Çocukluğumda her gece yatmadan önce günün en önemli olayını günlüğüme yazardım.
Ortaokul yıllarımdı. Sevgili günlüğüm komşumuzun karısına uyguladığı şiddetin bende yarattığı öfkeyle dolup taşmıştı. N. amca daha çok bağırırdı, arada itip kakardı da. S. teyzenin sesini pek duymazdım. ıçten içe ağlardı ve ne olursa olsun kocasına toz kondurmazdı. Baba öfke saçarken çocuklar kaçacak delik ararlardı evin içinde. şiddet gösteren erkeğe karşı öfkem, başkaldırışım o yıllarda şekillendi ve beni hiç terk etmedi. Ne mutlu bana ki çalıştığım gazete de beni rahatsız eden bu toplumsal soruna duyarsız değil. Hürriyet Gazetesi’nin altı yıldır başarıyla sürdürdüğü Aile ıçi şiddete Son kampanyasını çok önemsiyorum ve sonuna kadar destekliyorum. Geçen yıl kadın sanatçıların konseri vardı. Bu yıl ise 8 Mart’ta Lütfi Kırdar’da erkekler kadınlar için sahne alacaklar. Biletleri Biletix’te satılan konserin geliri 24 saat açık olan Acil Yardım Hattı’na (0212 656 96 96) bağışlanacak. Ve daha da önemlisi topluma örnek erkek sanatçılar en sevilen şarkılarını söyleyecekleri o konserde aile içi şiddete karşı mesajlar verecek ve konuyu gündemde tutarak eminim pek çok kadın ve çocuğun hayatını değiştirecekler. Konserin DVD’si ise DMC etiketiyle kısa süre sonra piyasada olacak. Bir taşla bin kuş vurmak için 8 Mart’ta sizleri Behzat Gerçeker ve ENBE Orkestrası eşliğinde Cihan Okan, Ferhat Göçer, Kenan Doğulu, Mirkelam-Kargo, Mustafa Ceceli, Teoman, Yalın ve Yüksek Sadakat’in sahne alacağı konsere bekliyoruz.
Tarkan’ın gözlerinden öp dediler
“Bir insanı değerlendirmek için uygulanacak altın ölçü, onun doğaya ve sokak hayvanlarına yaklaşımını izlemektir bence” demiş Telesiyej imzalı Taraf yazarı. Kalemine sağlık, bu cümleyle hayatımı üzerine kurduğum felsefeyi çok güzel özetlemiş gerçekten de. Tarkan tutuklandıktan sonra “düşene bir de biz vuralım” acımasızlığıyla eteklerindekileri dökenler çok oldu. Onun Amerika’daki fotoğraflarından girdiler, askerlik muhabbetinden çıktılar. Ne diyeyim, fenalar işte. Ve de faniler. Çoğu meslektaşımın aksine, Tarkan’ı ben doğa ve hayvan sevgisiyle değerlendiriyorum. Hayvan sevgisine bakıp insanlığını anlıyorum. Köpeklerle birlikte poz verdiği resimlerdeki mavi gözlerine dalıp dalıp gidiyorum. Ve orada çoğumuzda olmayan saf, temiz, derin, iyi kalpli sevgiyi görüyorum. Hasankeyf için yaptıklarını, PETA için aktivist girişimlerini, sokaktaki yaşlı ve hasta köpekleri çiftliğine alıp, tedavi ettirdiğini, beslediğini hatırlayınca onu gözlerinden öpmek istiyorum. Son birkaç gündür Radyo D, Kral FM, Radyo Klas, Best FM, Alem FM, PowerTürk, Show Radyo, Radyo Tatlıses, ıstanbul FM, Radyo Viva, Radyo Moda ve SlowTürk sabah 07.00’den başlayarak tekli saatlerde bir Tarkan şarkısı çalarak megastara destek oluyorlar. Kral TV, Tarkan’ı günün sanatçısı yapıyor. Nazan Öncel şarkısında Tarkan, “Çocukların, balıkçıların, selamı var martıların, öp dediler gözlerinden bir kere de bizim için” diyor. Tarkan eminim onun mağduriyetini fırsat bilenlerin değil, “öp dediler bizim için” diyen doğanın ve hayvanların sesini duyuyordur. Ve eminim bu sesler bu zor dönemini atlatırken, iyileşme sürecinde ona ilaç gibi gelecektir.
Yunus katliamı Oscar’da
Seaworld’de bakıcısını öldüren katil balina (orka) Tilikum şovuna devam edecekmiş. Hayvanın bir suçu yok zaten. Hata, okyanuslarda yüzmeye alışık balina ve yunusları küçücük havuzlara hapsedip, normal davranmalarını bekleyen insanoğlunda. Ama bu saçmalığı durdurmak bizim elimizde. Sayıları Türkiye’de de giderek artan gösteri havuzlarına, yunuslarla birlikte yüzülen eğlence yerlerine adım atmayıp, bu rezilliğe katkı sağlamayı bırakmak gerek. Zaten gösteri amaçlı kullanılan yunus ve balinaların nasıl seçildiklerini bir bilseniz, o şov alanlarının yakınından bile geçmezsiniz. Bu yıl En ıyi Belgesel dalında Oscar adayı olan The Cove, Japonya’daki yunus katliamını ve gösteri yunuslarının nasıl seçildiğini tüm çıplaklığıyla ortaya seriyor. Filmde yunusların nasıl katledildiği ve yetenekli, uysal olanların aralarından ne yöntemlerle ayıklandığı detaylarıyla anlatılmış. Tek dileğim The Cove’un pazar akşamı yapılacak olan Oscar töreninde En ıyi Belgesel ödülünü alması ve bir an önce tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de gösterime girmesi. Küçük havuzlarda hayatları zindan olan, çalınan müzik ve seyircilerin alkışlarından çıldırma noktasına gelen yunus ve balinalara yapılan işkenceye gelecek olan tepkiyi siz asıl o zaman görün.
What can I do, sometimes?
Şahan Gökbakar, gösterilerinde ve en son Yahşi Batı’da İngilizce konuşan Cem Yılmaz’a özenip, Recep İvedik 3’e ıngilizce sahne koymuş diyenler var. İşte onlara işin gerçeği. Paintball sahnesindeki İngilizce konuşan şahan Gökbakar, Fatih Terim taklidi yapmaktadır. O sahne bir özenti değil, göndermedir. Hem de ne gönderme. Önce Terim’in ıngilizce maç kritiği yaptığı basın toplantısının videosunu bulup izleyin. Sonra da Recep ıvedik’in “What can I do, sometimes” diye paintball taktiği verdiği sahneyi hatırlayın ya da internetteki fragmanda tekrar görün. Gülmekten yerlere yatacağınızı garanti ederim.