Paylaş
İstanbul Porselen Porland'la yaşıyor
Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları'nın Körfez Krizi sonrası kapattığı İstanbul Porselen'in makina, ekipman ve kalıplarını 1992 yılında satın alan Siirtli işadamı Süleyman Pamukçu, kurduğu Porland Porselen'le Avrupa'yı kendine hedef seçti. Şişe Cam'ın bayiliğinden, onun kapattığı tesisten yarattığı porselen fabrikasının patronluğuna yükselen Pamukçu, Türk porselenini Avrupa'ya yerleştirmek için Almanya'yı kendine üs seçti. Pamukçu, Porland'ın kuruluşu ve gelişimiyle ilgili sorularımızı şöyle yanıtladı:
İngilizce öğretmenliğinden ticarete neden geçtiniz?
- Bir arkadaşımın Diyarbakır'da züccaciye mağazası vardı. Mezun olmadan bir yıl önce ilk mağazamı Siirt'te açtım. Bir Paşabahçe mağazasıydı. Şişe Cam'ın zarardaki kuruluşu İstanbul Porselen kapanana kadar, bu fabrikanın ürettiği porselen ve cam eşyaları sattım. 1983'te istanbul'da otellere masa üstü malzeme satan İmge Ticaret'i kurdum. 86'lı yıllarda turizmdeki patlamaya paralel olarak satışlarımızda artış yaşadık. Paşabahçe'nin ürünlerini otellere satıyorduk. Sattığımız porselenlere otellerin amblem ve logolarını işlemek üzere bir atölye kurduk. Bu da bizim çabuk büyümemizi sağladı.
İstanbul Porselen'in kapanması sizi nasıl etkiledi?
- Fena etkiledi. Türkiye'de doğru dürüst bir porselen üreticisi yoktu. Bu fabrikayı yaşatmak istedim. Bütün makina ve ekipmanlarını aldım. Teknik ekibini yeniden biraraya getirdim. 1992'de Gebze'de Porland'ı kurdum. O dönemde 10 milyon mark yatırım yaptık.
İkinci fabrikayı neden kurdunuz?
- Üretimimiz 300 bin adetti. Yurt içine yetişemiyorduk. İhracata da başladık. Taleplerin artması, ikinci fabrikayı zorunlu hale getirdi. 1996'da Bilecik'te , 25 milyon dolar yatırımla, 25 bin metrekare kapalı alana sahip fabrikamızı kurduk. Böylece İki fabrikanın toplam üretim kapasitesi yılda 24 milyon adetde ulaştı. Bu yıl 25 milyon dolar ciro hedefliyoruz.
Türk porseleninin dünya pazarındaki yeri ne?
- Dünya standartlarında porselen üretiyoruz. Ama kaliteli ürünlerimizi dış pazarda ucuza vermek zorunda kalıyoruz. Örneğin Almanya'da satılan porselenler, bizimkinden yedi kat daha pahalı. Çünkü Türk malının çok iyi olmayan bir imajı var Avrupa'da... Yurtdışındaki toptancılar, kaliteli bile olsa, Türk malını ucuza kapatmaya çalışıyorlar.
Ürünlerinizi gerçek fiyatından satamıyor musunuz?
- Almanya'da Porland Porzellan GmbH adıyla şirket kurduk. Amacımız öncelikle Türk malının üzerindeki yanlış imajı yıkmak ve toptancılardan da kurtularak tüketicilere yönelmek. Avrupalı tüketici Porland'ın ilk etapta belki Türk malı olduğunu bilmeden alacak, ama zamanla bu markanın Türk olduğunu görecek. Öncelikle kalitemizle önyargıları yıkmak istiyoruz. Bu yüzden ilk etapta Porland'ı Türk malı olarak lanse etmiyoruz. Önce bu ürünü alın, kalitesini görün diyeceğiz. Tüketici aldığı ve beğendiği ürünün Türk malı olduğunu sonradan öğrensin.
Almanya'daki şirket fiyatınızı yükseltmenizi sağladı mı?
- Eskiden diğer porselenlerden yedi kat daha ucuzken, şimdi dört kat ucuzuz. Arayı kapatıyoruz. Orada bir depomuz var. Burayı pilot bölge seçtik. Almanya Türkler'in yoğun olduğu bir bölge. Sonra İngiltere, Fransa ve İtalya'da da birer pazarlama şirketi kuracağız. Üretimin yüzde 50'sini ihrac edeceğiz.
İhracatınızda ağırlık hangi ülkelere?
- Almanya, İtalya, Yunanistan ve Fransa. Bavul ticaretiyle ürünlerimiz Rusya ve Türkmenistan'a gidiyor. Ama bizim hedefimiz Avrupa.
Yurt içindeki pazar payınız nedir?
- Yüzde 40 civarında. Satışların yüzde 30'u beş yıldızlı otellere, yüzde 70'i ev kesimine yönelik.
Yabancılarla işbirliğiniz var mı?
- Avrupa'daki porselen üreticileri kendi markalarıyla onlara fason mal üretmemizi istiyorlar. Ama biz Avrupa'nın fason üreticisi olmak istemiyoruz.
Yatırımlarınızı hangi kaynaklarla yaptınız?
- Tesislerimizi kendi özkaynağımızla kurduk. Kredi almadık. İstanbul Porselen'in makina ve tüm ekipmanlarını da kendi özkaynaklarımızla aldık.
Bundan sonraki hedefleriniz?
- Paşabahçe gibi zincir mağaza açma düşüncemiz var. Gebze ve Bilecik'te fabrika satış mağazası açacağız.
Yeni hükümetten beklentileriniz?
- Devlet gölge etmesin yeter. En büyük sorunumuz istikrarsızlık. Önümüzü göremiyoruz.
Kaliteli porselen bıçağı bile çizer
Türk porseleni dünya standartlarına uygun mu?
- Dünyada standart şok derecesi 180'dir. Biz, sıfırdan 200 dereceye kadar şoka tabi tutuyoruz yine kırılmıyor. Çizilmezlik oranımız ise elmasa yakın. Yani porselen bıçağınızı rahatlıkla bileyebilir. Zaman zaman şikâyetler geliyor: 'Porselenimiz çizilmez diyorsunuz ama benim tabağım çizildi' diye. O zaman biz de gülümsüyoruz, çünkü 'Tabağınız değil ama bıçağınız çizilmiştir' yanıtını veriyoruz. Çünkü tabaktaki gümüşümsü iz bıçağın demiridir. Çamaşır suyu ile sildiğinizde o izin kalmadığını görürsünüz.
Süleyman Pamukçu
Porland Porselen Sanayi ve Ticaret'in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı. 1957 Siirt doğumlu. 1976 yılında ticarete atıldı ve ilk züccaciye mağazasını Siirt'te öğrenciyken açtı. 1979'da Diyarbakır Yabancı Diller Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. Üç yıl İngilizce öğretmenliği yaptı. 1983'de öğretmenlikten istifa ederek İstanbul'a geldi. 1984'de İmge Ticaret adıyla ilk şirketini kurdu ve otellere masa üstü malzemeleri pazarlamaya başladı. Paşabahçe'nin kapattığı İstanbul Porselen'e ait makina ve ekipmanları alarak ilk fabrikasını Gebze'de kurdu. 1996'da ise Bilecik Organize Sanayi Bölgesi'nde ikinci porselen fabrikasını faaliyete soktu.
Paylaş