Tüccarlar isteyince

MARİFETLİ olanlar İçişleri Bakanlığı’nın bir başka biriminde mi görev yapıyorlar yoksa Emniyet Genel Müdürlüğü’nün mensubu denen kesimden mi, bilemiyoruz. Ama bir süredir TBMM İçişleri Alt Komisyonu’nda görüşülen “Silah Kanun Tasarısı”nın başından geçenlere bakınca, birilerinin birtakım tuhaf çabalar içinde olduklarını görüyoruz.

Söz konusu Alt Komisyon’da görüşülen tasarının gerekçesinde yasalarımızı “AB müktesebatına uyum programı çerçevesinde” bu düzenlemeye gereksinim duyulduğu bildiriliyor. İnandırıcı olsun diye bir de “91/477/AET” sayılı bir “Direktif”e (Talimat) atıfta bulunuluyor.
İnceleyince görüyorsunuz ki sözü edilen “direktif”in içeriği ile getirilen tasarının hükümlerinin hemen hemen hiç ilişiği yok. Örneğin tasarı o bahaneyle tutuyor, bugüne kadar Genelkurmay Başkanlığı’nın uygun görüşü koşuluyla Milli Savunma Bakanlığı’nın iznine tabi olan “askeri silah ithal etme” yetkisini Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı’na da tanıyor. Tanımakla kalmıyor, bu kurumların isterlerse kendi ihtiyaç duyacakları tank, top gibi askeri silahı uygun görecekleri şirket yahut kişi eliyle satın almalarına izin veriyor.
Genelkurmay ile Milli Savunma’nın itirazı üzerine bu hükmü tasarıdan çıkaran Alt Komisyon sonra -işe birtakım Rufailer karışmış olmalı ki- o hükmü tekrar tasarıya koydu.
Askeri silah ithalinde aracı olmak demek, deveyi havuduyla (semeriyle) yutmak demektir.
Bunu bilince arkadaşımız Yalçın Doğan’ın önceki gün CHP Adana Milletvekili Hulusi Güvel’e atfen yazdıkları daha iyi anlaşılıyor:
Silah tasarısını görüşen Alt Komisyon Başkanı Sivas Milletvekili Selami Uzun (elbet iktidar partisinden) Komisyon çalışmalarının bitmiş olmasına rağmen tutmuş üyeleri alelacele bir toplantıya çağırmış. Gerekçe olarak da “Silah tüccarlarının taleplerinde teknik bazı eksikler var, onları tamamlamak gerek” demiş.
Gazetelere yansıyan haberlere göre Başkan hayli ilginç bir kişi olmalı. Çünkü “Neden buna ihtiyaç duydunuz?” gibi sorulara, “Öyle uygun gördük” gibi, çok veciz(!?) ve anlamlı(!?) yanıtlar verdiği bildiriliyor.
Nitekim “Silah tüccarlarının gördüğü teknik eksikler”(!) meğer “silah satışının önündeki engelleri kaldırmayı” amaçlıyormuş.
Hele şu “Anayasa” işi bitsin, Meclis’in yaz tatilinden önce çıkarmaya azmetmiş gibi göründüğü tasarı yasalaşırsa işimiz iş demektir. Hem de “AB ile uyumlu olmak” gerekçesiyle artık, aklınıza gelebilen her iğrenç suçtan hüküm giyene “ateşli silah taşıma” yolu açılmaktadır. Yeter ki ilgili gidip bir mahkemeden “memnu hakkın iadesi” kararı alıversin.
Sonra “ateşli silah” taşımak isteyenin akıl hastası olup olmaması da önem taşımayacaktır. Dahası “pompalı tüfek” almak ve taşımak isteyen birine yaşının 18’i geçmesi halinde bu devlet adam öldürme kapısını açmakta sakınca görmemektedir.
Bu ülkede can zaten ucuzdur. Bu iktidar onu da yeterli bulmayıp belli ki hepimize “Kafası kızan çekip karşısındakini vursun” demektedir.
Eee... Silah tüccarları öylesini uygun görüyorsa, bu iktidar ne yapsın?
Yazarın Tüm Yazıları