Paylaş
Son günlerde bir fırsat çıktı: Bir nefes Anadolu oksijeni aldım, İstanbul'a döndüm. Gördüğüm özetle çok basit:
‘‘Senden yardım umar, her düşen dara’’ diyerek gözünü Ankara'ya diken Anadolu yok artık. Hatta (bürokrasisiyle, politikasıyla) Ankara, Anadolu'nun gelişmesini önleyen bir engel gibi görülür olmuş.
Gaziantep öteden beri zaten kendi ayağı üstünde durmaya alışkındı. Yörenin lokomotifiydi. Kayseri öyleydi. Ankara, İstanbul ve İzmir dışında kendine yeterli illeri saymaya kalksanız Adana'yı, Bursa'yı, bir ölçüde de Samsun'u söyleyerek listeyi tamamlardınız.
Oysa artık Trabzon, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Çorum, Antalya, Denizli, Eskişehir, İçel, Isparta, Konya, Kocaeli kendisine yetecek hale gelmiş. Ankara istese de, bu illerdeki gelişmeyi artık engelleyemez.
Ama henüz öyle olamayanlar var: Örneğin Bilecik yola çıkmış, Malatya hayli mesafe almış. Yanlış söylemedilerse Yozgat kendini hayli toparlamış, Manisa uyanmış.
Kısaca bu iller, ekmeğini kazanan evlat konumuna gelmişler.
Demek ki Anadolu'yu artık Ankara taşımıyor.
İşte son günlerde, bu genel tablodan kendi payına düşeni yaşayan Malatya'daydım.
Malatya, yaşamını kayısı, Üniversite ve ordu üstüne kurmuş...
İnönü Üniversitesi'nin Rektörü Prof.Dr. Ömer Şarlak, Malatya'nın ayağa kalkması için ‘‘Gaziantep'te, Elazığ'da ve Van'da olduğu gibi Malatya'da da Devlet Tiyatro ve Balesinin sahne açmasını’’ şart koşuyor.
Vali Atilla Vural, taa 1979 yılında yapımına başlanan, 72 adet lojmanı tamamlanan, 48 bin metrekare kapalı alanlı Vagon Onarım Fabrikası'nın ‘‘Kayısı ile ilgili entegre bir tesis haline getirilmesini’’ ilk ihtiyaç olarak dile getiriyor.
Bu fabrika binasının yüzde 85'i de bitmiş ama sonra ‘‘ihtiyaç yokmuş’’ denerek kendi kaderine terk edilmiş.
Kayısıdan meğer kozmetik sanayiinden silah sanayiine kadar, 70'i aşkın ayrı yerde yararlanmak mümkünmüş. Örneğin Hollanda bizden aldığı kayısıyı işleyip bize ödediğinin beş misline başka ülkelere satıyormuş.
Velakin bize diyorlar ki, ‘‘Kayısı Kurutma ve Pulp Tesisi var, ama kuranlar maddi sıkıntıya düştü, tesis kapandı. Önce onu diriltmek lazım. Vagon Fabrikasını da yok pahasına kapatmaya kalkanların elinden kurtarıp, otomotiv gibi, savunma gibi bir sanayi için kullanmak doğru olur’’
Türkiye'yi insan bazen anlamıyor: Darende'de Kağıt Fabrikası kurulmuş, herşeyi ile bitmiş ama sonra terk edilmiş. Malatya'da Mormaş adıyla bir Orman Ürünleri Fabrikası kurulmuş, okullara sıra, masa vs. yapan bu fabrikanın da kapısına kilit vurulmuş. Yeşilyurt'ta Yifaş adıyla bir iplik fabrikası kurulmuş, o da kapanmış.
Bir yanda başını almış giden bir toplum, öte yanda adım başı, bir sürü salaklık anıtı... Şunu bir hale yola koymak çok mu zor?
Paylaş