Çağan Irmak yaptıysa

Çağan Irmak yaptıysa iyidir diye bir klişe var.

Haberin Devamı

Pek şaşmayan bir klişe.

Çağan’ın son filmi, kocasını kaybeden 50 yaşındaki bir kadının kendinden beklenen hayatı yaşamak, evde oturup torun bakmak yerine hayallerinin peşinden gitmesinin hikayesini esprili, duygulu bir dille anlatan “Nadide Hayat”...
Ve bu filmde de klişe şaşmamış.
Film başta biraz bocalasa da ilerleyen dakikalarında izleyenleri avucunun içine almayı, ısıtmayı, sarıp sarmalamayı, güldürmeyi, duygulandırmayı başarıyor.
Muhteşem iki başrol Demet Akbağ ve Yetkin Dikinciler’e saat gibi işleyen, şaşmayan bir oyuncu kadrosu eşlik etmiş.
Çağan Irmak, Türk sinemasında fantastik öğeleri, hayalleri en iyi uygulayan isimlerden.
Nadide Hayat’ta da bu sahneler ön plana çıkıyor.
Animasyon karakterler, Beyaz’ın seslendirdiği balık ve iki ünlü ismin ses verdiği caretta caretta’lar filmin ve Nadide’nin hayal dünyasını renklendiren öğeler.
Müzikler, Irmak’ın vazgeçilmezi Evanthia Reboutsika imzasının taşıyor.
Müzik demişken, final jeneriği akarken Çağan Irmak sürprizine hazır olun.
Bir yönetmen kendi filminden ancak bu kadar güzel uğurlayabilir izleyicisini.

 

Haberin Devamı

Kadın filmi mi demişti!


Yıllar yıllar önce bir sohbetimizde Demet Akbağ, sinemamızda kadın hikayelerine yer verilmediğinden yakınmıştı.
Kalbi temizmiş demek ki, şimdi öyle bir filmde başrol oynuyor ki, Türk sinemasının en yoğun kadın temalı filmi desem yanlış olmaz.
Çağan Irmak’ın “Nadide Hayat”ı hayata yeni başlangıçlar yapmaktan korkanlara, mutluluk adına umudunu kaybedenlere, özellikle de orta yaş kadınına çok değerli bir hediye sunuyor.


Bu hayat benim

Bu hayat benim diye yaşamak, mahalle baskısına boyun eğmemek, o ne der, bu ne der, kim ayıplar, kim alkışlar diye düşünmeden içinden geldiğince karar vermek, cesurca uygulamak, sonuca değil yolculuğun kendisine odaklanmak.
İşte “Nadide Hayat”ın bendeki özeti.


Aşkla yap

İşini aşkla yapmak diye bir şey var.
Yapana dünyayı cennet kılan bir şey bu.
Atilla Dorsay’ı, “Nadide Hayat”ın galasında, elinde fotoğraf makinesiyle gördüğümde sinema kadar fotoğrafa olan aşkını da anladım.
Ayaküstü sohbetimizde kızı Ece Dorsay’ın müzik aşkına geldi laf.
Ece’nin, içindeki 11 şarkının 10’unun söz, beste ve aranjmanları kendisine ait üçüncü albümü “Dünyamın Haritası” çıktı.
Albümde bir de Ajda Pekkan yorumuyla dinlediğimiz Vitrin adlı şarkı var.
Albümün yolu açık olsun.

Yazarın Tüm Yazıları