Paylaş
Best Model öyle büyüdü, öyle aranan bir marka oldu ki, Türkiye’de 17, dünyada ise 78 taklidi çıktı.
Erkan Özerman, Best Model ile Türkiye’ye yaptığına benzer bir katkıyı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için de yapıyor.
Önce bunun nedenine, niçinine bir bakalım, Özerman’ın Kıbrıs’la olan o özel bağına.
Özerman, Sadrazam Pepe Mehmet Paşa’nın torunu. Paşa Kıbrıs’ta valiyken Lefkoşa’ya bir cami yaptırıp, “Bu torunuma miras olsun” diyor. Kısacası Özerman’ın bölünmeden sonra Lefkoşa’nın Rum kesiminde kalan bir camisi bile var.
Özerman’ın Kıbrıs’la ilgili böyle bir geçmişi ve bağı varken, adayı dünyaya karşı savunmak ve kabul ettirmeye çalışmak biraz da ona kalıyor.
KKTC dünyada kabul edilmeyen bir devlet olmasına rağmen Özerman, Best Model’ı yaptığı her ülkede KKTC’nin de yarışmada olmasını şart koşuyor.
KKTC olmazsa, yarışma da yok diyor.
Ve pek çok ülke yarışmayı Özerman’ın şartlarıyla gerçekleştiriyor.
Bayramda Kıbrıs’ta, Erkan Özerman ve bu yıl Best Model’da KKTC’yi temsil edecek Erdal Özirfanoğlu ve Yıldız Avşar’la birlikteydim.
Bu yıl 6 aralık’ta İstanbul’da yapılacak olan yarışma öncesinde heyecanlı olduklarını söylediler.
Bir ara Yıldız’ın tacını da takıp poz verdim.
Modellik demişken Erkan Özerman’ın “manken 90-60-90 olmamalı” açıklamasını da paylaşmadan edemeyeceğim.
Bizim ideal bildiğimiz vücut ölçüleri poydumlar için biraz fazlaymış. Podyuma çıkmak için bunlardan 3-5 santim düşün dedi Özerman.
Tacı sahibine iade ederken nasıl bu kadar uzun ve zayıf olunur şeklinde deli sorular vardı aklımda.
Cem Yılmaz olmak kolay değil
Bu aralar en çok konuşulan adam Cem Yılmaz.
Pek Yakında vizyonda, Üç Adam’da konuk Cem Yılmaz, Amerika’ya gidip stand up gösterisini yapan da Cem Yılmaz.
Herkes filmden, Üç Adam’dan ya da Amerika şovundan yola çıkarak onu konuşuyor, onunla ilgili birşeyler söylüyor.
Ben de Cem Yılmaz’ı nasıl bilirsiniz sorusunu kendimce üç paragrafla açıklamaya çalıştım:
Adam yetenekli ama “ben iyiyim zaten” deyip üstüne yatmıyor, sürekli çalışıyor, antenleri açık tutup etrafta olan biteni izliyor, süzüyor, emiyor, sonra zeki bir şekilde bize kahkahalarla geri veriyor.
Zekası bir yana her geçen gün çok daha olgun, karizmatik ve yakışıklı görünüyor. Kadınlar ona bayılıyor, erkekler de içten içe hem özeniyor hem de kıskanıyor.
Sinemayı çok seviyor. O kadar seviyor ki Pek Yakında gibi bir film yapıyor. Türk sinema tarihine ve sinema aşkına bu kadar güzel göndermeler yapan bir film daha varsa söyleyin.
Ölen keçi ve çocuk
Köpek çocuğu ısırırsa haber değildir, çocuk köpeği ısırırsa haberdir.
İnsan keçiyi öldürürse haber değildir ama keçi çatıdan atlayıp üzerine düştüğü çocuğu öldürürse haberdir.
Ama bazen bununla bile kalınmaz, ileri gidilip, “Keçinin öldürdüğü çocuk gerilla olmak istiyordu” haberi bile yapılır!
Çatıya bırakılan keçinin korkulukları aşıp aşağı atlaması ve 13 yaşındaki Heval Yıldırım’ın üzerine düşerek ölümüne sebep olması bayram haberlerinin öne çıkanlarındandı.
Keçi zaten ölecekti demeyin, denilene göre bir kurbanlık mertebesine erişmek var, bir de çatıdan düşüp telef olmak.
Heval’le ilgili DİHA’da çıkan “gerilla olmak istiyordu” haberi ise tam anlamıyla talihsizlik. Hayatını kaybetmiş küçük bir çocuk üzerinden ideolojik söylemlerde bulunmak anlaşılır bir şey değil.
Küçük bir çocuk ve bir hayvan ölmüş, arkalarından denebilecek tek şey “üzgünüz” olmalı bence.
Paylaş