Paylaş
Kendi aralarında ilginç bulup takip ettikleri araştırmalar, birbiriyle paslaştıkları makaleler ve itibar etmedikleri bilim insanları olduğunu gördük. Son günlerde bu camia iki ilginç konuyu konuşuyor. Biri “maskenin aşı etkisi yaptığını” kaleme alan makale. Diğeri, aşı denemeleriyle ilgili gelişmeler. Tıp dünyasına aşina, bize ise yeni ve heyecan verici gelen “aşı yerine su enjekte edilen denekler” gibi çarpıcı konuları sizinle paylaşmak istedik.
MASKENİN AŞI ETKİSİ
İngiltere’de yayınlanan bir makalede, enfeksiyon uzmanlarının bildiği bir gerçek, korona bağlamında sıradan vatandaşların anlayacağı şekilde kaleme alındı. Makale, “Maske kullanımı, aşılanma etkisi yapıyor” başlığını taşıdığı için doğal olarak dikkatleri üstüne çekti. Bizim danıştığımız uzmanların mantıklı bulduğu bu makalenin özünde, şu yatıyor: Maskeyle dolaşan ve yaşayan kişiler, bulundukları ortamdaki virüse, maskenin filtreleme yeteneği nedeniyle çok az maruz kalırlar. Çevrenizde hasta olanlar varsa ve virüse maruz kalsanız bile, maskeden dolayı küçük parçacıklar alırsınız. Bu parçacıklar sizi hasta etmez. Tam tersine, vücudunuz buna karşı bağışıklık geliştirir, bir nevi aşı etkisi oluşur. Enfeksiyon uzmanlarının, diğer viral hastalıklardan bildiği bu durum, korona nedeniyle ele alındığında, oldukça ilgi çekti.
SU ENJEKTE EDİLEN DENEKLER
Başka bir haber, Türkiye’yi yakından ilgilendiren aşı denemeleri konusunda. Deneklerin sağlandığı ve eylül sonuna kadar bin kişinin Türkiye’de aşı denemesine katılacağının haberlerini Hürriyet’te okudunuz. Bu denemelerdeki yöntem, çok ilgimizi çekti. Öğrendiğimize göre, deneklerin tamamına aşı enjekte edilmiyor. Neredeyse yarısına su veya benzer etkisiz sıvı enjeksiyonu yapılıyor. Bu arada ne denekler ne de aşıyı uygulayan doktorlar, hangisinin su, hangisinin aşı olduğunu biliyor. Sadece aşı kutularının üzerindeki kodlardan gerçeği “firma veya laboratuvar” biliyor. Amaç hem deneklerin hem de aşıyı uygulayanların, tepki ve verilerinin sağlıklı ve doğru olmasını test etmek. Sonuçta veriler, merkeze ulaştığında “aşıya verilen tepkiler” ayrıştırılarak analiz ediliyor.
Tıp dünyasına bildik, bize ilginç gelen bu konular son günlerde, doktorlar arasında çok konuşuluyor. Unutmadan söyleyelim, aşı ile ilgili tüm bu süreç bir ayda tamamlanacak. Başarılı olduğu onaylanırsa, dağıtım nereden baksanız bahar aylarını bulacak.
MECLİS’İ MECLİS’E ŞİKAYET ETTİ
NEDEN BENİ AŞÇI YAPMADINIZ?
TBMM’de, çok ender yaşanan bir olay gerçekleşti. TBMM yönetiminin kararına itiraz eden ve hakkının yendiğini düşünen vatandaşın başvurusu, yine Meclis’te incelendi ve haksızlık yapılmadığına karar verildi. Yani TBMM, hem savcı hem hâkim oldu.
İlginç olay, TBMM’nin açtığı aşçılık sınavına giren, ancak hakkı yendiği için kazanamadığını iddia eden bir vatandaşın başvurusu üzerine gelişti. TBMM Dilekçe Komisyonu’na Trabzon’dan yazan M.K., TBMM tarafından yapılan aşçılık uygulama sınavında haksızlık yapıldığı şikayetinde bulundu. Dilekçeyi işleme alan Komisyon, konuyu Meclis Başkanlığı’na sordu.
Umut Erdem’in bilgisine göre, Meclis yönetimi kararını savundu ve aşçı adaylarında aradıkları özellikleri sıraladı. Sadece aşçı yeteneğinin de yeterli olmadığı, özgüven, ikna kabiliyeti, ifade yeteneği gibi başlıklara da bakıldığını dile getirdi. Meclis yönetiminin “kayırmacılık veya torpil yapılmadığını” iddia eden savunması şöyle: “197 kadroya atama yapılmak üzere sınav ilanı 26 Ocak 2020 tarihinde yayımlanmıştır. KPSS’de başarılı olanlar arasından ilan edilen kadro sayısının üç katı kadar aday sözlü veya uygulama sınavına çağırılmıştır. Adı geçen, başvuruda bulunduğu ve sınavına girmeye hak kazandığı ‘aşçı’ kadrosu için uygulama sınavına 16 Mart tarihinde katılmıştır.
Uygulama sınavında, genel yetenek ve genel kültür, muhakeme gücü ve ifade yeteneği, liyakati, davranış ve tepkilerinin işe uygunluğu, özgüveni ve ikna kabiliyeti, göreve ilişkin alanlarda yeniliklere ve gelişmelere açıklığı yönlerinden değerlendirmeye tabi tutulmuştur.
Her bir komisyon üyesince ayrı ayrı verilen notların aritmetik ortalaması alınarak adayların uygulama sınav puanları tespit edilmiş olup, adı geçen, uygulama sınavı sonucunda başarısız bulunmuştur. Sözlü ve uygulama sınavları objektif ve şeffaf şekilde ilgili mevzuata uygun olarak gerçekleştirilmiştir.”
Kendi kendini denetleyen TBMM yönetiminin “hata yaptık” demesini kimse beklemiyor, ama sınav yönteminde de bir eksiklik görünmüyor.
Paylaş