Paylaş
DÜN Mardin, bugün Diyarbakır. Doğumgünü kutlaması için Mardin-Diyarbakır hattındayız. Halk Bankası'nın doğumgünü. 62 yaşında...
Atatürk'ün direktifleriyle kurulan, esnaf-sanatkarlara, KOBİ'lere, sanayici ve işadamlarına, girişimcilere finansman desteğiyle görevli bir kamu bankası.
Halkbank geçen yıl da kuruluş yıldönümünü Şanlı Urfa'da kutlamıştı. Bu tür etkinlikler çok önemli. Hem bu yörelerimizin tanıtımına katkı yapıyorlar, hem de konuk ettikleri Batılı işadamlarının, yörenin potansiyelini görmelerine, buralardaki girişimcilerle tanışmalarına vesile oluyorlar. Bilgi, tecrübe alışverişi. Yatırım, ticaret geliyor sonuçta.
Mardin'de olup da Kasımiye Medresesi, Deyrul Zaferan Manastırı, Cami-i Kebir, Mardin Müzesi, Mardin Çarşısı gezilmez mi? Ziyaretimiz tabii ki salt ekonomi çerçevesinde değil. Diyarbakır Kervansaray Otel'deki sıra gecesi kaçmaz. Hasankeyf'e veda gezisi de öyle.
Yıllardır kamu bankalarını sıkça gündeme getiriyoruz. Siyasilerin bir türlü el çekmemesini, kredilerin nasıl har vurulup harman savrulduğunu... Özerk yönetim ve özelleştirmenin bu manzarayı değiştirmekte olumlu katkı yaratabileceğini.
Geçenlerde 3 kamu bankasının (Emlak, Ziraat ve Halk) özerkleştirilmesini-özelleştirmeye hazırlanmasını içeren yasa tasarısını bilginize sunmuştum. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal, tasarının kısa sürede yasalaşacağını açıkladı. Siyasi iktidar bu kez Dünya Bankası ve IMF'nin bastırmasıyla hızlı hareket edecek anlaşılan.
Halk Bankası yönetimi, bir üst boyuta geçmiş, Banka'nın özelleştirilmesine ilişkin taslağı da hazırlamış. Halkbank Genel Müdürü Yenal Ansen, Banka'nın yüzde 40 hissenin borsada halka arzını, yüzde 20'lik hissenin ise TESK ve TOBB'a verilmesini öngördüklerini söylüyor. Yüzde 40 hisse ise Hazine'de olacak. Ansen, kamu bankalarının bu yıl özelleştirilmesi gerektiğini savunuyor. Onlar taslağı hazırladılar ama nihai karar Hükümet'e ait. Bakalım Koalisyon Hükümeti, Halkbank'ın taslağını benimseyecek mi?
40 trilyon fazla ödeme
MHP'li Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu'nun görevinden azledilmesinin kamuoyuna yansıyan gerekçesi, ‘‘töreye aykırı davranıp’’ Cumhurbaşkanlığı'na aday olmasıydı...
Ancak, bu azledilişin perde arkasında başka nedenlerin de yattığı yeni yeni fısıldanıyor.
Somuncuoğlu, en fazla hortumlanan, yöneticileri mahkemelere düşen- kaçan Emlakbank'tan sorumlu Bakan oldu bu Hükümet'te. Göreve geldikten sonra Banka'nın geri dönmeyen kredilerinin peşine düştüler. Hal böyle olunca nüfuz baskıları başladı... Koalisyon partilerinin her birinden etkili etkisiz siyasiler devreye girdi. Somuncuoğlu'yla da görüştüler. Direnildi... Çaresiz borçlu firmaların bazıları da geri ödeme anlaşması yapmak zorunda kaldılar. Banka'nın geri ödemeye bağlanan alacak tutarı 230 trilyon lira, dile kolay. (Ceylan Holding borcunun yarısını ödemiş bile...)
Keza Ankara'da Emlakbank'ın iki gayrimenkul ihalesi ve mafyanın el atması. Buna rağmen ihale iptal edilmesin diye MHP üst düzey bir yöneticisinin devreye girmesi. (İhaleler iptal edildi, kıyamet koptu tabii.)
Gelelim pes dedirtecek bir diğerine.
ANAP döneminde Emlakbank tarafından yaptırılan İstanbul Bahçeşehir konutlarına. Arazi Süzer Grubu'nun. Bankayla beraber Süzer, inşaatları Mesa ve Nurol firmalarına yaptırıyor. Bu iki firma 8 yıldır kesin hesapları Banka'ya vermiyor! Yeni dönemde Banka mühendis grubunu gönderiyor, hesapların incelenmesi hálá sürüyor. Bir firmanın sadece birinci etap konutlarına ilişkin hesaplarının kesin sonuçlarına göre bu firmaya tam 10.5 trilyon lira fazla ödeme yapılmış. Bunun daha ikinci etap konutları hesabı var. Banka yönetimine göre iki firmaya tahminen toplam 40-45 trilyon lira fazla ödeme olmuş!
Kesin hesap sonuçlarını, ne gibi hukuki işlem yapılacağını merakla bekliyor, takip ediyoruz.
Somuncuoğlu, sanki birşeyler anlatmak istermişcesine, ‘‘karanlık mahaller, baskılar, tehditler’’ üstü kapalı işaretler veriyor.
Eğer ortada böyle fazla ödeme ya da başka şeyler varsa, Somuncuoğlu'nun bunları açıklaması gerekiyor.
Açıklama olmazsa, eski hamam, eski tas düzen sürer gider...
Büyük merkez sağın işaret fişekleri
KALDIĞIMIZ yerden devam ediyoruz. Cuma günü, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yakınlarına atıfta bulunarak, özetle, Demirel'in ‘‘Türkiye için bazı çağrılarda’’ bulunacağı iddialarını aktarmıştık. Eski milletvekili, Demirel Ailesi'nin damadı İlhan Kesici'nin, merkez sağda yeni oluşum çabası yoğunlaşıyor.
- Önümüzdeki dönemde Hükümet'in durumu ne olur?
Kesici: Hükümet'in sonbaharı takip eden zamanlarda devam edemeyeceği kanaatindeyim.
- Koalisyon uyumlu görünüyor.
Kesici: Hükümet'in bir yığın açığı vardı. Süleyman Bey yamıyordu. Ayrıca IMF reçetelerinin dokunma sezonu yeni başlıyor. ‘‘Tarımdaki sübvansiyonlar kaldırılsın, ürünlerin fiyatları dünyaya uyumlu hale getirilsin.’’ Bunlar kulağa hoş gelen laflar. Bunları yaparsan 40 milyon insanın hayat standardı yüzde 50 geriler.
- Yeni oluşum nasıl olacak?
Kesici: Psikolojik sınırın aşılması lazımdı. İklim müsait artık, aşılabilir. Süleyman Bey'i kastediyor değilim. MHP'nin, DSP'nin, ANAP'ın durumu ortada. FP başka kulvar. Siyasi yapı eski. Bu tükenmişliğin bir münasebetle kırılması lazım. Parlamentodaki yapıyla olmaz. Ama bu gidişattan memnun olmayanların, dünyadaki gelişmeleri görüp memnun olmayanların, bir münasebetle bir şey yapmalarıyla olacak bir iş. Bunun adı yeni oluşumdur. İşte biz de bu işin, bir büyük merkez sağın peşindeyiz.
-Kimlerle, hangi yeni aktörlerle?
Kesici: Yakında öğreneceksiniz. Ayrıca Meclis'te de sadece DYP ve ANAP içinde değil DSP içinde de bizimle beraber olanlar var. İşaret fişeklerimizi atmaya başlıyoruz... Sonbahar sendromu başlayacak göreceksiniz!
Paylaş