Paylaş
Hadi peki ağlar da hikayesini, sonunu bile bildiği filmin başından sonuna kadar ağlar mı?
O da yetmez eve gelir, evdekilere anlatırken yine ağlamaya başlar mı?
Evet evet, bunların hepsi oldu bende.
Gözlerim kan çanağına döndü.
Perişan oldum.
Bana bunu Jack London’ın o meşhur romanı Beyaz Diş’in (White Fang) en son beyazperde uyarlaması yaptı.
Daha önce de pek çok Beyaz Diş uyarlaması izlemiştik tabii ama bu animasyon o kadar gerçekçi bir dil ve görselliğe sahip ki insanın kalbine dokunmayı başarıyor.
Köpeğin gözlerindeki ifadeleri bile öyle gerçekçi çizmişler ki, müthiş.
Yazının kalanı için spoiler uyarısı yapayım ama sanırım hepiniz okumuşsunuzdur bu romanı.
Pek çok çocuk ve genç bu öykü sayesinde dünyayı hayvanların gözünden de görebilme imkanı bulmuştur.
Annesi kurt köpek melezi, babası ise kurt olan Beyaz Diş’in öyküsü, onun gözünden anlatılır romanda.
Hikaye 1890’larda Kanada-Yukon’da, altına hücum yıllarında geçer.
Bugüne dek 89 dile çevrilen Beyaz Diş romanı ahlak, vicdan, adalet, pişmanlık, aile bağları, sadakat gibi konuları kucaklayan bir çok satan olarak tarihe geçmiştir.
İşte o Beyaz Diş şimdi ise Oscar’lı yönetmen Alexandre Espigares tarafından şahane bir animasyon olarak sinemalarda.
Ben yazının başında da dediğim gibi Jack London’ın yapmaya çalıştığı şeyi, bir hayvanın duygularını, sevgisini, acısını bir köpeğin gözünden görmeyi başarabildiğim için iliklerime kadar hissetim filmi.
Size de şiddetle tavsiye ediyorum.
Yaz ayı, sıcak demeyin, alın sevdiklerinizi gidin bu filme.
NOT: Beyaz Diş’in Türkçe dublajlı halinden başkası yok ne yazık ki vizyonda. Biz de basın gösteriminde dublajlı izledik filmi. Orijinali olsa tercih ederdim demeden geçmeyeceğim.
Türkiye’de çalışan yabancılar, turistler ve orijinal dilinde izlemek isteyen bizler için bir tane de olsa orijinal kopya olmalı bence vizyonda.
Köpek dövüşü sahnesi çekilmez
Yeni Beyaz Diş’le ilgili en sevdiğim şey Jack London’ın romanının bu kez animasyon olarak sinemaya aktarılması oldu.
Hayvanların konunun merkezinde olduğu hikayelerin canlı değil de animasyon olarak perdeye gelmesi o kadar doğru bir karar ki.
Beyaz Diş, bolca köpek dövüşü, kavga, kovalama, yaralama içeren konusuyla gerçek insan ve köpeklerle çekilse izlerken bırakın keyif almayı kuşkusuz bolca işkence çekerdik.
Sıcak, çok sıcak!
Bilmem sizle aynı mıyız?
Sıcaktan düzgün uyku uyuyamıyorum ben.
Uykuya geçmek ayrı bir dert, sonrasında uykuda kalmak bir başka dert.
Havada oksijen kalmamış gibi hissediyorum, sanki biri odanın içindeki havayı çekiyor.
Klima da açamıyorum hasta olurum diye.
Fena durumdayım yani, sıcak, çok sıcak.
Ama işin kötüsü bu sıcaklar, hatta daha da fenası önümüzdeki 4 yıl da devam edecekmiş.
Hollandalı bilim insanları küresel ısınmanın 4 yıl boyunca artarak etkisini devam ettireceğini açıklayalı saatler oldu.
Yakın zamana ait bir başka araştırma da bu yıl dünyanın 35 farklı bölgesinde tüm zamanların en yüksek sıcaklıklarının tespit edildiğini duyurmuştu.
Emre Altuğ’un “sıcak, çok sıcak, daha da sıcak olacak” diyen şarkısı gerçeğe dönüştü anlayacağınız.
Oysa ne de çok severdim o şarkıyı...
Günün sözü
“Köpeğe verilen kemik hayır işlemek değildir. Hayır, sen de köpek kadar açken köpekle paylaştığın kemiktir.” (Jack London)
Paylaş