SON günlerde -hak ettikleri için- çok eleştirdiğimiz Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı, CHP’nin de desteğiyle bir iyi şey daha yaptı:
TBMM önceki gece, önemli bir boşluğu dolduran, ‘Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması’ hakkındaki yasayı kabul etti.
Tabii iyi şeyi eksik yapmak gibi bir marifetimiz olduğu için, burada da eksikler var. Ama ‘sonra onlar da tamamlanır’ umuduyla bu eksiklere sadece değineceğiz. Çünkü bizi asıl kabul edilen yasanın hükümleri ilgilendiriyor.
‘Etik (ahlaki) değerler’ üzerinde çok konuşup az iş yapan bir toplum olduğumuz malum. O yüzden bu konuda da çok geciktik. Nitekim işleyen ilk etik kurulu ülkemizde 16 yıl önce basın tarafından kuruldu. Onu reklamcılar izlediler. Tıp dünyası etik değerler üzerinde çok laf etti, ama etkin bir mekanizma hálá oluşturamadı. Avukatlar, müteahhitler, ticaret dünyası, sanayiciler, san’atçılar... Kısaca toplumun tüm diğer kesimleri, başkalarına çok akıl verdiler ama kendileri için kıllarını kıpırdatmadılar.
Tabii tepki göstermekten başka çare kalmayınca aldıkları göstermelik birkaç karar hariç...
Hele siyasetçiler, tümden yaya kaldılar. Nitekim CHP milletvekili Algan Hacaloğlu’nun hazırlayıp nerdeyse CHP’li milletvekillerinin tümünün imzasını da alarak Meclis’e sunduğu ‘Siyasi Ahlak Yasa Önerisi’ iki yıla yakın süredir TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülmeden bekletiliyor. Ahlaki değerlere pek saygılı geçinen AKP iktidarı, nedense duymazdan ve görmezden geliyor.
Acaba bir insan iktidar ve ikbal sahibi olunca onun ahlakla ilgisi kesilir diye bir kural var da bizim mi haberimiz yok?
Nitekim şimdi sözünü ettiğimiz yasayı da inceleyince karşımıza, (Anayasal konumu nedeniyle sorumlu tutulamayan Cumhurbaşkanı’nı ayırın) TBMM üyeleri, Bakanlar Kurulu üyeleri, Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı mensupları ve üniversite mensuplarının bu yasaya tabi olmadıkları hükmü çıkıyor.
Hani dense ki, ‘Evet bu yasa onları kapsamıyor, ama onları da kapsayan tasarılar hazırlandı. O tasarılar yasalaşınca boşluk kalmayacak’.
O zaman ‘amenna’ dersiniz. Oysa o da yok.
Ama yine de yararlı saydığımız yeni yasa, kurulacak 11 kişilik ‘Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun (KGEK) ‘Genel müdür veya eşiti ile daha üst düzeyde sıfat sahibi kamu görevlileri’ hakkındaki şikáyetleri inceleyeceğini, gerektiğinde doğrudan doğruya inceleme yapıp sonucunu Resmi Gazete’de yayınlayacağını hükme bağlıyor. Daha alt kademeye disiplin kurulları bakacak.
İyi de... ‘Neler etik değer sayılacak’ o belli değil.
Gerçi bunu KGEK’in çıkaracağı yönetmeliğin belirleyeceği anlaşılıyor, ama yasa koyucunun en azından temel değerleri saptaması gerekmez miydi? Örneğin ‘laik cumhuriyetin temel değerlerine aykırı davranmak’ sizce ‘etik değerleri ihlal etmek’ sayılmalı mı sayılmamalı mı?
Keza (KGEK kararının Resmi Gazete’de yayınlanması dışında) ‘yaptırım nedir?’ sorusunun da yanıtı yok. Onu da anlaşılan KGEK belirleyecek...