Aşılı ve antikorlular da maske takmalı

Aşı yaptırdıktan sonra ya da korona geçirip bağışıklık kazandıktan sonra da maske takmaya ve sosyal mesafeye devam edecek miyiz?

Haberin Devamı

Koronavirüs bulaştırma riskimiz sürüyor mu?

Evet, maalesef evet!

Çünkü biz hastalık belirtisi göstermesek de bulaştırmayı ve henüz antikor oluşturmamış kişileri hasta etmeyi sürdürüyoruz.

Antikorlarımız bizi koruyor ama solunum yoluyla bulaşan virüslerin burun ve ağız boşluğumuza girmesini engellemiyor.

Bizi hasta etmese de burun boşluğumuzdan giren ve orada çoğalan virüsleri maske takmazsak etrafa saçıp başkalarına bulaştırabiliyoruz.

Tek tek açıklayarak anlatmam gerekirse durum şöyle...

Koronavirüs aşısı kas altına yapılıyor.

Vücudumuzda koronavirüse karşı antikor oluşmasını sağlıyor.

Bu antikorlar vücutta dolaşmaya başlıyor ve bizi ağır hastalığa karşı koruyor.

Koronavirüs ise vücudumuza burun ve ağız boşluğundan giriyor. Virüs solunum sisteminden aşağıya inerken antikorlar tarafından yok ediliyor.

Haberin Devamı

Ama burunda yeterince antikor olmayabileceğinden orada çoğalabiliyor.

Aşılı kişinin antikorları onun hasta olmasını engellese de burunda hemen yok edilmeyen virüsü bulaştırmasını engellemiyor. 

Ve eğer maske takmazsa yakınındakilere bulaştırabiliyor.Kişinin illa hapşırmasına da gerek yok, burundan nefes alıp vermesi bile ortama virüsün yayılması için yeterli.

Yani “ben aşılıyım” deyip sorumsuzca maske takmamak cinayet işlemek gibi bir şey. Dahası aşıların mutant virüslere karşı etkisi ve koruyuculuk süresi de bilinmiyor.

Şu anda antikorlu olan biri 3-5 ay sonra tamamen savunmasız da kalabilir.

Herkes güvende olana kadar hiçbirimiz güvende değiliz.

Tüm dünya aşılanana ya da hastalığı geçirip antikor üretene kadar maske ve sosyal mesafeye devam. 

Hangimiz doğru?

Bu yazı pandemiyi evine kapanarak geçiren, iş güç hariç hiç dışarı çıkmayan, arkadaşlarıyla buluşmayı bile kesen aşırı korumacılar için.

Yeniden hayata dönerken, normalleşirken anormalleşmemek için ne yapabiliriz acaba?

Karantinadan çıkarken sudan çıkmış balık gibi olmaktan korkuyorum ben.

Endişelerim var.

Yavaştan almak istiyorum ama çevrem eskiye dönmek için sanki bir yarışın içinde.

Evimdeki dört duvar arası konforlu ve risksiz ortamdan çıkıp dışarıdaki vahşi ve tehlikeli hayata geçerken neler olacak acaba?

Haberin Devamı

Tekrardan birlikte olurken fazlasıyla korumacı davranan bize uzaylı gözüyle bakmamanız lazım.

Bir yanda maskeleri atıp restoran ve kafeleri dolduran aşırı rahatlar varken, dengeyi kuracak olan bizleriz çünkü.

Yeşil Grammy

Et yiyenler, yemeyenlere göre çok daha sinirli, vahşi ve saldırgan oluyor.
Bitki bazlı beslenenler, veganlar ve vejetaryenler ise daha sakin, mutlu ve duygusal.
E böyle olunca da işlerinde daha başarılı olmaları kaçınılmaz.
Öfke ve saldırganlık hata yaptırıyor ve duygudan uzaklaştırıyor.
Grammy Ödülleri’nde yeşil beslenen kadınların başarısı bence bir tesadüf değil.
Toplamda 28 Grammy ile tarihe geçen Beyoncé ve 20’sinde 7 Grammy alan Billie Eilish müzik dünyasının yeşil beslenen iki kadın yıldızı.
Kim bilir örnek alınarak bugüne dek kaç kişinin beslenme alışkanlıklarının değişmesini sağlamışlardır...
Yeşil beslenme dünyayı ele geçirmeye başladı bile.
İyi ki varlar.

Haberin Devamı

Bu otele köpek kabul edilir

WhatsApp gruplarında sıkça rastladığım şu yazıyı, evcil hayvanı olan misafirleri kabul eden otellere alkış tutarak sizinle paylaşmak istiyorum: “Bu otele köpek kabul edilir.

Hiçbir zaman yatağında sigara içip battaniyeleri tutuşturan bir köpeğe rastlamadık.

Ya da havlularımızı çalan, televizyonun sesini sonuna kadar açan, yanındakiyle yüksek sesle kavga eden bir köpek de görmedik.

Sarhoş olup mobilyalarımızı parçalayan bir köpek de.

Bu nedenle eğer köpeğiniz size kefil oluyorsa, size de hoş geldiniz deriz.

Otel yönetimi.”

 

Yazarın Tüm Yazıları