Köroğlu gibi...

SONUNDA Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da başına buyruk Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar’ın, Abant Gölü ve çevresini “düzenleme” gerekçesiyle mahvetmesi karşısında sessiz kalamadı ve “Çalışmaları Valilik yürütüyor. Bu konu ile Bakanlığımızın ilgisi de, bilgisi de, izni de yok” dedi. Konuyu 12 Nisan tarihli Hürriyet’ten özetleyelim.

“Tek dal kırmanın bile yasak olduğu Abant Tabiat Parkı şu günlerde dev bir şantiye halinde... Kamyonlar göl kıyısına toprak döküyor, dozerler yolları genişletiyor. Yeni yol için ağaçlar kesiliyor. Gölün seviyesi 2 metre yükseltilince piknik alanları su altında kaldı. Küçük bir göl daha oluşturuldu. Nesli tükenen susamurlarının, yeryüzünde sadece bu bölgede yetişen Abant Çiğdemi, Mavi Çiğdem ve Kar Çiçeği’nin bulunduğu alanlar hafriyat altında kaldı.”
Tüm bunlar oldu çünkü, -iddiaya göre- bir süre önce bu yöreden geçen Başbakan Tayyip Erdoğan, bir yeri göstererek Vali Bey’e, “Şurada bir otel güzel olur” gibisinden bir laf etmiş.
Dostumuz Mehmet Y. Yılmaz’ın bu gazetedeki sütununda 22 Temmuz 2009 günü anlattığı bir anekdota bakarsanız, “Bu iddia yalandır” demeye diliniz varmaz.
Aslında Yılmaz’ın anlattığı anekdotun kaynağı iktidarın gözdesi gazetelerden Zaman Gazetesi:
Köksal Toptan TBMM Başkanı iken, Bolu Valisi Halil İbrahim Arıkan’ın da bulunduğu bir ortamda bir kız çocuğu, “Ben ileride Başbakan olmak istiyorum” gibi bir cümle sarf edince Toptan, Tansu Çiller’in Başbakanlığı dönemine göndermede bulunarak olumsuz şeyler söylemiş. Ama Vali Bey, fırsatı kaçırmamış. Çocuğun omzuna el koyup:
“Sen Tayyibe bir Başbakan olacaksın” demiş.
Malum... “Tayyip” erkekler, “Tayyibe” kadınlar için kullanılır.
Vali Bey’in hikâyesi bundan ibaret değil.
Biliyorsunuz kendisi geçen yıl temmuz ayında Fethullah Gülen Cemaati tarafından düzenlenen Abant Platformu isimli toplantıda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın da gözü önünde siyasi bir konuşma yapan, sonra o nedenle İçişleri Bakanlığı’ndan “uyarı” cezası alan -Sayın Bakan Atalay’a bu nedenle bir teşekkür borcumuz vardı, onu da ödemiş olalım- bir kişidir.
Kısaca kendine özgü tiplerden biri olduğu anlaşılmaktadır.
Ama bizim için o tarafı değil, elindeki yetkileri nasıl kullandığı önemli. Nitekim Abant Tabiat Parkı’nda yaptıklarının “yanlış” olduğunu Orman Mühendisleri Odası eski Genel Başkanı söylüyor, Makina Mühendisleri Odası Bolu İl Temsilcisi söylüyor, Abant’taki su seviyesinin yükselmesine yol açan müdahaleler üzerine bizzat Vali Bey’in, kendi yaptırdığı beton bendi üç kere kesip delmek zorunda kalması söylüyor. Yükselen Abant sularının, mevcut kır gazinosuyla, iskeleleri su altında bırakması söylüyor. Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’ne bağlı Odaların Bolu’daki İl Temsilcileri söylüyor. Bolu’daki Batı Karadeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü resmi raporları da söylüyor. “Çevre” âşığı herkes söylüyor.
Ama Vali Bey, “Ferman padişahın, dağlar bizimdir!” diyen Köroğlu gibi bildiğini okuyor.
Yazarın Tüm Yazıları