç araştırmam. Sen bana burada ne anlatıyorsan o doğrudur benim için. “Ya niye yalan söylesin ki, neden, ne gerek var” derim.

Dedikodun da yoktur o zaman senin...

- Hiiç. Kimsenin günahını almam. Nur Yerlitaş arıyor, “Hadi toplanıyoruz akşam, sen de gel, dedikodu yapacağız” diyor. Sonra da “Ay sen dedikodu yapmazdın, pardon” diye düzeltiyor. Hayatta yapmam, kimse de aksini iddia edemez.

Acaba aileden gelen güzel özellikler mi bunlar?

- Olabilir, annem de sevmez dedikoduyu. Biz mahalle kültürüyle büyüdük Ömür.

Nerede büyüdün?

- Kadırga’da. Kumkapı-Kadırga... Mahallenin gözbebeğiydi, Ayşe ablasıydı benim annem. Perihan Abla yok muydu seyrettiğimiz, benim annem öyle bir kadındı. Herkes derdini ona anlatırdı, annem de ara bulur, sır tutar, herkesin yardımına koşardı.

‘Güleryüzlü katil’ dediysem, ülkeyi terk ederim

ŞİDDETTEN HOŞLANAN KADINLAR VAR!
Hep anneden, kadınlardan bahsediyoruz. Erkekler nerede hayatında?
- Erkekler derken; babam ve oğlum var. Babam, annemi çok üzdüğü için nefret ettiğim, bazen çocuk aklımla ölmesini istediğim biri. Ama biz dört kardeşiz, dördümüzün içinde ona en acıyan ve koruyan da bendim. Saygı mı bu, acıma mı, merhamet mi, vicdan duygusu mu, adını koyamıyorum. Kıyamadığım bir adamdı, ama bizi çok üzdüğünde, hırpaladığında “ölse de kurtulsak” diye de düşünürdüm. Yani nefretle merhameti aynı anda yaşatıyordu bana.

Oğlunla ilişkin nasıl? Zorlandın mı onu büyütürken?

- Çok iyiyiz, maşallah... Büyütürken de zorlanmadım, çünkü Allah razı olsun, oğlumu annem büyüttü. İyi ki o büyütmüş, iyi ki terbiyesini o vermiş.

Türkiye’de kadına şiddet neden bu kadar yaygın sence? Anne-babalar, oğullarını yetiştirirken büyük yanlışlar mı yapıyor dersin?
- Tabii ki. Mesela ben, oğluma hep “Birlikte olduğu kıza saygı duy, ilişkin bittiğinde bile arkasından konuşma, kıymet ver” derim. Programımda da bu tarz tavsiyelerde bulunuyorum. Canımızı yakan erkekleri kim yetiştiriyor? Bizler...

Kadınlara, şiddet mağdurlarına ne tavsiye edersin?
- Adamın sana el kaldırmasına ya da şiddet uygulamasına bir kere izin verirsen, onun arkası gelecektir. O yüzden asla müsaade etmeyin diyorum. Ama bundan hoşlanan kadınlar da var.

Nasıl yani?

- Bazıları bir tokadı bile ilgi olarak görüyor. “Bak bana şiddet göstermiyor, beni sevmiyor” diye düşünenler var inanabiliyor musun! Bazı kadınların kendisine şiddet uygulayan adamları korkudan affettiğini, bazılarının ise bundan hoşlandığını düşünüyorum. Bu yüzden kulağını çektiğim kadın çok olmuştur, çünkü “Kocamdır, döver de sever de” mantığı beni çileden çıkarıyor. Öyle bir şey yok.

Gelinler ve kaynanalar arasındaki diyaloğu ve bağı nasıl buluyorsun?

- En son yaptığım yarışmada gördüm ki kayınvalide gelinle yarışıyor, gelin kayınvalide ile yarışıyor. Böyle olursa tabii sorun çıkar. Asla o hataya düşmem, gelinimle yarışmam. Oğlum ne kadar mutlu olursa ben de o kadar mutluyum sonuçta... Ben gidip kızı didiklersem, kız da gidip oğlumu didikleyecek. Deli miyim ben?

Haberin Devamı

‘Güleryüzlü katil’ dediysem, ülkeyi terk ederim

HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI OĞLUMUN DOĞUŞUDUR
Hayatının dönüm noktası olarak gördüğün bir şey var mı?
- Hayatımın dönüm noktası oğlum. Allah’ın bana verdiği en güzel hediye evladım. İyi ki doğurmuşum. Ve hep dediğim gibi kendimi çok şanlı addettiğim bir evlada sahibim. Onun dışında her şey gelip geçici.

Kaç yaşında Oğulcan?

- 23 yaşında. Koca adam oldu artık. Ben mi doğurdum inanamıyorum.

Ne olmasını istiyorsun?

- Vallahi ne istiyorsa onu olsun. İnsan olsun da...

Nerede okuyor peki?

- Milano’da işletme okuyor. Benim yaptığım yatırımların başına geçecek tabii ki. Eğitimi de o yönde. Günü geldiğinde emekliye ayrıldığımda o bakacak işlere.

Var mı öyle emeklilik gibi bir düşüncen? Sen emekliye ayrılmazsın gibi geliyor bana, daha doğrusu seni bırakmazlar.
- Evet bırakmazlar, bırakmasınlar da zaten. Halimden memnunum. Oğulcan da “Sen çalışmalısın. Çünkü çalışmazsan ya hastalanıyorsun, ya bize sarıyorsun” diyor.

O kadar işkolik misin?
- Çoook... Oğlak burcu manyaktır. Hamaldır. Tatilde bile çalışırım. Ama tatilin tadını çıkarmayı da bilirim. Geçenlerde Sezen Aksu bile “Artık hayatı Seda Sayan gibi yaşayacağım” dedi ya...

Nasıl bir yaşam o?
- Hayatı seviyorum, yaşamayı seviyorum. Allah’ın bize lütfettiklerine şükredenlerden ve emanetine sahip çıkanlardanım. Kendime iyi bakıyorum. Eğer dostluğundan zevk alıyorsam, dünyanın öbür ucuna gelirim seninle. Böyle bir kadınım. Bu yüzden de Sezen Aksu gibi bir halk ozanı bile “Bundan sonra Seda Sayan gibi yaşayacağım” diyor.

‘Güleryüzlü katil’ dediysem, ülkeyi terk ederim

ERKAN ÇELİK ŞİİR OKUDU SEZEN AĞLADI
“Ajda idolüm” demişsin. Benim de idolüm. İnsanın yaşlanmaktan korkmasını engelliyor, değil mi?
- Bence de. Çok güzel, fit. Ayrıca o da kimsenin dedikodusunu yapmaz. Bir arada çok vakit geçirdik, sohbetler ettik. Hiçbir zaman ne kimseyle uğraştığını gördüm ne dedikodu yaptığını. Sezen de öyle. Sezen hele çok başka bir yerde. Karşısındakine inanılmaz kıymet veriyor. En son Erkan (Çelik) bir şiir okudu, ağladı Sezen...

Neden ağladı?
- Erkan’ın okuduğu şiirin, yazdığı sözlerin samimiyetiydi onu ağlatan. Yoksa böyle bir şey olabilir mi? Erkan ona şiir okuyabilir mi, yarışabilir mi onunla...

Sen de estetiğe karşı değilsin. İşin gereği olarak mı görüyorsun yoksa bu meslekte olmasaydın da estetik yaptırır mıydın?
- Hiç karşı değilim estetiğe. Ama sana bir şey söyleyeyim mi; bizler, ev kadınlarından daha az gidiyoruz estetiğe.

En son nerene estetik yaptırdın?
- Botoksumu yaptırıyorum, gerekli yerlere yağ enjekte ettiriyorum. Ama çok minik müdahaleler. Doğru estetik seni yaş olarak geriye götürendir. Seni değiştiren, “Ne yapmış bu yüzüne böyle” dedirtiyorsa, o doğru estetik değildir.

‘Güleryüzlü katil’ dediysem, ülkeyi terk ederim

ÇOK AZ YİYORUM, 1 AYDA 7 KİLO GİTTİ
Yaşlandığını hissediyor musun, ruh yaşın kaç?
- Yemin ediyorum 20, 22... Maşallah bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjim var. Girdiğim ortamı neşelendiririm. Zamanında “Çakkıdı Çakkıdı”yı da Sezen benim programımı izleyerek yaptı.

“Çok az yiyorum” demişsin. Doğru mu?
- Gerçekten az yiyorum. Benim yemeklerimi şirket yolluyor kutularda. Arada kaçamaklarım olduğu halde bir ayda 7 kilo gitti. Kutunu yanında gezdiriyorsun.

Bir de “Egoistim, benim mutluluğum çok önemli” demişsin.
- Önemli çünkü ben herkese mutluluk dağıtıyorum ekrandan. Şimdi burada beni o üzsün, bu üzsün, öbürü sinirlendirsin, ben işimi yapamam ki...

Sahne ne alemde?
- Herkes sahneyi bıraktığımı zannediyor, halbuki konserlerim, ekstralarım, halk konserlerim devam ediyor. Beni her gün ekranda gördükleri için herhalde. Bir de ben misafirlerimi ağırlamaya çok önem veriyorum. Onlar varken benim şarkı söylemem olmuyor. İnsanlar da şarkıcılığı ikinci plana atıyorum zannediyor.

Sahne sana hâlâ keyif veriyor mu?
- Hem de çok... Oradaki Seda başka bir kadın.

Bu arad yeni albüm çıktı değil mi? Maxi single daha doğrusu...
- Evet, yeni çıktı. Teknoloji değişti artık, sen de bilirsin. Önce dijitalde çıktı. Önümüzdeki günlerde raflarda da olmaya başlar. Adı “Hatıran Yeter”...

Hobilerin?
- En büyük hobim gezmek. Şu an “Kalk gidelim” desen, valiz bile hazırlamam. Yeni yerler keşfetmeyi seviyorum.

Nereye gittin en son?
- En son Monte Carlo’daydık. Ama kaçıncı gidişim hatırlamıyorum.

Hep Avrupa ve zengin mekanlar mı? Afrika’ya, Hindistan’a gider misin?
- Oralara gidemedim. Yanlış anlaşılmasın ama pis yerlere gidemem. Bende takıntılı titizlik var. Tatilde de bu titizliğim devam ediyor. En son Gülben Ergen gitmişti, bana “Sen oralara yapamazsın” dedi.

Ne kadar titizsin?
- Manyak derecede. Her yer düzenli, simetrik olmalı. Elbiseler, dolaplar, lavabolar temiz, düzenli, hijyenik olmalı mutlaka...

Ya fobilerin?
- Soğuk yerleri sevmem. Fobi gibi değil ama sevmem işte... Böcekten, fareden korkmam da karanlıkta birinin bana dokunmasından korkarım. Mesela korku tünellerine falan girmem aslabb. Karanlık olmasa da birinin bana çok dokunmasından da hoşlanmam.
Dokunmadan konuşacak benimle. Mesela bir yerden ineceğim ya da çıkacağım, el tutmam. Bileğini tutarım. Hijyenle ilgili takıntı bu galiba.

Ama sana sürekli sarılıp öpenler var?
- Hem de nasıl. Öpmeye çok karşıyım aslında ama o hijyenden dolayı değil, hastalıklardan dolayı.

Ben de bunu yazdım, “Öpüşmeyelim” dedim. “Ne soğuk kadınsın” diye tepki gösterenler oldu.
- Ben de söylüyorum bunu hep... Soğuk buluyorlarsa da bulsunlar.

‘Güleryüzlü katil’ dediysem, ülkeyi terk ederim

UCUNDAN KIYISINDAN DA OLSA SAVAŞA GİRMEYELİM
Bayram aynı zamanda küslüklerin sona erme zamanı. Var mı küs oldukların?
- Ona küstüm, bunu sildim gibi laflar benlik değil... Küs olduklarım değil de olsa olsa kırgınlıklarım vardır. Yani bir adım atıldığında affedebilirim.

Son olarak bir bayram mesajı alayım o zaman....
- Allah hepimize hayırlı bayramlar nasip etsin. İnşallah ülkemiz bir daha ekonomik kriz görmesin. İnşallah ucundan kıyısından da olsa hiçbir savaşa katılmayalım. Çocuklar ölmesin, insanlar birbirine kırdırılmasın, vurdurulmasın. Bu bayramda tüm dileğim bunlar.

‘Güleryüzlü katil’ dediysem, ülkeyi terk ederim

Haberin Devamı

ÇOCUKLARA BAYRAMLARDA MENDİL DEĞİL HARÇLIK VERİN
Bu bir bayram röportajı. Hatırladığın bir bayram anın var mı?
- Biz çok fakirdik, her istediğimiz alınmazdı belki ama bayramda hepimize ufak tefek şeyler alırdı babam. O kadar zulmeden, bizi üzen bir adam olmasına rağmen bayramları es geçmezdi. O küçük yerlerde yeni şeyler giymek güzeldi, bu nedenle de bayramlar önemliydi. Çünkü bayramlar gezmek, harçlık almak demekti.

Çok para toplar mıydın bayramlarda?
- Ben tanıdık, tanımadık bütün mahalleyi gezip para toplardım. Mendil verene küfür, kıyamet (gülüyor)... Ne yapacağım mendili. Çocuklara mendil değil harçlık verin diye mesaj verelim yeri gelmişken...

‘Güleryüzlü katil’ dediysem, ülkeyi terk ederim

Haberin Devamı

AŞK OLMAZSA GÖZÜNÜN IŞIĞI SÖNER
Aşka gelelim biraz da... Aşk, hayatın neresinde olmalı? Bu güçlü duygu, neler katıyor sence insana?
- Aşk hepimizin içinde var; Allah’a aşk var, aileye var, evlada var, eşe var. Aşksız olur mu? Tek bir anlamı yoktur aşkın. Mesela bana göre sen, içinde hayvan aşkıyla yaşıyorsun. Aşkı sadece kadın erkek ilişkisi diye yorumladıklarında üzülüyorum. Biraz daha tasavvufi bakıyorum olaya. Aşksız olursan gözünün ışığı söner. Aşk hep var.
“Aşk”ın peşinden koşar mısın peki, yoksa o mu gelir peşinden?
- Eğer içinde aşk varsa, gelir seni bulur.
İş mi, aşk mı?
- İkisi beraber olsun.

Yazarın Tüm Yazıları