Paylaş
Yıldız’ın sorusu yanıtsız kaldı ama hikâye şöyle:
“Sizin aracılığınızla Tarım Bakanlığı’na soruyorum. Aydın’dan 17 ilçe ziraat odası başkanı meclisimize ziyarete geldi. AK Parti grubuyla görüştüler, bugün de CHP milletvekilleriyle görüştüler. 17 ilçe başkanı ve AK Parti milletvekilleri, Tarım Bakanlığı’ndan randevu istemiş. Tarım Bakanı PCR testini istemiş, 17 ziraat odası başkanımızdan. Buradaki test odasına götürdük. Bazı ziraat odası başkanlarına, ‘Bağ-Kur borcu çıktı’ diye test yapmadılar. Araya girdik, diğer hastanede yaptırdık. Çok zorlarına gitti tabii. Bakanın PCR testi istemesine bir şey demiyorum ama bari onlara yol gösterseydi, yardımcı olsaydı. Hepsi zaten dertli, girdi fiyatları ve zamlar nedeniyle... Tarım Bakanı’na buradan seslenmek istiyorum. Sen bu ziraat odaları başkanlarının ve çiftçilerin temsilcisisin. Önce onları düşünmen gerekmiyor mu?”
Bakan orada olmadığı için yanıt veremedi ama ziraat odaları başkanları meclisten kırgın ayrıldı.
SÜLÜN OSMAN VE KRİPTO PARA
İktidar Partisi, kripto paraya yasal altyapı kazandırmak ve bu sektördeki sahtekârlıkların önlenmesini amaçlamak için çıktığı yolculukta epey yol aldı. Önce ‘tamamen yasaklayalım’ diye başlayan konuşmalar, bunun pek de mümkün olmadığı ve doğru olmayacağı noktasına doğru ilerledi. Sonuçta, AB ülkeleriyle aynı yasal altyapının oluşturulmasına kadar gelindi.
Gizem Karakış’ın aktardığına göre, yasal çalışmalar için sektör temsilcileriyle yapılan seri toplantılarda, oldukça ilginç benzetmeler yapıldı. Sistemin işleyişinin “bilimkurgu filmi” gibi olduğunu dile getirmeyle başlayan, bu alandaki sahtekârları “Sülün Osman”a benzetmeye kadar varan örneklerle konu anlaşılmaya çalışıldı. AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş “Biz birilerinin ‘Gel seni zengin edeceğim’ diye kandırmalarına müsaade etmek istemiyoruz. Yeni Sülün Osman’lar doğurabilir. Çünkü burası adam kandırmaya çok müsait bir alan. ‘Aldım’ diyorsun, alıyorum, sana güveniyorum, ama senin bana o kripto varlığı alıp almadığını bilmiyorum” diyerek kaygıları dile getirdi.
Aracı kurumlar ve sektör temsilcileri ise endişeleri giderecek mekanizmaların kurulabileceğini, yasaklamanın hem teknik olarak mümkün olmadığını hem de doğru olmadığını savundular.
Başlangıçta “yasaklayalım gitsin” diyenler, güvenlik sistemi kurulması, aracı kurumların denetlenmesine ilişkin mekanizma oluşturulması, AB ülkelerindeki gibi yasal altyapının kurulmasına kadar geldi. Hatta Türkiye’nin dijital varlıkların İsviçresi olabileceği bile iddia edildi.
Sonuçta değişen ekonomik sistem ve dünya düzeninin dışında kalınamayacağı bir kez daha ortaya çıktı.
PANDEMİNİN YÜKÜ KADINLARA
Pandemi süreci, toplumsal reflekslerimiz, bilimsel araştırmalara olan güvenimiz, iş hayatının yeniden tanımlanması, kadınların ve erkeklerin artan rolü gibi birçok araştırma yapılmasına neden oldu. Neredeyse toplumsal hayat, pandemiden önce ve pandemiden sonra diye ikiye ayrıldı.
İşte bu araştırmalardan biri de “pandemide ev içi çalışma tespitleri” konusunda yapıldı. TBMM’de kadınların istihdamına ilişkin sorunları araştıran alt komisyona sunulan bir rapor, bu dönemde kadınların yükünün iki kat arttığını ve bunun psikolojik bir çöküş getirdiğini gösterdi.
Umut Erdem’in aktardığına göre, BM Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği Toplumsal Cinsiyet Analisti Aslı Çoban, salgında kadınların ev içerisindeki çalışma yüklerinin çok arttığını belirterek, “Eğer aile içerisinde başka bireylerden destek görmezse bu, kadınların psikolojik çöküşüyle sonuçlanıyor” dedi. İşin ilginç yanı, bu süreçte erkeklerin desteğinde de artış saptanmış. Erkeklerin desteğinin arttığı evlerde yaşamın daha kolay olduğu ortaya çıktı. Araştırmacılar buradan çıkarak şöyle bir sonuca vardılar:
“Eğer, çalışma süreleri ve çalışma koşulları yeniden düzenlenirse, özellikle erkeklerin ev içerisindeki çalışmaya verdikleri destek de artacak. Bu nedenle, işgücü piyasası politikası ve şirketlerin çalışma politikalarının yeniden düzenlenmesi gerekir. Bu alanda esnekliklerin arttırılması, çalışma sürelerinin kısaltılması çok önemli.”
AB ülkelerinde bazı şirketlerin haftada 4 gün çalışmaya ilişkin planlaması, aile içi huzuru da koruyacağa benzer...
Paylaş