Paylaş
İNANILMAZ olanı yaptılar. Bize, gerçek bir ‘‘zafer’’ bağışladılar. Sporun ‘‘Kazanmak kadar kaybetmek de var’’ kuralını bilmesek, kendimizi 9 Eylül 1922‘nin coşkusuna benzer bir coşkuyu hak etmiş sayacağız.
Evet... Kazanmak kadar kaybetmek de var...
Ama itiraf edelim ki onlar sadece önemli bir kupayı kazanmakla kalmadılar.
Onlar tüm dünyaya bir mesaj verdiler:
‘‘Biz uygarlığı kendi tekelinde sayanların en azından eşitiyiz. Hatta kendi dalımızda onlardan da ilerideyiz!’’ dediler.
Bunu üstelik, futbol aleminin tanrı katındaki takımlardan Arsenal efsanesini yıkarak ve elinden UEFA kupasını alarak ispat ettiler.
Türk bilim aleminin en parlak isimlerinden Prof.Dr. Celal Şengör, Amerika Birleşik Devletleri Bilim Akademisi'ne üye seçilen ilk Türk bilim adamı olması nedeniyle kendisine ‘‘ne diyeceğini’’ soran gazetecilere geçenlerde unutulmaz bir yanıt vermişti. Kelimeler aynı olmayabilir ama dediği şuydu:
‘‘Ben Büyük Atatürk‘e olan borcumuzun (çağdaş uygarlık düzeyini yakalama borcunun) bana düşen kısmını ödemeye çalışıyorum.’’
Şengör‘ün o sözlerinde biraz da ‘‘Herkes laf etmesin de kendisine düşeni yapsın. O zaman çağdaş uygarlığı yakalar ve geçeriz’’ mesajı vardı.
Galatasaray futbol kulübü işte bunu yaptı. Çağdaş uygarlık düzeyini yakalama görevinin kendine düşen kısmını tamamladı.
Yoksa Arsenal gibi, futbolu bilen -ve bu satırların yazarı gibi bilmeyen- herkesin efsane takım diye tanıdığı bir rakip karşısında, üstelik son 30 dakikayı en kıymetli oyuncularından biri kırmızı kart görüp oyundan çıkarıldığı için 10 kişiyle oynadığı halde Galatasaray‘ın, yine de beraberliği koruyabilmesini başka türlü açıklamak herhalde mümkün değildir.
Helal olsun Galatasaray‘a!
Helal olsun onları bu başarıya ulaştıran hocaları Fatih Terim‘e!
Ve helal olsun Kopenhag‘daki stadyumu doldurup onları bir saniye bile yalnız bırakmadan coşturan Türkler'e...
Galatasaray orada bir futbol kulübü renkleriyle oynadı. Ama hepimiz biliyoruz ki formalarındaki gerçek renk kırmızı-beyaz idi.
Zaten stadyumu dolduranların önemli bir kısmı da Fenerbahçe, Beşiktaş gibi Galatasaray‘ın ezeli ve ebedi rakibi kulüplerin, dün Galatasaray‘ı milli takım gibi gören ve o yüzden Kopenhag‘a koşan taraftarlarıydı.
Galatasaray‘ı binlerce defa kutlasak azdır...
Göğsümüzün onlar sayesinde ne büyük bir gururla dolduğunu anlatmaya hiçbir kelime, hiçbir cümle, hiçbir üslup yetmez.
Gerçekten çok büyük bir zafer kazandılar. Ama bu zaferin onları sarhoş etmemesini bekliyoruz. Çünkü onlarla sadece bugün değil, kuşaklar boyu iftihar etmek istiyoruz.
Paylaş