Paylaş
Biri YÖK Başkanı ve Türkiye’den birçok üniversite rektörünün de katıldığı NAFSA toplantısı. Diğeri de The NMC Horizon 2014: Yüksek Öğretim Raporu.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’nın da katıldığı San Diego’daki NAFSA yani Uluslararası Eğitimciler Birliği konferansında dünyanın 100 farklı ülkesinden gelen akademisyenler de vardı. Çetinsaya, tüm dünya ülkeleriyle eğitimde işbirliğine açığız mesajını verirken Bilgi Üniversitesi Uluslararası Merkez Direktörü Yrd. Doç. Dr. Şamil Erdoğan, Türkiye’nin köklü üniversitelerinden örnekleri aktardı.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından hazırlanan Türkiye tanıtım videosu da ilk kez yapılan “Türkiye” özel oturumunda gösterildi. İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın ve Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Programlar Ofisi Müdürü Patricia Türkmenoğlu da toplantıdaydı.
NAFSA toplantısına katılan MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut, uluslararası eğitimcilerin en büyük kongresinden izlenimlerini aktarırken heyecanlı ve gururluydu. Çiçeği burnunda üniversite olarak kuruluş aşamasında tasarladıkları modellerin hedeflenenlerle özdeşleştiğini dile getirerek, gözlemlerini şöyle paylaştı:
“Uluslararası eğitim ve değişime adanmış, dünyanın en büyük kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşu NAFSA (National Association of Foreign Student Adviser)’ın kongresinde Türkiye’den 75’e yakın katılımcı 20’nin üzerinde üniversite vardı. Eğitimde dünya lideri olarak bilinen ve en çok öğrenci çeken ABD, İngiltere, Kanada, ve Avusturalya gibi ülkelerin yanında Almanya, Japonya, Kore, Çin, hatta Brezilya’nın pavyonlarının büyüklüğü dikkat çekiciydi. Beni en çok şaşırtan, Şili, İzlanda, Tayland, Kolombiya, İsrail gibi ülkelerin de yabancı öğrenci çekme yarışına girmiş olmaları oldu.
Her ülke uluslararasılaştırmaya çalışıyor
Uluslararası eğitimi körükleyen üç önemli faktör var. Küreselleşme, beyin alışverişi ve demografi. Küreselleşme için her ülke zamana ayak uydurabilmek için eğitim sistemini uluslararasılaştırmaya çalışıyor, gelişmiş ülkelerdeki genç nüfus azaldığından üniversiteler kontenjanlarını dolduramıyor ve her ülke dünyanın en iyi beyinlerini kendi ekonomisine kazandırmaya çabalıyor. Örneğin, ABD’de elektrik ve elektronik mühendisliğinde yüksek lisans yapan öğrencilerin yüzde 70’inden fazlası yabancı. Konferansta dünyada ilk olarak uyguladığımız “Flipped Classroom” eğitim-öğretim sistemi büyük ilgi gördü. Bazı üniversitelerin üniversitemizde yapılacak olan derslere gözlemci göndermek istediklerini belirtti.”
Teknolojide iki model öne çıkıyor
Geçen haftanın yükseköğretimle ilgili diğer önemli gündemi de The NMC Horizon 2014: Yüksek Öğretim Raporu. Eğitim ve öğrenme teknolojisinde yenilikçilik için kurulmuş, kar amacı gütmeyen uluslararası bir platform olan The New Media Consortium (NMC), yüksek öğretimde gelişen teknolojiler hakkında Horizon Raporu 2014 yayımladı. Raporun ilk iki bölümü, yüksek öğretimde teknolojiyi destekleyen eğilimler ve yüksek öğretimde teknoloji kullanımının zorlukları tartışılıyor. 3’üncü bölümde ise yüksek öğretimde yeni geliştirilen en umut verici teknolojiler aktarılıyor. NMC, yeni geliştirilen teknolojileri 7 kategoride inceliyor: Tüketici teknolojileri, dijital stratejiler, internet teknolojileri, öğrenme teknolojileri, sosyal medya teknolojileri, görselleştirme teknolojileri ve etkinleştirme teknolojileri.
Geleceğe damgasını vuracak 6 teknolojiye dikkat!
Raporda, kapsamlı bir araştırmaya göre geleceğin teknolojisi olarak 60 alana yer veriliyor. Ancak, gelecekte en kısa zamanda uygulanması gereken 6 teknoloji öne çıkıyor. Bu alanların ilk ikisi olan Flipped Classroom ve her türlü veri analizi; öğrenme, öğretme ve yüksek öğretimde yaratıcı sorgulamada en yüksek potansiyeli olarak öne çıkıyor. Diğer dört alan da şunlar: Üç boyutlu yazıcılar, oyun ve oyun kuramı, anlık olarak vücut davranışlarının digital olarak ölçülmesi ve sanal yardım masası.
Türkiye’de ve dünyada Flipped Classroom’u ilk uygulayan MEF Üniversitesi’nin Rektörü Prof.Dr. Muhammed Şahin’i aradım. Prof.Dr. Şahin, “Flipped Classroom modelinde, öğrenciye bilginin aktarımı akademisyenleri tarafından hazırlanan ders videoları yardımıyla gerçekleştirilirken öğrencinin asıl ihtiyacı olan bilginin özümsenmesi ve yeni bilgilerin çıkarımı ise ders saatinde sınıfta akademisyenler ve sınıf arkadaşlarıyla birlikteyken gerçekleşiyor. Dersler interaktif, etkileşimli ve uygulamalı işleneceği için öğrencinin konuyu özümsemesi daha kolay olacak, öğrencilerin daha çok sorumluluk alacakları bir ortam oluşacak, sınıfta tüm öğrenciler aktif hale gelecek. Öğrenci ile akademisyen arasındaki etkileşim ve kişisel temas daha fazla olacak. Üstelik bu model öğrencilerin test puanlarını arttırıp, iş piyasasında başarılı olmaları için gerekli becerileri geliştirecek. Geleceğin eğitim modelini uygulayacağım için çok heyecanlıyım” diyor.
Bakalım, dünyada bir ilki gerçekleştirecek olan Türkiye bu konuda ne kadar yola alacak. Zaman gösterecek.
Paylaş