Gerçeğin dili

RAHMETLİ Dr. Ertan Gönen’i içinde bulunduğumuz haftanın başında kaybettik.

Son 5 senesini "Kızılay Genel Başkanlığı" görevinden hukuka aykırı bir şekilde uzaklaştırılmasına karşı açtığı davalarla geçirmişti.

Sonunda tüm davaları kazandı. Yargı kararlarının uygulanmaması nedeniyle yeni davalar açtı. Onları da kazandı.

Fakat başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere sorumluların kendisine "tazminat ödemelerini" emreden kararları uygulattıramadan bir trafik kazası onu aramızdan aldı.

Bunları bize dünkü Milliyet’te okuduğumuz bir Yargıtay kararı ile ilgili haber anımsattı:

Biliyorsunuz Bursa’da Cargill isimli bir Amerikan şirketi var. Bu tarım ürünlerini işleyen dev bir şirket. Gittiği ülkelerde yoğun tartışmalar yaratmakla tanınıyor. Ama ülkemizi 1990’larda yönetenler tarafından Türkiye’ye nerdeyse "kırmızı mumlu davetiyle" ile çağrıldığı da bir gerçek. Nitekim kendisini ayrıcalıklı saymış. Olmayacak yere fabrika yapmış. Bu, dava konusu olmuş. Yargı, yapılan kanun tanımazlığı hükme bağlamış. Ama hükümete ve öteki yetkililere anlatamamış.

Sonuçta Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi yargı kararlarını hiçe sayan Başbakan Tayyip Erdoğan ile o dönemin Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen ve o tarihteki Bursa Valisi, -şimdiki Emniyet Genel Müdürü- Oğuz Kaan Köksal’ın ve Bursa ile Gemlik belediye başkanlarının, "hukuk devleti ilkesine aykırı davrandıkları" için "davacı" iki vatandaşa "tazminat" ödemeleri gerektiğine karar vermiş.

Karşımıza örnek olarak sadece Gönen veya Cargill davası çıkmış olsaydı, "Bunca sorunla meşgul bir Başbakan belki öyle bir dava açıldığının farkında bile değildir" der biz de hoşgörü isterdik.

Dikkatinizi çekmiştir:

Bizler "Cumhuriyet’in temel değeri olan laiklik"ten söz edince Sayın Başbakan "Sadece laiklik değil, Anayasamıza göre sosyal hukuk devleti de Cumhuriyetin temel ilkesidir" diyor.

Diyor ama öte yandan da Sayın Başbakan’ın -ve hükümetinin- yargı kararlarını hiçe saymayı bir tabiat haline getirdiklerini gösteren gerçekler var:

Ertan Gönen örneğini verdik. Cargill’i anlattık. Özal kardeşlerin en küçüğü merhum Yusuf Bozkurt Özal’ın Süleymaniye Camii "Hazire"sine (etrafı çevrili mezarlığa) gömülmesine izin veren Bakanlar Kurulu kararı iptal edildiği halde, onu da hiçe saydığı için Başbakan Tayyip Erdoğan’ın konuyla ilgili davayı açanlara "tazminat" ödemesine karar verildiği daha önce basına yansımıştı.

Başbakan belli ki "hukuk devleti" ilkesine de "laikliğe" olduğu kadar sahip çıkıyor. Lakin, gerçekte ikisine de sahip çıkmadığının ya bilincine varmak istemiyor veya bilinmesine kızıyor.

ÑÑÑÑÑÑÑÑÑ

Not: Manavgat-Serik yöresinde 6 gün süren orman yangını ardından gazetecilerle sohbet ederken hem ormancıların fedakárlıklarını anlatan hem de o sırada ağzından "Yangının bir tek iyi tarafı, bu ormanlarda kene kalmadı" ifadesi çıkan Orman Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kurtulmuşlu, beyanının maksadını aştığını bildirdi. Biz de bunu sizlere duyurmaya söz verdik. Gereğini yapıyoruz. O.E.
Yazarın Tüm Yazıları