Paylaş
Son Bond Daniel Craig de aynı fikirdeymiş ve “Kötüydü, seksiydi, belki hayvaniydi ama kendisini satmasını bilen bir stili vardı. Sonrasında buna ben dahil hiçbir Bond oyuncusu yanaşamadı. Kısacası eğer bugün buradaysam, bunu Sean Connery’ye borçluyum” demiş.
Benim favori James Bond’um ise Daniel Craig’in ta kendisi. Craig, kaslı vücudu, gergin yüz ifadesi ile hırslı, başarı odaklı, her şeyin altından kalkabilecek James Bond için biçilmiş kaftan.
6 yaşından beri sahnede olup, İngiliz tiyatro dünyasının en önemli isimlerinden biri haline gelen Craig’i sadece Bond olduğunda değil, “Enduring Love”, “Sylvia”, “Layer Cake” ve “Munich” gibi filmlerdeki oyunculukları ve duruşuyla da ayrı bir yere koyuyorum.
İlk sarışın Bond olmasının hoşuma gitmesi biraz kişisel bir tercih olsa da kırmızı halı seremonilerinde gülücükler dağıtmaması, her zaman iyi giyinmesi, soğuk ve uzak duruşu da ona herkesin gözünde artı puan getiren faktörlerden.
Bu hafta sonu Daniel Craig’le tanışıyorum, hafta başında ise son Bond filmi “Skyfall”un çekimlerini izlemek üzere sette olacağım.
Haftaya ilk ağızdan cümleler ve kişisel gözlemlerimle benim James Bond’um bu köşeye yatırılmış olacak.
Güzel bir Türkiye
Çok özel bir kadınla tanıştım.
Pozitif değişim için canı gönülden çaba harcayan, geleceği düşünen, “her şeyin daha güzel olması için her zaman bir yol vardır” diyen.
5 yıl önce çıkarmaya başladığı Özelkalem Dergisi ile ‘güzel bir Türkiye’ hayali kurmuş Erengül Bilenser.
Bir köyün ya da bir kentin nasıl göz alıcı bir güzelliğe bürünebileceği konusunda hep ısrar etmiş.
Bu ısrarının ürününü Hatay Valiliği’nin işbirliğinde gerçekleştiriyor şimdi.
Hatay’daki çalışma, diğer illere de yayılacak olan Defne Yolu projesinin ilk ayağı.
Burada her şey Hıdırbey Köyü’nün girişindeki dev Musa ağacı etrafında gerçekleşiyor. Ağaca giden ve köy kahvesi ile buluşan yol boyunca detaylı bir peyzaj çalışması planlıyorlar. Köy kahvesi dekore edilecek, civar evlerin dış cephe sıvaları kentin kültürel renkliliğine uygun biçimde yenilenecek, Musa Ağacı’na giden yol yeniden düzenlenecek, yol boyunca sıra sıra olmak üzere aynı biçimde tasarlanıp özel üretilmiş küçük dükkanlar yerleştirilecek. Musa Ağacı ve köy kahvesi Philips tarafından aydınlatılacak.
Bugün Hatay, yarın belki Diyarbakır’ın, Van’ın bir caddesi diyor Erengül Bilenser.
Güzel bir Türkiye için yanındayız, destekliyoruz.
16 vida ile at üstünde
Bunlar karı koca deli. Ama benim sevdiğim delilerden, en akıllı geçineninden daha akıllı ve insan olanlarından.
Lale Cangal, sesi ağlamaklı, “Mahalledeki köpekleri götürdüler, gözüme uyku girmiyor, HAÇİKO olarak bize yardım edebilir misin?” diye arıyor.
Devreye giriyor, ufaklıkların ormana değil, ait oldukları mahalleye geri gelmesini sağlıyoruz.
Bir hafta sonra Cemal Hünal, Cinemania’da konuğum oluyor.
İçeri girerken Kanal D binasının önündeki balıklarla ilgileniyor.
Sohbette konu, geçirdiği at kazasından açılıyor.
Hatırlarsanız, at ile kafa kafaya çarpışması sonucu yüzünde kırıklar oluşmuş, 4 saatlik bir ameliyat geçirmişti. Şu anda yüzünde 16 vida var Cemal Hünal’ın. “O olaydan sonra atlarla arana mesafe girdi mi?” diye soruyorum.
“Tabii ki hayır. Aldığım en iyi atçılık dersiydi ve tamamen benim hatamdı” diyor. Cemal Hünal’ın Kilyos Gümüşdere’deki İstanbul Atlı Okçuluk Spor Kulübü’nde 22 atı var.
Çoğu ilk geldiğinde yarı sakat ya da aklını kaçırmış vaziyetteymiş. Şimdi ise kapalı yerlerde değil açıkta beslenen, otlayan, diğer atlarla vakit geçiren 22 mutlu at onlar. İstanbul Atlı Okçuluk Kulübü açık bir eğitim platformu.
Pek çok oyuncu burada at binme eğitimi alıyor.
Bu kadar dönem filmi ve dizisinin çekildiği bir zamanda bir oyuncunun atın üzerinde durabilmesi önemli tabii.
Geleneksel doğal atçılığı canlandırmayı amaçlayan bu kulübün genel bilgilerine www.istanbulatliokculuk.com’dan ulaşılabiliyor.
Paylaş