Erken seçime kim inanır?

Buna ihtimal vermeyenler bile bu rüzgâra kapılıp, “Siyasette 24 saat bile çok uzundur. Her şey olabilir” noktasına gelir.

Geçmişte siyasetçilerin erken seçimle ilgili karneleri pek iyi olmadığından, “Seçim zamanında yapılacaktır, partimizin gündeminde erken seçim yoktur” gibi açıklamalara şüpheyle bakılır. “Zaten baskın seçim yapacak biri, elini önceden niye açık etsin ki” diye düşünülür. Geçmişte yaşananlara bakılınca, bunlar pek de boş yorumlar değildir.

2020’nın Kasım ayında erken seçime gidileceğine dair iddialar konuşuladursun, seçmenin bu senaryolara inanıp inanmadığını soran araştırmacılar oldu. Yapılan araştırmada, seçmene “Erken seçim olacağına inanıyor musunuz?” diye soru yöneltildi.

Katılımcıların, yüzde 30’u erken seçim olacağına inandığını dile getirdi. Erken seçime gidilmesini olası bulmayanların oranı yüzde 37 olarak belirlendi. Bu konuda görüşü olmayanlar ise yüzde 32’de kaldı.

Araştırmaya baktığınızda, seçmenin neredeyse üçe bölündüğü görülüyor. Yani çıkan tablo, siyasetçilerin durumu gibi.

Siyasete baktığınızda, seçim isteyenler, olmayacak diyenler ve sessiz kalanlar neredeyse aynı.

KAMYONCULARIN MECLİS ŞUBESİ

SİYASETTE öyle milletvekilleri vardır ki kürsüye çıktığında hangi konudan bahsedeceği bilinir. Kimi daha çok ekonomi, kimi tarım politikaları, kimi çevre konuşur.

CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal’ın tercihi biraz farklı. Hataylı vekil, kamyoncuların dert babası sayılır ve konuşmalarının büyük bölümünü kamyoncuların sorunlarına ayırır. “Dert taşıyan kamyoncu” diye başlayan bir konuşması hiç sürpriz değildir.

Kamyoncular kadar üreticilerin sorunlarını da dile getiren öğretmen kökenli vekilin, “Bazen yük, bazen de dert taşıyan kamyoncular eşit vatandaş olarak devletten destek bekliyor, çözüm bekliyor. Buradan, on binlerce ailenin geçimini sağlayan, ülke ekonomisine ciddi katkı sunan emektar kamyoncu esnafımız adına hükümete soruyorum... Kamyoncu esnafımıza mazot desteği, Bağ-Kur prim desteği, otoyollardan ve köprülerden indirimli geçme desteği, KDV ve MTV desteği verecek misiniz?” sözlerine Meclis’te herkes aşinadır.

Konu kamyoncular ve uzun yol şoförleri olunca, uykusuz gecelerde araç kullanma ve muhtemel kazalar akla geliyor. Can kaybına neden olan kazalarda, dinlenmeden yola çıkan uykusuz şoförler sorunu da sık sık gündem oluşturuyor. Hatta gündüz taksi kullanıp gece sefere çıkan uzun yol şoförleri olduğu, firmaların belgesiz şoför çalıştırdığı da iddialar arasında.

Bunlar Meclis’te sık sık duyduğumuz konular. Yeni dönemde, Meclis’ten sadece konuşmak yerine, çözüm üretilmesini beklemek haksızlık olmaz sanırım.

PANDEMİNİN MAĞDUR ETTİKLERİ

PANDEMİ döneminde, kimse zorunlu olmadıkça hastaneye gitmedi. Zorunlu haller nedeniyle gitmeleri gerekenler de kendilerine muhatap bulamadı. Bunun bir örneği, sağlık ve spor bilimleri fakültelerine kayıt yaptıracak öğrencilerine verilecek heyet raporlarında yaşandı.

Olağanüstü koşullar nedeniyle kendilerine öncelik verilmeyen öğrenciler, sorunlarını Meclis’e taşıdılar.

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, rapor alma süreçlerinin pandemi koşullarına uygun hale getirilmemesi nedeniyle binlerce öğrencinin mağdur edildiğini belirterek, hükümetten gereğini yapmasını istedi.

Şöyle ki: Aralarında bazı tıp ve diş hekimliği fakültelerinin de bulunduğu sağlık ve spor bilimleri fakülteleri, kayıt yaptıracak öğrencilerin tam teşekküllü bir devlet ya da üniversite hastanesinden heyet raporu almasını istiyor. Ancak COVID-19 salgınının daha da arttığı şu günlerde, öğrencilere en erken 15 gün sonrasına randevu verilebiliyor. Bu da öğrencilerin kayıt sürelerine yetişememe sorunu yaşamasına neden oluyor.

CHP’li vekil, Sağlık Bakanlığı, YÖK ve kayıt başvurusu alan üniversitelerin bu soruna müdahil olmalarını ve yüzlerce öğrencinin mağdur edilmesinin önüne geçilmesini istedi. Kayıt için farklı şehirlerden gelen öğrencileri de hesaba katarsanız, konu çok kişiyi ilgilendiriyor. Öneri çok basit: Ya heyet raporları daha hızlı verilsin ya da sağlık raporları daha sonra kayıt dosyasına konulsun.