Cümlemiz bu. İşte siz de bundan yola çıkarak, annelik kavramını ele alan bir hikaye kaleme alacaksınız, sonra da yazdığınız öyküyü Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’ne postalayacaksınız. Kısa Film Öykü Yarışması’na katıldınız bile.
Uçan Süpürge bu yıl 8. yaşını kutluyor. 5-15 Mayıs 2005 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilecek olan festival, yine filmler, sergiler, paneller ve diğer yan etkinliklerle seyircisine sürprizlerle dolu bir program hazırlamış.
Festival, her yıl olduğu gibi bu yıl da Kısa Film Öyküsü Yarışması ile start alacak. Amaç, kısa filmin gelişmesine katkıda bulunmak. Bu yıl yarışma için konu ya da tür değil, bir ipucu belirlenmiş: ‘Senin Annen Bir Melekti Yavrum’. Anne olma haline kısa film öyküleri üzerinden bakmak isteyenlerin öykülerini 4 Mart 2005’e kadar Uçan Süpürge’ye göndermeleri gerekiyor. Söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama yarışma kadın erkek herkesin katılımına açık.
Gönderilenlerin aralarından seçilen 10 öykünün yazarı festival tarihlerinde düzenlenecek olan 3 günlük ‘Senaryo Nasıl Yazılır’ konulu atölye çalışmasına davet edilecek. Yazar-yönetmen Işıl Özgentürk tarafından yürütülecek olan bu atölyede, her yazar kendi öyküsünü senaryo tekniğine göre nasıl yazacağını öğrenmekle kalmayacak, diğer katılımcı yazarların öyküleri üzerinde çalışma olanağı da bulacak. Katılımcılardan birini atölye çalışması sonunda ikinci bir ödül daha bekliyor. 10 senaryo içinden seçilecek olan en iyi senaryo, Filma-Cass tarafından filme çekilecek ve bir sonraki festivalde gösterilecek.
Bu yılki Kısa Film Öykü Yarışması’nın konusu hem çok güzel hem de çok özel. Kimbilir ne hikayeler çıkar, öyle değil mi?
Çocukları için seslendirmişler
Dreamworks’ün seslendirme kadrosu sayesinde dillerden düşmeyen çizgi filmi Köpekbalığı Hikayesi (Shark Tale) yurtdışında olduğu kadar ülkemizde de zevkle izleniyor.
Geçen gün, sualtı dünyası sakinlerine seslerini veren ünlü aktörlerin filmle ilgili röportajlarını okuyordum. Çoğunda yer alan ilginç detay dikkatimi çekti. Ünlü oyuncular, bu filmin dublajını yapmayı çocukları için kabul etmiş. Mafya babası köpekbalığı Don Lino’yu seslendiren Robert De Niro, ilk başta dublaj işine hiç girmek istemiyormuş. Bu işe çocukları için ‘evet’ dediğini söylüyor.
Yalancı küçük balık Oscar’ın sesi olan Will Smith için de durum farklı değil. Hatta ünlü aktör bu işte oğlundan yardım bile aldığını itiraf ediyor. Filmi vizyona girmeden oğluyla birlikte seyredip, son anda bazı değişiklikler yapmış.
Seksi balık Lola’yı seslendiren Angelina Jolie’nin kendi çocuğu olmadığını, bir çocuğu evlat edindiğini biliyorsunuzdur. O da 3 yaşındaki oğlu Maddox’u filmin dünya prömiyerine götürmüş. Oğlunu eğlendiren bir film yapmaktan çok mutlu olduğunu söylüyor.
Dünyanın değişmez kuralı bu işte; sıradan vatandaş da en ünlüsü de attığı her adımda çocuğunun mutluluğunu ön planda tutuyor...
Beyaz perdeden inciler...
‘Çok fazla dahi tanıyorsun, arada bir aptal insanlarla da tanışmalısın, belki bir şeyler öğrenirsin.’ (Manhattan, Yön: Woody Allen, 1979)
Diaz erken havlu attı
Cameron Diaz son zamanlarda görüntüsüyle değil, sesiyle çıkıyor karşımıza. Güzel oyuncu en son Shrek 3’te Prenses Fiona’yı seslendirmek üzere stüdyoya girdi.
Seslendirme işine kendini iyice kaptıran Diaz, şimdilerde gözünü kamera önünden çok arkasına dikmiş durumda. Oyunculuğun uzun soluklu olmayacağını düşünen güzel yıldız, artık farklı bir kulvarda koşmak istediği yönünde açıklamalarda bulunuyor. Üstelik kararını da vermiş. Bir sitcom’un yapımcılığını üstlenmek istiyor. Şartı ise senaryodaki mesajın olumlu olmasıymış.
Dublaj, yapımcılık iyi hoş, hem de çok para getiriyor ama, oyunculuğun verdiği zevkin yerini tutar mı acaba?
Bunu biliyor muydunuz?
Tom Hanks’in 5 ayrı karakteri canlandırdığı Kutup Ekpresi filmi için bir Türkçe web sitesi (www.kutupekspresi.com) hazırlandı.