Ve bu haber, tüm hızıyla devam eden İstanbul Film Festivali sayesinde Beyoğlu’nun ve sinema sanatının değerini daha da iyi anladığımız şu günlerde canımızı çok yakıyor.
Beyoğlu Sineması’nda ticari değil, sinemasal değeri olan alternatif ve özel filmler gösterilirdi.
Ve ne yalan söyleyeyim burası pek çoğumuzun Halep Pasajı’na girme sebebiydi.
Sinemanın kapanma nedeni artık sabit giderlerini bile ödeyemez hale gelmesiymiş. Sanat çevrelerini üzen bu gelişme karşısında şimdi çeşitli çözümler üretiliyor.
Burayı bir çeşit Sinematek’e dönüştürmek bunlardan biri.
Bir başka yöntem ise sponsor bularak sinema sahiplerine bir süreliğine de olsa nefes aldırmak.
Bu desteği sağlayacak sinemasever işadamları vardır diye düşünüyorum.
Hatta belki Beyoğlu Sineması’nda unutamadıkları bir film bile izlemişlerdir bir zamanlar.
Ve kim bilir, bir daha izleyebilmek için bu yazıyı okumaları gerekiyordur!
Evlenmek mi? Asla!
Yönetmenliğini üstlendiği Leatherheads’de rol gereği Renee Zellweger ile nikáh masasına oturan George Clooney "İlelebet bekár kalacağım, beni sadece filmlerde evli olarak görürsünüz" demiş.
Başından iki başarısız evlilik geçen Angelina Jolie de bir süre öncesine kadar bir daha evlenmeyeceğini söylüyordu.
Sevgilisi Brad Pitt ile evlatlıkları ve kendi çocuklarıyla birlikte, imzaya, yüzüğe gerek duymadan mutlu bir aile tablosu çiziyordu.
Jolie, Amerika’da eşcinsellere evlilik hakkı tanınana kadar bana nikáh yok diyecek kadar da kararlı ve iddialı konuşuyordu.
Ve gelelim bugüne.
Amerika’da eşcinsellerin evlenmesi halen yasak ama Angelina Jolie ve Brad Pitt nikáh masasına oturmaya hazırlanıyor.
Çiftin evlenme kararı almasında hayranlarının baskısının ve evlat edindikleri Maddox’un büyük etkisi varmış.
Büyük aşkla başlayan bu beraberlik Hollywood’a bir altın çift kazandırdı. Jolie ve Pitt kadar birbirine yakışanı bir daha gelir mi bilmiyorum.
Onları olası bir Bay ve Bayan Clooney çifti zorlayabilir belki.
Bakalım asla evlenmem diyen George Clooney kendisini bu fikrinden vazgeçirecek aşkı ne zaman bulacak...
Sex and the City filmi geliyor
Beklenen gün yaklaşıyor... Sex and the City dizisinin beyazperde uyarlaması 30 Mayıs’ta sinemalarda olacak.
Başına buyruk dört şehir kadınının aşklarını, ilişkilerini, sorunlarını, moda ve kariyer takıntılarını anlatan dizi, sinema perdesine bir beden küçük gelebilir aslında.
Bunu bilen yapımcılar filme daha büyük hikayeler yerleştirdiklerini söylüyorlar.
Şu, bununla çıktı, ayrıldı, yeniden barıştı tarzında kısırdöngü ve yüzeysel olaylardan uzaklaşılacakmış.
Dizi süresince her hafta sevgili değiştiren kızlarımız filmde neyse ki biraz daha istikrarlı olacaklar.
Sex and the City’nin fragmanı Charlotte’un evlat edindiği kızını büyütürken hamile kalacağını müjdeliyor.
Miranda ve Steve, sorunları olsa da birlikteler. Samantha, Smith ile birlikte olabilir ama haliyle orada problem var. Ve işte filmin bombası: Carrie ve Mr. Big evliliğe doğru gidiyorlar.
Evliliğe inanmayan Samantha’nın bu durumu nasıl karşılayacağını ise mayıs sonunda sinemalarda göreceğiz.
Paris Türk Sinema Haftası başladı
5. Paris Türk Sinema Haftası, yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun, 44. Antalya Film Festivali’nde Altın Portakal alan "Yumurta" isimli filmiyle başladı. Sinema haftasına, dil eğitimi için Paris’te bulunan "Yumurta" filminin başrol oyuncusu Saadet Işıl Aksoy da katıldı. Strasbourg’daki Odyssee sinemasıyla La Pluie ve L’Acort derneklerinin desteğiyle düzenlenen hafta, Paris’in 13. bölgesindeki "L’Entrepot" sinemasında yapılıyor. Sinema haftası, 20 Nisan’da sona erecek. Türk Sinema Haftası’nda, Abdullah Oğuz’un "Mutluluk", Sırrı Süreyya Önder’in "Beynelmilel", Biket İlhan’ın "Mavi Gözlü Dev", Özer Kızıltan’ın "Takva", Zeki Demirkubuz’un "Kader", Murat Aslan’ın "Maskeli Beşler", Mahsun Kırmızıgül’ün "Beyaz Melek", Alper Mesci’nin "Musallat" ve Atilla İnanç’ın "Zincirbozan" filmleri gösterilecek.