Paylaş
Kimi Steve Jobs’un sözü diyor, kimi Muhammed Ali’nin.
Ben ise en son Woody Allen’ın Cafe Society filminde rastladım bu gerçekçiliği ile can yakan cümleye.
Cafe Society, pek çok mücevher gibi diyalog barındırıyor içinde.
Hollywood’un eski yıllarında geçen bir aşk üçgenine odaklanıyor film.
Ve yine ilişkiler hakkında güzel, derin cümleler kuruyor, bolca düşündürüyor.
Ben hafta sonu iyi film izlemek istiyorum diyenlere Cafe Society dedim.
Hâlâ vizyonda.
Aklınızda olsun.
Çok izlense de boş
Gerçek Kötüler gibi alakasız bir Türkçe isimle vizyona giren Suicide Squad’i çok sevmediğimi, özellikle senaryosunu pek bir zayıf bulduğumu, Jared Leto’nun Joker’inin tam bir hayal kırıklığı olduğunu Pazar günü Hürriyet Keyif ekindeki sinema köşemde yazmıştım.
Ama filmin aynı Amerika’da olduğu gibi bizde de çok izlenip rekora koşacağını da dip not düşmüştüm.
Yağmurlu havanın da katkısını göz ardı etmemeli tabii ama ilk hafta beni yanıltmadı.
Hafta sonu özellikle İstinye Park ve Akasya AVM’lerdeki Cinemaximum’ların IMAX salonları ilk sıralarına varana kadar doluydu.
Şaka değil, en ön koltukta filmi izleyenler gördüm.
Çıkışta ise insanların çoğu harcadıkları vakit için kendilerini şöyle avutuyorlardı; Harley Quinn fena değildi ama, öyle değil mi?
Öyle de sadece Quinn rolünde Margot Robbie var diye koca film çekilir mi!
Sahibini kaybeden köpek!
Ekşi Sözlük’te “Kadıköy’de Sahibini Kaybeden Köpek” başlığını görünce, algıda seçicilik de var tabii, hemen tıkladım.
Ben en son baktığımda 8 sayfası vardı entry’nin.
Bir sözlük yazarı Kadıköy’de bulduğu, tasmalı olduğundan sahipli olduğunu düşündüğü köpeğin fotoğrafını çekip paylaşmış.
Sahibi bulunana dek sahiplenmişler de köpeği.
Bu ev köpeğinin sokakta kalmasının ne demek olduğunu şöyle anlatayım; 5-10 yaşlarındaki bir çocuğun Kadıköy’ün orta yerinde anne babasını kaybettiğini düşünün.
Birileri ilgilenmezse hayatta kalması o kadar zor yani.
Bu köpekçik iyi insanlara denk gelmiş.
Darısı diğer kaybolanların başına.
Bu yüzden ortalarda tasmalı, oradan oraya koşturan bir köpek görürseniz mutlaka siz de yardım edin, bu Ekşi Sözlük yazarının yaptığını yapın.
Dedikodunun faydaları
İnsan beyninin büyümesinin ve insanlığın gelişiminin sosyalleşme ve birbirine yardım etme özelliklerinden kaynaklandığı kanıtlandı.
Yani bir insan ne kadar çok sosyalleşiyor ve yanındakilere ne kadar fazla yardım ediyorsa o kadar gelişiyor.
Dedikodu bile olsa bu bir gelişim sağlıyor ve insanları birbirine bağlıyor, pozitif sonuçlar doğuruyor.
Bir masa etrafında toplanıp saatlerce konuşan, birbirlerinin dertlerine iyi gelen insanlar boşa vakit harcamıyor anlayacağınız.
Gelişiyorlar.
Dişi kediler daha duyarlı
Kedinin de dişisi, erkeği farklı.
Yapılan bir araştırma dişi ve erkek kedilerin, yavru kedilerin acil durumlarda çıkardıkları seslere karşı farklı tepkiler verdiğini ortaya koydu.
Dişi kediler, kendilerinin bile olmasa yavru kedilerin acil durumlardaki miyavlamalarına tepki veriyorlar ve hemen yardıma koşmak için harekete geçiyorlar.
Erkek kediler ise bu çağrılarla ilgilenmiyor bile.
Kedisi, insanı fark etmiyor yani, dişi olunca empati gücün yükseliyor ve daha duyarlı oluyorsun.
Paylaş