Paylaş
TÜPRAŞ'ın halka arzında konsorsiyum lideri olan Garanti Yatırım Menkul Kıymetler'in İcra Kurulu Başkanı Metin Ar, ‘‘İMKB endeksinde ağırlıklar değişecek. Endekse yatırım yapan yabancı fonlar önümüzdeki dönemde ellerindeki Tüpraş hisselerini on kat artırmak durumunda’’ dedi.
TÜPRAŞ'ın geçtiğimiz ay yapılan halka arzında konsorsiyum lideri olan Garanti Yatırım Menkul Kıymetler İcra Kurulu Başkanı Metin Ar, Tüpraş'ın çok kısa bir süre içinde dünya şirketi olacağını söyledi. Ar, İMKB endeksinde en geç 1 Temmuz'da ağırlıkların değişeceğini hatırlatarak, ‘‘İMKB'de endekse yatırım yapan fonlar ellerindeki Tüpraş hisselerini on kat artırmak durumunda’’ dedi.
Metin Ar ile, Tüpraş'ın halka arzı öncesinde ve sonrasında yaşanan ve merak edilen olumlu-olumsuz olayları, konsorsiyumun yaşadığı sancılı günleri ve Tüpraş'ın geleceğini yönelik tahminlerini konuştuk.
Tüpraş'ın özelleştirilmesinde size göre en önemli boyut neydi?
- Türkiye'nin genel makroekonomik resminin iyiye gitmesinin temel sebebi de, Hazine, Merkez Bankası ve Özelleştirme İdaresi'nin sacayak şeklinde çok uyumlu çalışması, işin başında olan insanların birbiriyle dost olması, her işte birbirlerine yardımcı olmaya çalışmalarıdır. Bürokratlarımız burada bir takım oyunu çıkarıyorlar. Türkiye'nin notunun yükselmesinde, döviz kurlarının kontrol altında tutulmasında, enflasyonun düşürülmesinde de bu etken. Tüpraş'ın özelleştirilmesi sürecinde de Özelleştirme İdaresi, Tüpraş, Sermaye Piyasası Kurulu ve İMKB, bu dört kurum harika bir uyum ve koordinasyon gösterdi. Bütün kurumlar bir yatırım bankacısı gibi çalıştı. Bu dört takımın uyumu sayesinde, 1.2 milyar dolarlık ve bütün dünyada örnek gösterilen Tüpraş'ın halka arzını gerçekleştirdik.
Bu halka arzda 3 bin 700 nokta görev almıştı. Bu noktalarda herhangi bir aksaklık yaşandı mı?
- Tüpraş özelleştirmesinde 21 aracı kurum ve bankaya bağlı 3 bin 700 şube görev aldı. Türkiye'nin bütün aracı kurumları ve bankaları, büyüklük, küçüklük, yanyana gelmeme gibi bir duygu sergilemeden bu işte rol aldılar. Ve bir dolarlık da hata yapılmadı. Bu da, Türkiye'de bankacılık sisteminin ve aracı kurumların geldiği teknolojik seviyenin ve buralarda çalışan insan kalitesinin yüksekliğinin bir göstergesi. Garanti Yatırım olarak herhangi bir yanlışlık, eksiklik olur, kayıt yaptırıp da alamayan olur diye çok küçük bir miktar hisse senedi satın aldık kendi adımıza. Ama bunları kullanmamıza gerek bile kalmadı. Son anda halka arz oranı yüzde 15'ten yüzde 31.5'a çıkarılmasına rağmen hiç bir aksama olmadı.
Halka arz için rafinerilerde açılan şubeler amacına ulaşabildi mi?
- Kırıkkale, Batman, Aliağa ve İzmit'teki rafinerilerde Garanti Yatırım olarak geçici dört şube açtık. Rafinerilerde çalışanların işyerlerini terketmeden ve yorulmadan Tüpraş hissesi alabilmesini sağlamak istedik. Bu şubelerden, çalışanların ancak üçte biri Tüpras hissesi aldı, üçte ikisi almadı. Bu onlar adına yanlış bir hareketti. Bunda çalışanların bağlı olduğu sendikanın özelleştirmeyi yanlış yorumlaması etkili oldu. Sendika, özelleştirmeyi işçilerin aleyhine kabul etti. Üçte ikisi Tüpraş'a ortak olma fırsatını kaçırdı. Şimdi çok üzgün olduklarını duyuyoruz. Hem para kazanma şansını kaçırdılar, hem de özelleştirme projesine katılamadılar. Tüpraş çalışanları şirket yüzde yüz bizim oluyor diye sahip çıkmalıydı, ama bu olmadı. Yine de bu bir evrimdir. Türkiye'deki sendika yöneticilerine bunu öğretebilmemiz lazımdı. Bu mesajı onlara aktarma becerisini göstermeliydik. Bu eksik oldu belki.
Bu özelleştirme neden Tüpraş çalışanın lehineydi?
- Dünyada özelleştirmenin bir çok şekli var. En çok kullanılan iki yöntem var biri, POAŞ'taki gibi şirketin yüzde 51'ini satar, yönetimi de yeni sahibine verirsiniz. İkinci tip özelleştirme, ki bu Tüpraş'ta yapılandır, patron, sistem aynıdır. Değişen tek şey ortaklık yapısı. Bu yöntemin uygulanabilmesi için şirketin belli bir başarı düzeyini aşması lazım. Tüpraş, yıllardır özel şirketler kadar kadar başarılı ve Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşu. Yılda 4 milyar dolar para kazanan bir şirket. Bu şirket, Türk halkının sahip olduğu bir şirket. Üstelik Tüpraş'ın statüsünde bir madde var. Her yüzde 20 ortaklık payı için, bu payı temsilen dışardan biri yönetim kuruluna atanabilir. Biz, Tüpraş'ın yüzde 31.5'uğunu halka arzettik. Yüzde 3.5 zaten halka açıktı, toplam halka açıklık oranı yüzde 35. Önümüzdeki 6 ay içinde ilk yüzde 20'yi elinde tutan yatırımcıları temsilen yönetim kuruluna bir atama yapılması gerekiyor. Bir yüzde 5 daha satılırsa 6 ay sonra, o zaman ikinci bir yüzde 20 ve ikinci bir yönetim kurulu üyesi demek.
Tüpraş hisselerinin İMKB'deki ağırlığı nedir?
- İMKB'de Tüpraş'ın yüzde 3.5'i halka açık gibi görünüyor, ama şu anda yüzde 35'i halka açık. En geç 1 Temmuz'da İMBK endeksinin ağırlıkları değişecek. Tüpraş'ın endeksdeki ağırlığı on misli artacak. Ne olacak o zaman? Türkiye'deki endekse yatırım yapan uluslararası fonlar var. Bunların endeksi takip edebilmeleri için ellerindeki Tüpraş hisselerini on misli artırmaları gerekiyor. Bu ağırlıklar 1 Ocak, 1 Nisan, 1 Temmuz ve 1 Ekim'de tesbit ediliyor.
Tüpraş'ta neler ilk kez yapıldı.
- 1.2 milyar dolarla Türkiye'de bugüne kadar yapılmış en büyük halka arz. 370 bin kişiyle en çok başvuru rekoru kırıldı. İlk kez internetten satış yapıldı. İlk kez kredi kartıyla hisse senedi satıldı. Uçakta bile başvuru formu dağıtıldı. 7 taksitle satış yapıldı. İlk kez çalışanlara özel iskonto uygulandı. İlk defa konsorsiyum üyelerinin kendi başlarına reklam yapmasına izin verildi. Bugüne kadar konsoriyum lideri tarafından bir tek reklam kampanyası yapılırdı. 3 milyon dolarlık tanıtım bütçesi ayrılmıştı Tüpraş için, konsorsiyum da ilave 3 milyon dolar harcadı.
METİN AR
Garanti Yatırım Menkul Kıymetler İcra Kurulu Başkanı Metin Ar, Robert Kolej ve Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği'nden mezun. Ekonomi masterını ise London School of Economics'de yaptı. Finans dünyasına 1982 yılında Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'nda Müdür Yardımcısı olarak başlayan Metin Ar, 1985-89 yılları arasında TSKB'de müdür, 1990-1991'de Brisa'da Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Komitesi Üyesi görevlerini yürüttü. 1992-1999 yılları arasında TSKB'de Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Komitesi Üyesi, 1995-1997 arasında İş Genel Finansal Kiralama Yönetim Kurulu Üyesi, 1997-1999 arasında Yatırım Finansman Menkul Değerler Yönetim Kurulu üyesi olarak çalıştı. 1999'da da Garanti Yatırım Menkul Kıymetler İcra Kurulu Başkanlığı'nı üstlendi.
Tüpraş, bölgenin
liderliğine oynar
Yeni yapılanma Tüpraş'a ne getirir?
- Tüpraş'ın yönetimine bağımsız ve belli bir süre için hiçbir şekilde görevden alınamayacak, biri yerli, diğeri yabancıları temsilen iki kişi atandığı takdirde, şirketin üst yönetimi artık sadece devletin kontrolünde olmayacak. Özel sektör ve sermaye piyasalarının temsilcilerinin de bulunduğu bir yönetim yapısına dönüşecektir. Amerika'daki şirketlerin bir kısmının yüzde 99'u halka açık, patronu yok. Şirketin sahibi Amerikan halkı, Amerikan sermaye piyasaları yatırımcısı. Tüpraş'ta da böyle olabilir. Sayın Bakan Yüksek Yalova'nın tabiriyle 'Bu bir ihtilal'. Halka arz oranı yüzde 40'a çıktığı zaman sermaye piyasaları yatırımcıları iki temsilcileriyle Tüpraş'a sahip çıkacaklar. Tüpraş'ın dünya şirketi olmasına ve daha da gelişmesini sağlayacaklar. Tüpraş, ileride uluslararası borsalara açılabilir. Türk Cumhuriyetleri'nde, Romanya'da, Yunanistan'da rafineri satın alarak bölgenin en büyük enerji şirketi haline gelebilir.
Cumhurbaşkanlığı krizi
yüzünden spazm geçirdik
Halka arz esnasında olumsuzluklar da yaşadınız mı?
- Evet, New York'ta bizim fon müşterilerimiz var. Gün içinde çok yoğun oldukları için onlara bir şirketi tanıtma imkanımız yok. Bunun için bu fon yöneticileri için New York'ta 3 Nisan akşamı böyle bir davet düzenledik. 5 uluslarası fon yöneticisini çağırdık. Bu beş kişi sayı olarak az ama her biri en az 20-30 milyon dolarlık sipariş verecek potansiyeldeydi. Tam o gün Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı krizi had safhaya çıktı. Yemeğe yarım saat kala biri 'Hastayım, gelmiyorum' dedi. Diğeri telefon etti 'Evlenme yıldönümümüzmüş, unutmuşum' dedi. Biri yemeğin olacağı gün sabah telefon açıp gelemediğini bildirdi. Biri hiç mazeret bildirmeden gelmedi. Sadece bir fon yöneticisi geldi, o da içkisini içip gitti, yemeğe kalmadı. Korkunç bir durumdu, masada başbaşa kaldık. Moralimiz bozuldu tabii. Sonra neyseki Cumhurbaşkanlığı krizinin hükümet krizine dönüşmeyeceği anlaşıldı da, yemeğe gelmemisine rağmen o gün davet ettiğimiz fon yöneticilerinden 40 milyon dolara yakın sipariş geldi. Tüpraş'ı tanıtma fırsatımız olsaydı, eminim bunun iki katı sipariş alabilirdik. New York'ta Cumhurbaşkanı yüzünden küçük bir spazm yaşadık.
Paylaş