Paylaş
Baştan söyleyelim:
Bu düelloda hakem Uğur Dündar dürüst yönetimiyle başarılıydı. İddiaların sahibi Kemal Kılıçdaroğlu da belgeli ve inandırıcı tavrıyla galip çıktı.
Dengir Mir Mehmet Fırat ise hem dağınık konuştu, hem de ilgisiz belgelerle zihin karıştırdı.
Olayı özetlersek ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılır:
Kemal Kılıçdaroğlu üç iddia ortaya attı. Birinci iddiasına göre MENAS isimli firma Dengir Mir Mehmet Fırat’ın hem ortağı, hem de yöneticisi olduğu dönemde İngiltere ve Hollanda’ya "hayali ihracat" yapmakla suçlanmıştı. Fırat bu firmanın hayali ihracat yaptığı iddiasına karşı çıkıyordu.
İkinci iddiaya göre, hayali ihracat konusunu inceleyen Gümrük Başmüfettişi Bayram Çolak, Dengir Mir Mehmet Fırat tarafından -kısaca- "rüşvet yediği" iddiasıyla Başbakanlığa şikáyet edilmişti. Kılıçdaroğlu’na göre bu bir "iftira" idi.
Üçüncü iddiaya göre, MENAS isimli firmanın ihraç ürünlerini Hollanda’ya götüren TIR’da, 27 Şubat 2008’de tam 89 kilogram eroin bulunmuştu. Kılıçdaroğlu, MENAS’da Fırat’ın ortak olduğunu ileri sürüyordu.
Önce Kılıçdaroğlu iddiasını tekrar özetledi. MENAS’ın hayali ihracat yaptığının hem Mersin İdare Mahkemesi, hem de itiraz üzerine Danıştay tarafından kesin hükme bağlandığını söyledi ve buna ilişkin mahkeme kararlarını gösterdi.
Fırat buna yanıt verirken, Ukrayna’ya hayali ihracat yapıldığı iddiasıyla ilgili yargı kararlarını çıkardı. Buna göre firmanın suçsuzluğuna karar verilmişti. Nitekim mahkeme kararını Kılıçdaroğlu’na verdi.
Kılıçdaroğlu yanıtında "Ben armuttan Sayın Fırat elmadan söz eder gibiyiz. Ben İngiltere ile Hollanda’ya yapılan hayali ihracat hakkında Hazine Müsteşarlığı’nın 24 Ekim 2000 tarihli ve Orhan Tur imzalı raporu üzerine İdari Yargının verdiği karardan söz ediyorum. Sayın Fırat ise benim hiç değinmediğim Ukrayna ile ilgili başka olaydan söz ediyor" dedi.
Fırat yanıt olarak "24 Ekim 2000 tarihli rapordan haberdar olmadığını" söylemekle yetindi.
Bayram Çolak hakkında ihbarda bulunduğunu Fırat inkár etmedi. Bayram Çolak’ın mal varlığında yasaya aykırı bir farklılık görülmemesinin bir "iftira" sayılıp sayılmayacağı tartışılmadı.
Üçüncü iddia tartışılınca anlaşıldı ki Fırat, eroin olayında adı geçen MENAS’daki ortaklıktan 1 Eylül 2007’de 300 bin ABD Doları karşılığında ayrılmıştı. O nedenle "eroin yakalandığında şirkette ortak değildim" derken haklı görünüyordu.
Ancak Fırat’ın hisselerini devretmesiyle ilgili işlem 4 Haziran 2008 tarihine kadar bitirilmiş değildi. O nedenle Kılıçdaroğlu bu iddiasında da haklı görünüyordu.
Kılıçdaroğlu son olarak, 2 Ağustos 2007’de yani Fırat firmanın hem ortağı hem de milletvekili ve AKP Genel Başkan Yardımcısı iken, firmadan Gümrük Müsteşarlığı’na gönderilen bir yazıyı çıkardı. Bunda özetle "mallarımızın gümrük muayenesine tabi tutulmadan yurt dışına çıkmasına izin verilmesini diliyoruz" deniyordu. Ama daha ilginci yazının altında firma yetkilileriyle "Dengir Mir Mehmet Fırat" adına avukatının da imzası vardı. Kılıçdaroğlu bununla Fırat’ın "gümrüğe baskı yaptığının" anlaşıldığını söyledi. Fırat yanıt vermedi.
Paylaş