Deprem bölgesindeki ünlüler

En son Nurgül Yeşilçay, Hürriyet’e, Hakan Gence’ye verdiği röportajda “Bazı insanlar yardım etmek için bölgeye gitti ama afette ilkyardıma dair bilgileri yok. Yani çadır yok, uyku tulumu yok, hiçbir donanım yok, neden oradasın? Fotoğraf çekmek için mi?” dedi. 

Katılmıyorum.

Zaten belki de arama kurtarma çalışmalarının yapıldığı depremin ilk günleri için söylemiştir Nurgül bunu. Çünkü özellikle bugünlerde fotoğraf çektirmek için bile olsa ünlülerin deprem bölgesine gitmesi, oradaki insanlarla vakit geçirmesi depremzedelere iyi gelir.

Yıkımdan çıkıp bin bir güçlükle hayatını yeniden kurmaya çalışan binlerce insan arasında bir kişiye bile moral olunsa önemlidir.

O ünlünün bir takipçisinden bile yardım gelse faydadır.

Gündemin bu kadar çabuk değiştiği, deprem bölgesinde yaşananların, yaşanmakta olanların geri plana atılmaya başladığı bugünlerde bölgeye gitmek çok daha değerli hale geldi.

Dahası oraya gidip o acıları, o yıkımı gören hiç kimsenin bölgeye ve insanına kayıtsız kalacağını düşünmüyorum. 

Çok uzun bir süre daha deprem bölgelerine gitmek, bırakmamak, unutturmamak hepimizin görevi olmaya devam etmeli.

İster bir çadıra girip insanlarla sohbet edelim, bir çaylarını içelim, ister yemek yapalım, dağıtalım, ister çocuklarla top oynayalım, ne yaparsak yapalım, orada olalım.

Oscar’a süper kahraman filmi

Her izleyen “Uzun zamandır bu kadar saçma, bu kadar anlamsız, bu kadar absürt ama bir o kadar da ilginç ve güzel bir film izlememiştim” diyor.

Silip süpürdüğü Yapımcılar Birliği, Oyuncular Birliği, Altın Küre ve Film Eleştirmenleri Birliği ödülleri ile aldığı Oscar adaylıklarına bakılırsa (11 dalda ve en fazla adaylıkla diğer filmlerinin önünde) bu pazar gecesi gerçekleşecek olan Oscar töreninde bolca heykelcik alacak gibi de duruyor.

“Everything Everywhere All at Once” (Her Şey Her Yerde Aynı Anda) adlı macera, komedi, bilim kurgu türlerini harmanlayan filmden söz ediyorum.

Çinli bir göçmen cinsel tercih karmaşası içindeyken kendisini mutlu edecek hayatı sürdürebileceği diğer evrenleri keşfederek farklı maceralara dalıyor.

Boyutlar ve evrenler arası yolculuğunda dünyayı kurtaran bir kahramana dönüşüyor.

“Everything Everywhere All at Once” eğer Oscar alırsa tarihin Oscar alan ilk süper kahraman filmi olacak.

Evrenler arası gidip gelen bu komedi izleyenleri tam olarak ikiye bölmüş durumda.

“Ben ne izledim” diye tavsiye edene saydıranlar var, onlara tavsiye eden olmak istemem.

Diğer yanda ise Oscar töreni öncesi bu filmi görmenizi isterim, çünkü Oscar’ı aldıktan sonra nasılsa öyle ya da böyle izlemek isteyeceksiniz.

Bari önceden görün ki Oscar gecesi konuşacak, yorum yapacak haliniz olsun. 

Bu arada bir not:

Filmin senaryo yazarı ve yönetmenleri Daniel Scheinert ve Daniel Kwan’ın geçmişinde televizyon şovları ve müzik video klipleri var. Bilerek izleyin. Bu tecrübelerinin filmin kurgusunun hızı ve ritminde etkisini izlerken fark edeceksiniz.

Podyumda robot var

Paris’teki Coperni moda şovunun yıldızları modeller değil robotlar oldu.

Şaşırmadık; Coperni’nin teknoloji takıntısını geçen yıldan hatırlayın, Bella Hadid’e podyumda sprey boya ile elbise yapmışlardı. Bu yıl daha da radikal bir farkla, robotlarla geldiler.

Geliştirdiği Atlas, Spot ve BigDog gibi robotlarla dikkat çeken Boston Dynamics robotlara silah vermeyeceği konusunda bir anlaşma imzalamıştı.

Robotları podyuma çıkararak insan-robot ilişkisine öldürme, şiddet, zarar vermenin aksine sanatsal bir boyut getirmeyi amaçladıkları ortada.

Robotlu şovda robotlar modellerin çantalarını taşıdı, paltolarını çıkarmalarına yardım etti, onlarla yürüdü, resmen sahneyi paylaştı. 

Hatta rol çaldılar da diyebilirim, çünkü gözler modellerden çok robotlardaydı. 

Seneye podyumlarda kıyafetleri robotlar taşırsa hiç şaşırmayacağım.