Atı döverek düşüren jokey!

Ve Atatürk’ün “at yarışları modern toplum için sosyal ihtiyaçtır” dediğine inanmak istemiyorum.
En azından kastettiğinin geçen gün Şanlıurfa’daki at yarışıyla bir alakası olduğunu düşünmüyorum.
Para kazanmak için “spor” adı altında hayvanların kullanılmasına da son derece sinir ve gıcık oluyorum.
İşin içinde para oldu mu insanlığın, merhametin kapı dışında kaldığını çok iyi biliyorum çünkü.
At yarışlarında dönen dolaplara, dopinglere, atlara yapılan işkencelere daha önceki yazılarımda da değinmiştim.
Denetimin, cezaların az olduğundan yakınmıştım.
Bu çekincelerimi doğrulayan bir olay daha yaşandı.
Hişman Çizik adlı bir jokey, zavallı masum bir atı döve döve yarıştırdı.
Canının, kanının son damlasına kadar zorlanan İstambul adlı güzel kız sonunda dayanamadı, yere yığıldı.
Hürriyet TV’deki linkten İstambul’a durmaksızın vurulan kamçıları izleyebilirsiniz, yüreğiniz dayanırsa tabii.
Bakalım Türkiye Jokey Federasyonu bu kez ne yapacak?
Verdiği 14 günlük cezayla vicdanları rahat olacak mı?
Çizik’in ve onun gibilerin bundan sonraki hayatlarında bırakın jokeylik yapması, atlara yaklaşması engellenmeyecek mi?
Kamçıların, mahmuzların umarsız kullanımına biri dur diyecek mi, cezalar arttırılacak mı?
Yoksa ağzı dili olmayan bu zavallı hayvanlar, değersiz birer kumar aracı olarak kullanılmaya devam mı edecek?
Türkiye Jokey Federasyonu yetkilileri, tekrar soruyorum, üç maymunu oynamayı bırakıp, binlerce hayvanseveri, bizleri rahatlatacak bir açıklama yapabilecek misiniz?

Hostese evlenme yasağı

Qatar Havayolları’nda evlenme yasağı getirilen hosteslerle ilgili makaleyi bu pazar okudum, yani Dünya Çalışan Kadınlar Günü’nde.
Pek tuhaf bir tesadüf, öyle değil mi?
Kadınlar Günü’nde sadece kadına şiddetten, tecavüzden bahsedilmiş olmasının bende yarattığı dayanılmaz kasvetin üzerine fena geldi.
Qatar Havayolları dışarıdan her ne kadar modern görünse de içeride köhne, baskıcı, cinsiyet ayrımcılığı yapan, kadın haklarını ayaklar altına alan son derece eski bir kafayla yönetiliyor.
Şirket sadece bekar kadınları hostes olarak işe alıyor.
Ve ilk beş yıl evlenme yasağı koyuyor.
Yani bir yerde para vererek özel hayatı satın alıyor.
Hostesler sonrasında evlenmek ve hamile kalmak isterlerse havayolu yönetiminden izin almak zorundalar.
İzinsiz hamilelik işten atılma sebebi.
Qatar’ın bu kadın haklarına aykırı tutumu da benim için onları asla seçmeme sebebi.

Başın sağ olsun Tamer

Sevgili Tamer Karadağlı, pazar sabahı üç haftadır yoğun bakımda olan babasını kaybetti.
Haberi alır almaz aradım.
Otomobille Ankara’ya doğru gidiyordu.
“Sen mi kullanıyorsun?” dedim korka korka.
“Evet” dedi.
“Eyvah” dedim içimden.
“Ama cruise control’e aldım, sakin ve yavaş yavaş gidiyorum” deyince biraz olsun rahatladım.
Babanız yaşıyorsa hâlâ çocuksunuzdur, insan babası öldüğünde büyür derler.
Tamer o İstanbul-Ankara yolunda çocukluğuna veda etmiştir.
Bir kez daha başın sağ olsun Tamer.
Babacığının mekanı cennet olsun.

Cem Yılmaz’dan Şener Şen konuşması

Türk sineması bu hafta sonu Almanya’ya çıkarma yapıyor.
20. Almanya Türkiye Film Festivali için Nurnberg’e gidecek isimler arasında Şener Şen, Uğur Yücel ve Cem Yılmaz gibi müthiş bir “üçü bir arada” var.
Festivale 20. yılında 30’u prömiyer olmak üzere toplam 38 film ve 70’ten fazla sanatçı katılıyor.
Bu yılın onur konukları ülkelerini temsil eden üç dev sanatçı: Hanna Schygulla, Şener Şen ve Yavuz Turgul.
Hanna Schygulla, birçok Avrupalı usta ile çalışarak, oyunculuk sanatıyla Avrupa sinemasına da katkıda bulunmuş bir isim.
Yavuz Turgul’un senaryoları ve “Eşkıya” filmi olmasaydı, Türk sinemasının bugün hâlâ ne krizler yaşadığını tahmin bile edemezdik.
Şener Şen, canlandırdığı karakterlerle taşra ile kent kültürünün entegrasyonuna büyük katkı sağlamış bir usta. Her türlü önyargıya mizah ve samimiyetle karşı durmak, Şener Şen’in başarı formülü.
Bu arada duyduğuma göre açılış töreninde, Şener Şen’in ödül konuşmasını Cem Yılmaz yapacakmış.
Bu konuşmayı merak etmiyor değilim.
Bakalım internete düşünce kaç kez tekrar tekrar izleyeceğiz.