Geçen hafta, gecenin bir vakti Cem Yılmaz’la mesajlaşıyorum.
"Cem merhaba, bir ara AROG’la ilgili konuşalım mı?"
"Cuma günü filmle ilgili bir gelişme olacak. Ondan sonra görüşelim."
"Merak ettim şimdi. Filmle ilgili güzel haberler geliyor zaten. Çok güzel olmuş."
"Kimse bilmiyor ama!"
"Neyi?"
"Güzel olduğunu!"
"Sen öyle san. Setten haber aldım, herkes acayip bir film geldiğini konuşuyor."
"Bakalım bakalım!"
"Bakalım, görelim, gülelim, bayılalım. Sıralama böyle olacak."
"Bir insan daha ne ister ki!"
Ve ben cuma akşamı sinemada AROG’un yeni fragmanını izliyorum.
Maymunlar Cehennemi, Edward Makaseller ve Jurassic Park’a göndermeler müthiş, Cem Yılmaz yine döktürüyor.
Gerçekten de bir insan daha ne ister ki?
AROG! AROG! AROG!
Coca Cola Zero Vin Diesel filminde
Filmlerde gizli reklama, reklamcıların deyimiyle doğal entegrasyona alışığız.
Marka isimlerini ya da ürünlerin kendilerini oraya buraya iliştirerek çaktırmadan hafızalarımıza kazımaya çalışıyorlar.
Hırsız Var’da Doğuş, Pepsi, Siemens gibi markalar kullanılmış, hatta filme bu nedenle ceza kesilmişti. Türk filmlerine ceza kesilirken yabancı filmlerdeki reklamlara ses çıkarılmıyor olması da ortalığı ayağa kaldırmıştı.
Cezalı ya da cezasız, gerek Türk gerekse de yabancı sinemada bugüne dek çok gizli reklam gördüm ama şimdi yazacağım gibisini hiç görmemiştim.
Geçen hafta vizyona giren Babil M.S.’in bir sahnesinde uçağın üzerinde kocaman COCA COLA ZERO yazıyor. Coca Cola Zero, havayolu şirketini satın mı almış, yoksa uçağa reklam mı vermişler belli değil. Üstelik reklam bununla da kalmıyor, geleceğin New York’unda her yerde Zero panoları asılı.
Babil M.S. berbat bir film. Birkaç aksiyon sahnesi dışında neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
PTT ve basının ortak özelliği
Kurban değil (nedenini tahmin edersiniz) ama Şeker Bayramı’nı seviyorum.
Bugün bayramın ilk günü ve yapılacaklar belli. Önce gidilip anne babamın ellerinden öpülecek, sonra diğer aile büyüklerine bir bir telefon edilip, bayramları kutlanacak.
Sonra da gelsin iş güç. Dün de çalıştık, bugün de çalışacağız, tatilimiz yarın ve perşembe günü. Çok eskiden, evvel zaman içinde kalbur saman içindeyken, bayram gazetesi çıkar, gazeteciler arife günü ve bayramın ilk günlerinde tatil yaparlarmış.
Sonra ne olmuş?
İsmi lazım değil, bir gazete kuralı bozmuş ve bayramda çıkmış.
İşte o gün bugündür gazeteciler bayram tatili nedir bilmez olmuşlar.
Basında bayram işte böyle geçiyor.
Bayram tatili yapamıyor olmalarını protesto eden PTT çalışanlarına duyurmuş olayım!
Yalnız değiller, kendilerini o kadar da kötü hissetmesinler.