Köy Enstitüleri'ne dönmesin

MUHARREM Sarıkaya ‘‘Köykent’’ projesinin son gelişmeler ışığında bir bakanlığın sorumluluğuna bırakılmasına karar verildiğini bildiriyor.

Görevlendirilen bakan, köy sorunlarını çözmek için var gücüyle çalıştığı bilinen Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz imiş.

Hemen belirletelim:

Bu konu eğer bir ‘‘bakana’’ bırakılacaksa, Mustafa Yılmaz'ın tercih edilmesi en doğrusudur.

Ancak acaba doğru olan bu mudur, yoksa başka bir model var mıydı? Galiba meselenin o tarafını da irdelemek gerekir:

Köykent projesinin bir ‘‘bakanlık’’ konusu haline gelecek kadar önemsenmesini ve büyümesini, 2 Eylül 2000 tarihinde başlanılıp 26 Ekim 2001'de yani sadece 14 ay sonra yüzde 85-90'ı tamamlanmış olan Mesudiye uygulamasındaki başarıya borçluyuz.

Bu başarının gerisinde de Başbakan Bülent Ecevit'in konuya verdiği önemin bürokrasi tarafından bilinmesine ek olarak birkaç temel etken var:

1- Mesudiye halkının son 12 yıldır düzenli olarak sürdürdüğü ilçe kurultayları sayesinde yörenin sorunlarına sahip çıkması, çözümler araması, herkesin katılımına açık bir anlayışla kalkınma kararlılığını kesin bir şekilde ortaya koyması.

2- Projeye sıcak bakmayan hatta engellemeye çalışan üst ve alt pek çok bürokrata rağmen, her engeli aşan Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Selçuk Polat'ın ve ekibinin tüm gücüyle çalışması.

3- İki yıllık bir sürede tamamlanması gereken projenin yüzde 85-90'ını 14 ayda gerçekleştirecek kadar verimli ve düzenli bir performans ortaya koyan Mesudiye Kaymakamı Şafak Başa'nın gayretleri.

Sayın Başbakan bu insanlara herhalde teşekkür etmiştir sanıyoruz. Ama etmemiş olsa bile eğer bu ekibi, araya yalıtkan bir kademe koymadan kendisine bağlasaydı öyle sanıyoruz ki, Köykent projesinin ilk ve başarılı uygulamasından alınan dersler bundan sonrakilerde çok işe yarardı.

Aslında Dünya Bankası adına Mesudiye/Çavdar uygulamasını gören heyetin, Başbakanlık'tan bu projenin bundan sonra bir bakanlık eliyle değil, sırf Köykent projelerinin seçilmesinden ve uygulanmasından sorumlu olacak şekilde kurulan yeni bir birim eliyle uygulanmasını ve bu birimde başarısı sınanmış bürokratların görevlendirilmesini tavsiye ettiği söyleniyordu.

Gerçekten, Köykent projesi sadece bir bakanlığın işi değil. İçinde Köy Hizmetleri'ni (yollar, köprüler, su, kanalizasyon vb. hizmetleri) ilgilendirenler olduğu gibi Orman Bakanlığı'nı, Milli Eğitim'i, Sağlık Bakanlığı'nı, Sanayi Bakanlığı'nı, Ulaştırma Bakanlığı'nı ilgilendirenler de var. O nedenle ilgili tüm bakanlıkları devreye sokacak bir yaklaşım zorunlu. Bu da yeni birimin Başbakanlık bünyesinde olmasını gerektirir.

Biz artık bu konunun nerdeyse içinde sayılacak kadar yakınındayız. Köykent'in de, bir zamanların -elimizle kurup elimizle bozduğumuz- Halkevleri ve (orijinal) Köy Enstitüleri gibi doğru bir model olduğuna inanıyoruz. Başarılı olmasını ve kırsal kalkınma konusunda dünyaya örnek teşkil etmesini istiyoruz. Hiç değilse buna yazık olmasın diyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları