61. Cannes Film Festivali sürüyor. Ve biz Türkler bu yıl Cannes’da geçen yıllara oranla çok daha kalabalığız.
Üstelik sadece sinema değil, müzik ve moda dünyasının önemli isimleri de burada. Kimler yok ki; Asya, Fatih Akın, Barbaros Apaydın, Yavuz Bingöl, Muammer Brav, Ebru Ceylan, Nuri Bilge Ceylan, Abdurrahman Çelik, Reis Çelik, Pamir Demirtaş, Kenan Doğulu, Muammer Elveren, Ferhat Göçer, Biket İlhan, Kenan İmirzalıoğlu, Nida Karabol, Mahsun Kırmızıgül, Hülya Koçyiğit, Yekta Kopan, Mine Vargı, Ömer Vargı, Engin Yiğitgil ve unuttuklarım (kusura bakmazlar umarım).
Cannes’a ilk kez gelmiş olanlar atmosferden o kadar etkileniyorlar ki, gelecek yıl için yerlerini şimdiden ayırttılar bile. Çünkü festival zamanı burada ev ya da otel bulmak neredeyse imkansız. Önceden ayarladıysanız geliyorsunuz, yoksa hiç şansınız yok.
Herkes Fatih Akın’ın peşinde
Neyse, döneyim yaşananlara. Festivalin ikinci günüydü. Vakit gece yarısını geçmiş. Engin Bey, Mahsun, Pamir oturuyoruz. Bir ara iki üç masa ötemizde bir hareketlilik oldu. Bir baktık Fatih Akın. Yine yerinde duramıyor. Herkes bir resim ya da bir çift laf için peşinde. Bize de uğradı tabii. "Gel, otur biraz" dedik ama bir saat sonra gelebileceğini, bir randevusu olduğunu söyledi. Öylesine sordum kimle diye... Kimleymiş dersiniz? Yeni kankası Sean Penn’le. E, ne de olsa ikisi de Cannes’da jüri başkanı. Yakışır dedik ve yolcu ettik Fatih’i.
Ömer Şerif ve Üç Maymun
Birkaç dakika sonra Ömer Şerif geldi. Türk olduğumuzu öğrenince yüzü güldü hemen. Fotoğraf çekilirken "Yarın sizin filmin galası var, biliyorum" dedi. İşte o zaman daha da iyi anladım ki Nuri Bilge Ceylan’ın filmi Cannes’da olay olmuş. Ömer Şerif’e kadar herkesin takipte olması hoşuma gitti.
Indiana Jones beğenildi
Steven Spielberg en son 1982 yılında E.T. ile Cannes’a gelmiş. Şimdi ise ondan tam 26 yıl sonra son Indiana Jones filmi için şehirdeydi. Filmin basın toplantısı nasıl anlatılır bilemiyorum. Harrison Ford, Cate Blanchett, Shia LaBeouf, George Lucas ve Steven Spielberg’in karşınızda durduğunu düşünün. İnsan heyecandan donup kalıyor gerçekten. Bu toplantının notları hafta sonunda Indiana Jones yazımda olacak. Filmin nasıl olduğuna gelince.
Harrison Ford toplantıda "Ben filmi bilet alacaklar için yapıyorum, onlar mutlu olsun yeter" diyerek eleştirmenleri pek takmadığını ima etse de film eleştirmenler tarafından beğenildi. En azından Indiana Jones Kristal Kafatası Krallığı, prömiyerini iki yıl önce Cannes’da yapan Da Vinci Şifresi’nin başına gelenlere maruz kalmadı, yani yuhalanmadı. Kimi eleştirmenler "19 yıllık beklemeye değmedi" yorumunda bulunsa da onların sayıları azdı. Film çoğunluk tarafından eğlenceli bulundu ve geçer not aldı.
Kırmızı halıda rol çalmak
Gazeteler "Üç Maymun"un oyuncularından Hatice Aslan için Cannes’ın yıldızı diye yazdı. Uzun kuyruklu elbisesiyle fotoğrafçıların ilgisini çekti gerçekten. Özlem Süer imzalı elbise hoştu.
Hatice Aslan da.
Yılların tiyatrocusu olan Hatice Aslan, filmin tek kadın figürü olarak üstüne düşen görevi yerine getirdi, gerek kıyafeti, gerekse de endamıyla kırmızı halının hakkını verdi diyebiliriz.
Hatta ben kırmızı halıda dikkat çeken, güzel bir kadın oyuncumuz olduğu için gurur bile duydum o gece. Ama keşke o son hareket olmasaydı.
Yönetmen ve oyuncular artık salona doğru yürürken Hatice Aslan’ın onlardan ayrılıp ellerini iki yana açarak tek kişilik şova girmesine ve ekip arkadaşlarından rol çalmasına bozulanlar olduğunu duydum. Kendisi de biliyordur ki dozunda oyunculuk abartıya kaçınca eleştiri alır.