Paylaş
Üniversiteleri derecelendiren bu birim Türkiye'deki 125 üniversiteyi "makale sayısı, öğretim üyesi başına düşen makale sayısı, atıf sayısı, öğretim üyesi başına düşen atıf sayısı, toplam bilimsel döküman sayısı, öğretim üyesi başına düşen toplam döküman sayısı, doktora öğrencisi sayısı, doktora öğrenci oranı, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı" olmak üzere 9 kritere göre sıralama yaptı. Sıralamada tüm puan göstergelerinde 9 kritere göre en yüksek puan Hacettepe, daha sonra ODTÜ, İstanbul Üniversitesi, Ankara, Gazi, Ege, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, İTÜ, Atatürk, Erciyes ve Bilkent geldi. Araştırmanın başında bulunan Prof. Dr. Ural Akbulut, bu yıl ilk kez genel sıralamaya ek olarak üniversitelerin alanlara göre sıralamasını da açıkladı. Ancak, bu sıralamadan memun olanlar bulunduğu gibi, tek kritere göre üniversitelerin derecelendirilmesine karşı çıkanlar da oldu. Geçtiğimiz hafta üniversiteler bu sıralama ile oturup, kalktı. İşte tepkiler ve yanıtları:
Veriler az, tercih öncesi böyle bir çalışma yapmak etik değil
Prof.Dr. Muhammed Şahin (İTÜ Rektörü): Dünyada birçok kurum ya da özel şirket belirli kriterlere göre üniversite sıralamalarını yapmaktadır. Son yıllarda genel sıralamadan çok alan bazında ve hatta bölüm bazında sıralama yapmaya başlamıştır. Çünkü sosyal ve sağlık bölümleri olmayan Teknik üniversiteler genel sıralamada bir haksız rekabete maruz kalmaktaydı. Örneğin QS World University Ranking şirketi 2011 yılında aşağıdaki kriterleri dikkate alarak bu sıralamayı yapmıştır:
1. Dünya'da görünürlük ve tanınırlık (yüzde 40)(Dünya'dan yaklaşık 10.000 akademisyen üzerinde yapılan değerlendirme anketi sonucu)
2. Küresel İşveren Değerlendirmesi (yüzde 10)
3. Makalelerin öğretim üyesi bazında aldığı atıf (yüzde 20)
4. Uluslararası Öğrenci Oranı (yüzde 5)
5. Uluslararası Öğretim Üyesi Oranı (yüzde 5)
6. Öğretim Üyesi Öğrenci Oranı (yüzde 20)
Bu kriterlere göre yapılan ranking sonuçlarına göre ilk 150'ye ve ilk 200'e bölümlerinin önemli bir kısmını yerleştiren tek Türk üniversitesi İTÜ olmuştur.
Eski kriterlerle sıralama olmaz
Ayrıca, üniversitenin genel bütçesi, AR-GE bütçesi, bütçenin sanayiden gelen miktarı, yürütülen kamu ve sanayi projeleri sayısı, patent üretimi, üretilen teknolojik ürün, uluslararası ödüller, uluslararası ağlardaki yönetim kurullarında üniversitenin temsili gibi konular da son yıllarda öne çıkan değerlendirme kriterleri olmaya başlamıştır. Bu doğrultuda Avrupa Üniversiteler Birliği de çok kapsamlı bir çalışma yürütmektedir.
Şimdi Dünya geçmişte yapılan ranking hatalarından ders aldıktan sonra bu yönde ilerlerken, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Enformatik Enstitüsü URAP Araştırma Laboratuarı'nın Amerika'yı baştan keşfedercesine eski kriterlerden sadece makale ve doktora çalışmalarına göre değerlendirme yoluna gitmesi şaşırtıcıdır. Ayrıca bir üniversitenin öğrenci tercih döneminden hemen önce dünyadaki değerlendirme kriterlerinden uzak bu araştırma sonuçlarını açıklaması etik değildir. Burada kendimizi nasıl gördüğümüz değil, dünyanın bizi nasıl gördüğü önemlidir.
En başarılı seçilen Hacettepe Üniversitesi: Başarımız tesadüf değil
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Gürgen: Başarımızın sırrı, başarıyı tesadüflere bırakmamak. Güçlü öğretim kadrosu, öğretim ve eğitim anlayışı, altyapı ve tesisleri, hem öğretim elemanlarına hem de öğrencilere sağladığı bilimsel ortam, araştırma imkanları ve diğer tüm sosyal, kültürel ve yaşam olanakları ile başarıya ve bilimsel üretime odaklı olmak bizi başarıya götüren en önemli etken. Çalışmanın taraflı olduğunu iddia edenlerin bu konuya açıklık getirmeleri lazım. Makale ve doktora çalışması da zaten çok önemli kriterler. Bu değerlendirme sistemi içinde zaten bu çalışmalar da yer alıyor. Kütüphane olanaklarından spor imkanlarına, barınma olanaklarından öğrenci başına düşen öğretim elemanı sayısına kadar pekçok kriter. Hatta mezuniyetten sonra istihdam oranı, diğer ülkelerle bilimsel işbirliği, ulusal ve uluslararası proje ve öğrenci değişimleri gibi pekçok kriter de kullanılabilir. Tüm bunları da incelediğinizde Hacettepe Üniversitesi'nin bu ünvanı hakkettiğini göreceksiniz.
En iyi şekilde bu çalışmayı yaptık
Konuyla ilgili eleştirileri URAP Arastirma Laboratuvarı'ndaki yetkililere sorduk. Teknik Ekip'te görev alan ve ODTÜ Enformatik Enstitüsü'nde Araştırma Görevlisi olarak çalışan Fatih Ömrüuzun, sorularımızı şöyle yanıtladı:
URAP'ın yayınladığı başarı sıralaması ses getirdi. Taraflı olduğu söyleniyor. Siz ne diyorsunuz bu konu hakkında?
URAP 2011 Türkiye Üniversiteleri alan bazlı sıralamaları ISI Web of Science tarafından hazırlanan bilimsel dergi kategorilerine göre yapılmıştır, üniveritelerimiz fakülte bazında sıralanmamıştır. Dolayısıyla X Üniversitesi Mühendislik Fakültesi tarafından yayınlanan bir makalenin ISI Web of Science Temel Bilimler alanındaki bir dergide yayınlanması durumunda üniversitenin bu makale için alacağı puan mühendislik alanındaki sıralamasına değil, temel bilimler alanındaki sıralamasına katkı sağlamaktadır. Bu hususun sıralama listelerini incelerken kamuoyu tarafından özellikle gözönünde bulundurulması gerektiğini düşünmekteyiz.
Sıralamamızda kullandığımız Toplam Etki Değeri Faktörü ölçütü üniversitelerimiz tarafından yayınlanan makalelerin niteliği hakkında bilgi vermektedir. Yapılan yayının kalitesinin ölçülmesinde kullanılan bu ölçüt ISI tarafından yayınlanan Dergi Etki Faktörleri'nin yayın sayısıyla çarpımı sonucu elde edilmektedir.
Bunun yanında sıralamada kullandığımız Makale Sayısı ölçütü bilimsel üretkenliği, Atıf Sayısı ölçütü ise üretilen bilimsel yayınların akademik etki değerini ölçmek amacıyla kullanılmaktadır.
Alan bazlı sıralamalara dahil edilen diğer bir ölçüt ise alanlar arasındaki yayın türü farklılıklarını ortadan kaldırmak için kullanılan Toplam Bilimsel Doküman Sayısı'dır. Yukarıda adı geçen ve URAP 2011 Türkiye Üniversiteleri alan bazlı sıralamalarına kaynak teşkil eden ölçütler farklı uluslararası sıralama sistemleri (ARWU, THE, LEIDEN) tarafından da kullanılmaktadır.
İtirazlar sonunda gerekli değişiklik yapılır
Verilere müdahale mümkün mü?
Herkesin ulaşabileceği açık kaynaklardan alınan veriler baz alınarak çalışma yapıyoruz. Bilgisayarların topladığı verilere müdahale mümkün değildir. Her üniversite verilerimizi kontrol edebiliyor. Üniversitelerimizin verilere itiraz etmesi durumunda gerekli değişiklikler yapılacaktır.
Eski kriterler makale ve doktora çalışmalarına göre değerlendirme yoluna gidilmesi şaçma diyen de var. Bunun ile ilgili ne diyeceksiniz?
URAP tarafından açıklanan sıralamalarda kullanılan akademik başarım ölçütlerinin ortak noktası ölçütlere ilişkin verilerin tarafsız kaynaklardan alınabiliyor olmasıdır. Bu nedenle, yeni ölçütlerin sıralamalara dahil edilebilmesinin en önemli koşulu ölçüte ilişkin verilere herkes tarafından ulaşılabiliyor olmasıdır.
Sizce objektif bir değerlendirme nasıl yapılır?
URAP Araştırma Laboratuvarı olarak sıralama listelerimizi Berlin Prensipleri doğrultusunda hazırlamayı ve kamuoyuyla paylaşmayı önemsemekteyiz.
YÖK tarafından mayıs ayı içinde organize edilen "Uluslararası Yükseköğretim Kongresi: Yeni Yönelişler ve Sorunlar (UYK-2011)" bünyesinde tarafımızdan yapılan sunumda üniversite sıralamalarının konuyla ilgili paydaşların (yükseköğretimde politika belirleyiciler, üniversiteler vb.) katılımlarıyla birlikte oluşturulacak bir çatı altında yapılmasının önemi dile getirilmiştir.
Sizce 'en'lere sahip üniversite hangisi?
Geliştirdiğimiz sistem, üniversiteleri iyiler ve kötüler şeklinde ayırmayı hedeflememektedir. Amaç, üniversitelerin belirlenen kriterlere göre gelişmeye açık yanlarını fark etmelerine yardımcı olmaktır. Diğer sıralama sistemlerinde olduğu gibi bu sistemin de eleştiriye açık yönleri vardır. Gelecek önerilere göre düzenlemeler yapılarak sistem sürekli geliştirilecektir.
Paylaş