Elektrikli otomobil efsaneymiş

Alkollüyken de kullanılabilen otomobil yapmışlar!

Haberin Devamı

Şaka demeyin, dalga geçiyor demeyin.

Elektrikli otomobil efsaneymiş

Gerçek çünkü.
Sen oturuyorsun, gideceğin yeri yazıyorsun, direksiyonu kendi yönlendiriyor.
Los Angeles’ı iki yıldır oralarda yaşayan arkadaşımız Sedat Eren’le gezdik.
Sedat teknolojik anlamda her türlü yeniliğin merkezinde olmanın tüm avantajlarını kullanıyor.
Tesla marka otomobili ve yeni aplikasyonlarını ilk kullananlardan olmuş.
Araç benzinlilerle karşılaştırıldığında biraz pahalı ama kullanırken yakıt parası ödemiyor olmak ilk başta ödenen bu parayı dengeliyor.
Fotoğrafta da gördüğünüz gibi şehrin belli yerlerinde Tesla marka araçların şarj üniteleri var.
Ücretsiz olarak şarj edebiliyorsunuz, 20 dakikada doluyor.
Aynı şeyi kendi evinizde de yapmanız mümkün.
Hız tutkunlarını ilgilendirecek detay ise Tesla’nın 2.8 saniyede 100’e çıkıyor olması...
Şu şakayla karışık, alkollüylen bile kullanılıyor dediğim otomatik pilot sistemine gelince...
Direksiyonu, freni bırakıyorsunuz, şerit takibi, 360 derecelik görüş, GPS navigasyon, dijital harita kullanma, öndekinin hızına göre hız ayarlama, frene basma gibi akıllı hareketlerle araç sizi istediğiniz yere götürüyor.
Yayaları görüyor, bisiklet ve motosikletleri de hissediyor...
Bu otomatik pilot aplikasyonu daha çok yeni, sadece iki haftalık ve şu anda sadece Amerika’da mevcut.
Sedat’la birlikte Los Angeles otobanında ilk kullananlardan olduk.
Biraz korkmadım değil tabii, makine sonuçta, ya öndeki durduğunda fren yapmazsa, ya direksiyonu aniden sola, sağa kırarsa, hızlı giderken birden durmaya karar verirse diye aklım çıktı.
Ama adamlar yapmış işte.
Emisyon sıfır, benzin harcamıyor, çevreyi kirletmiyor, tek bir yanlış haraket yapmadan kendi kendine gidiyor, daha ne olsun!
Not: Yakında boş yeri bulup, kendi kendine park etme aplikasyonu da gelecekmiş.

Haberin Devamı


Taşranın tutuculuğu Oscar yolunda


Fransa’nın bu yılki Oscar aday adayı taşradaki tutuculuğu, geriliği, baskıyı anlatan bir Türk filmi!
Bizim Oscar aday adayımız olması için başvurmuş ama kabul edilmemiş.
Bizim senaryolar için artık sıradan olan bu konu, vasat bir filmle anlatılmış olsa da yabancıların ilgisini çekti tabii.
“Mustang” adlı Türk filmi, Fransa’da yetişmiş kadın yönetmen Deniz Gamze Ergüven ve Türk oyuncularıyla, Fransa’nın Oscar aday adayı olarak Oscar’a gönderildi.
Taşrada kızlara uygulanan baskı, tutuculuk, gericilik, yabancı ülkelerin bayıldığı konular olsa da bize ise hiç yabancı değil tabii.
Böyle bir filmin Türk izleyicisinde yabancılarda yarattığı etkiyi yaratmasına imkan yok.
Hele bir de vasatı aşamayan, klişelerle, eksik ve yanlışlarla dolu bir yapımsa.
Mustang, vahşi, zaptedilemeyen, özgür yaşayan at anlamına geliyor, İspanyolcada ise yoldan çıkmış demek.
Yoldan çıkanlar, zaptedilemeyenler de filmdeki kızlar tabii.
Klişelerle dolu olsa da gerçeklikten uzak, çelişen sahneler buralarda geliyor.
Fransa’nın Oscar adayı olan bu Türk filminin tek artısı beş başrol oyuncusu.
Bu açıdan bakarsak, Güneş Şensoy, Doğa Doğuşlu, Elit İşcan, Tuğba Sunguroğlu ve İlayda Akdoğan’a Oscar yolunda “yolunuz açık olsun kızlar” demek en doğrusu.

Haberin Devamı


Cadılar Bayramı’nın en’leri

Bu Cadılar Bayramı’nın ekmeğini en fazla yiyen film bizde de aynı hafta Kızıl Tepe adıyla vizyona giren Crimson Peak oldu.
New York’un büyük mağazalarının vitrinlerini süslemekle kalmadı, filmin kostümleri Halloween partilerine de damgasını vurdu.
Bilen bilir, her Halloween’de bazı kostümler olay olur, hakaret ve aşağılama içerenler teşhir edilir, sosyal medyadan bir saldırı başlar.
Bu yıl da pek çok kostüm eleştiri odağı oldu.
Wal Mart, özür dileyerek ‘Peştun Papa’ kostümünü kaldırmak zorunda kaldı.
Aynı şeyi ‘Şişman Kız’ kostümü için de yaptı.
Kanye West ve Nicki Minaj kılığına girerken yüzlerini siyaha boyayan Amerikalılar da ırkçı eleştiriler sonucu sosyal medyadan paylaştıkları Halloween fotoğraflarını kaldırmak zorunda kaldılar.
Siyahi olduğunu iddia ederek son zamanlarda ortalığı karıştıran beyaz aktivist Rachel Dolezal kılığına girip, sarkastik pozlar Kelly Osbourne da bu yılın yuhalananları arasındaki yerini aldı.
Ve geleyim benim en nefret ettiğim ve laflar biriktirdiğim kostüme... Afrika’daki aslanı öldüren Amerikalı dişçinin kostümü.
Bunu giyen neyin kafasını yaşıyordu merak ettim doğrusu.
İyi ki yakınlarımda değildi, görsem uçan kafa atabilirdim herhalde.

 

Yazarın Tüm Yazıları