Oktay Ekşi: Yüzsüzlüğe yanıt

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Son yirmi yıldır ülkemizde yaşanmış terör olaylarından en az yüzlercesinin ardında olduğu bilinen İran İslam Cumhuriyeti'nin Ankara'daki Büyükelçiliği, bu gerçeği ifade eden 23 Ocak tarihli yazımıza yanıt verdi.

Yanıt uzun, ama özetlemek gerekirse, bizim yukarıda özetlediğimiz iddiamızın ‘‘baştan sona uydurma’’ olduğunu ileri sürüyor.

‘‘İran İslam Cumhuriyeti, hükümet biçimi seçimini her ülke halkının hakkı bilmekte ve diğer ülke halklarının iradesine karışmayı kendi dış siyasetine aykırı görmektedir’’ diyor.

‘‘Karşılıklı saygı, diğerlerinin içişlerine karışmamak, iyi komşuluk ilişkileri, gerginlikten uzak kalmak ve ortak menfaatleri sağlamak, İran İslam Cumhuriyeti Devleti'nin dış politikada izlediği ilkelerdir’’ müjdesini veriyor.

‘‘İran İslam Cumhuriyeti(nin) Türkiye Cumhuriyeti'nde son günlerde yaşanan olaylarla hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır’’ diyor ve ‘‘Ülke liderlerine özellikle de bir ülke halkı için kutsal sayılan değerlere karşı saygılı ve edepli olmak ve onlara hakaretten kaçınmanın uluslararası riayet edilmesi gereken bir prensip olduğunu’’ anımsatıyor.

Bu sözlerin altına aklı başında herkes imza atar. Ama onlar eğer doğru ise... Eğer burada olduğu gibi gerçeklerin tam aksi ise, o zaman üstelik Büyükelçilik mührü altında yalan söyleyenlere teessüf etmek bile yetmez.

Başka ülkelerin halkı hangi hükümet biçimini tercih ederse etsin biz karışmayız diyen İran Büyükelçiliği, Humeyni'nin iktidarı ele geçirdiği tarihten şimdiki Cumhurbaşkanı Hatemi'nin göreve geldiği tarihe kadar kendi rejimini başka ülkelere (bu arada Türkiye'ye) ihraç etmek için Türkiye'deki laik cumhuriyeti yıkacak elemanlar yetiştirdiğini nasıl inkár edebilir. İnkár ederse, bu militanlardan yargılanmış olanların İran'da hangi tarihte, kimler tarafından, hangi kamplarda yetiştirildiklerine dair ifadelerini suratlarına çarpmamıza razı olur mu?

Karşılıklı saygı ve iyi komşuluk ilişkilerine bağlılıktan söz eden Büyükelçilik, İran'daki PKK kamplarının yerlerini, orada PKK'lıların nasıl korunduğunu ortaya koyan belgelerin, resmi görüşmelerde üstelik sayısız örnekle kendi önlerine konulduğunu inkár edebilir mi? Bu gerçekler ortada iken bir Büyükelçilik alenen ve resmen yalan söyleyebilir mi?

İran Cumhuriyeti isminin son Hizbullah operasyonları sırasında ortaya çıkmadığı doğrudur. Ama en az onun kadar doğru olan öteki husus, Hizbullah militanlarının İran'da eğitildikleridir. İran o yüzden suçludur.

Öteki ülkelerin liderlerine saygı kavramından söz etme hakkına sahip bulunmayan belki de tek ülke İran ve onun büyükelçiliğidir.

İranlılar'ın Türk büyüklerine saygısı olsaydı daha geçen gün Ankara'yı resmen ziyaret eden Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi bunu göstermek için Anıtkabir'e gider, saygı duruşunda bulunurdu. Sadece o değil, bugüne kadar hiçbir İranlı ziyaretçi bu inceliği göstermedi.

İran Büyükelçiliği, İmam Humeyni'nin ve resmi İran yayınlarının Atatürk'e hakaretlerini unuttuğumuzu mu ve unutacağımızı mı sanıyor?

Yazarın Tüm Yazıları