Paylaş
O korkunç saldırının olduğu gün yani.
Biz geçtikten 5-6 saat sonra dış hatlar güvenlik kapısında patladı bombalar, ateşlendi silahlar.
Ve öldü, yaralandı yine masumlar.
Biz Kopenhag sokaklarında yürürken aldık haberleri.
Bir etraftaki barış, huzur ve mutluluk dolu insanlara baktım, bir de benim ülkemin haline.
Kahroldum.
Ve o travmada oradan Kopenhag’a geldi, ulaştı, girdi içime.
Biri yüksek sesle konuşsa irkilmeye, biraz yüksek bir ses çıksa korkmaya başladım.
Yazık oluyor bize, yazık oluyor canım güzel ülkeme.
Allah yardımcımız olsun.
Ek paketlere teşekkür
Turkcell saldırının olduğu akşam, abonelerine rahat haberleşebilsinler
diye ek paketler hediye etti.
Ne de iyi yaptı.
En azından birileri bize “yanınızdayız” dedi.
Güzel bir düşünce.
Tebrik ediyorum.
Roskilde ve çıplaklık
İzlemek üzere hâlâ Danimarka’da olduğum Roskilde Müzik Festivali ile ilgili asıl paylaşımlarım haftaya olacak.
Şimdilik festivalle ilgili ufak bir özet geçeyim.
1971 yılında iki gün süren ilk festivalde sadece 20 grup sahne almış ve festivalin o zamanki adı Sound Festival’miş.
Festivalin resmi rengi turuncu.
Turuncu sahne İngiltere’den geliyor. Rolling Stones’un Avrupa turnesinde kullanılan sahneydi bir zamanlar.
2000 yılında Pearl Jam konseri sırasında 9 izleyicinin hayatını kaybetmesi güvenlik önlemlerinin artmasına neden oldu.
Yıllardır festivalde izleyiciler farklı bölmelere konularak riskler azaltılıyor.
Çıplaklık festivalin dışındaki bir bölümün olmazsa olmazlarından. Dr. Hook, 1976 yılında sahnede çıplak olarak performans sergilemeye kadar götürmüş işi.
Tutucu kesimler bu nedenle festivali iptal ettirmek için uğraşsalar da, çıplaklık belli bir denge dahilinde hâlâ festivalde.
Roskilde tam bir gönüllü cenneti. Maaşlı çalışan sayısı 50 iken, gönüllülerin sayısı 32 bin.
Her yıl 100 milyona yakın bilet satan festival, topladığı parayı sadece cebe atmıyor, derneklere de dağıtıyor. İşte bu Roskilde’nin en sevdiğim özelliği.
Kalben evleniyor
Her yıl Vodafone Red konserlerinde hiç kaçırmadan her performasını izlediğim Teoman harikaydı yine.
Pozitif enerjisine, orkestrasının yaptığı müziğe bayıldım.
Ve tabii Kalben’le yaptığı düete de. Kalben ne şekermiş öyle.
Temmuz ayında evleniyormuş bu arada.
Şimdiden mutluluklar.
“Her yerde saç var, kimin bu saçlar” demeyeceği huzurlu bir evliliği olsun.
Paylaş