Paylaş
Ödülü, tüm ekibim adına, Doğuş Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erman Yerdelen’in elinden aldım.
Erman Bey “Kültür sanat hiç bitmesin, Ömür de çok yaşasın” dedi sağ olsun.
Siz de çok yaşayın Erman Bey, aynı sahnede daha nice ödüllere...
Tören, Kral TV’den canlı yayınlandı. Konuşmalar kısa, özdü.
Özellikle tiyatro ödüllerinde gördüğümüz mesaj dolu konuşmalara rastlanmıyor bu tip törenlerde.
Dertsiz tasasız belki televizyoncular.
Ya da tek dertleri kendileri.
Bilemedim.
Ödül töreninin sunucuları Oylum Talu ve Erkan Petekkaya, samimi ve olaya hakim tavırlarıyla herkesi rahatlattılar.
“İlk kez sunuculuk yapıyorum ama çok keyifliymiş. Ne güzel ben bu salondakilerin yarısını tanıyorum yahu” diyen Erkan Petekkaya, aynı samimi ve sempatik halini “çoğunu da seviyorum” cümlesiyle tamamladı.
Öyle haklı ki, herkesin herkesi sevmesine imkan yok, yalana da hiç gerek yok.
Hiç merak etmesin, bende de durum aynen onun gibiydi.
O zaman sevdiklerimden söz edeyim.
Aynı masada oturduğum Beyazıt Öztürk ve Ali Kırca’nın aldığı ödüller en az kendiminki kadar mutlu etti beni.
Önümüzdeki tabaktaki küçücük başlangıç yemeğini biz daha bitiremeden almak isteyen garsona “Abi ekmek arası bir şeyler var mı?” diyen Beyazıt o kadar doğal ve gerçek ki, neden milyonların sevgilisi olduğunu bir kez daha anladım.
Bengü de ödül vermeye gelenler arasındaydı. Onu yalnız görmeye alışık değilim. Ayrılık yaramış diyemeyeceğim, yaramamış. Tuhaf bir hüzün vardı Bengü’de.
Tez zamanda toparlanmasını diliyorum.
Gecenin en aykırısı, göğüs kısmı çivili bir mayoyla ödül vermeye gelen Hande Yener’di sanırım. Seviyorum ben bu kadını.
Sadece şarkılarını değil uçlarda gezinmesini, dikbaşlılığını ve özgüvenini de. İstediğini yapıyor, ne arzu ederse öyle giyiniyor. Aferini hak ediyor.
Hande Yener denince akla ilk gelen isimlerden biri Sinan Akçıl. Hande çıktıktan sonra geldi törene. Yarın Bostancı Gösteri Merkezi’nde konserleri var ama araları yok gibi geldi bana.
Sinan kaşlarını koyulaştırmış, bir de dövme yaptırmış. Üzeri sarılı olduğu için göremedik elinde yazanı, yarınki konserin sürprizlerinden biri de bu dövme olabilir belki.
Can Tanrıyar galiba yeniden aşık olmuş. Petek de Petek dediği günleri çoktan atlatmış. Can ve Petek cephesinde geri dönüş zor. En iyisi ikisine de ayrı ayrı mutluluk dilemek.
Ve gecenin müziğine gelelim... Ferhat Göçer, dizi tarihinde 40 yıllık bir yolculuğa çıkardı izleyenleri. “Kaynanalar”dan “Süper Baba”ya, “Yaprak Dökümü”ne dokuz farklı dizinin şarkısını söyledi.
“Bana Bir Masal Anlat Baba”nın o meşhur solosunu okul yıllarında hangimiz blokflütümüzle çalmadık ki?
Hangimiz hep babamızı düşünüp, gidip ona sarılmak istemedik?
Bilinç akışı böyle bir şey işte, bir ödül töreni yazısı baba sevgisiyle, elimizi tutan babamızdan masallar dinlediğimiz çocukluk günlerimize özlemle sona erebiliyor...
Centilmenlik...
Beşiktaş’ın 110’uncu yaşını kutlayan Fenerbahçe kulübü ve Galatasaray başkanı Ünal Aysal’a...
Rakip gazete yazarı demeyip, Pazar Kelebek’teki söyleşilerimin tarzını takdir eden ve destek veren Hıncal Uluç’a...
Centilmenlikleri için teşekkürler.
Böyle küçük dokunuşlarla büyük kalınıyor.
Paylaş