PISA ve Türkiye

PISA verileriyle Avrupa Birliği ve Türkiye’de Eğitim’ başlıklı toplantı geçtiğimiz hafta İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlendi. Son PISA 2012’de yapıldı, ancak tartışmaları hâlâ sürüyor. Çünkü, birçok ülke eğitim politikasını buna göre değiştiriyor.

Haberin Devamı

Buna kuşkusuz en iyi örnek de Almanya. Onun için de Almanya Parlamentosu Yeşiller Milletvekili ve Eğitim Sözcüsü Özcan Mutlu bu toplantıda önemli bir konuşma yaptı.

Almanya PISA’dan sonuç çıkarıyor
Mutlu, 14 yıldır eğitim politiklarını detaylı takip ettiğini belirterek, 2001’de ilk PISA sonuçları açıklandığında Almanya’nın aslında eğitim sisteminin çok yetersiz olduğunu, başarılı öğrenci oranının yüzde 15’lerde kaldığını söyledi. Mutlu, şöyle konuştu: “Bu süre içinde 2012’ye kadar eğitim sisteminde çok büyük değişiklik ve reformlar yapıldı. Bu çabalar sonuç verdi. Almanya son PISA sonuçlarında OECD ortalmalarının az üzerine çıktı. Bunu siyasetçiler büyük başarı olarak niteledi. Ama yeterli bulmadılar. Hâlâ çalışmalar sürüyor. Dünyada ilk bilgisayar Almanya’da üretildi. Bu bilim dünyasının şu an kullandığı tabletlerin babası. Başka bir icat fax makinası, LCD televizyonu yine Alman bilim adamları üretti. Japonlar dünyaya tanıttı. 2001 yılında açıklanan PISA sonuçlarında Almanya’nın eğitim sisteminin çok yetersiz olduğu, eğitim sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği anlaşıldı. 14 yıl içinde çok reformlar yapıldı. Geçen yıl sonuçlar açıklandığında OECD ortalamasının az üzerinde olduğu büyük başarı olarak algılandı. Başarı oranı genel olarak yüzde 15’ten yüzde 18’e çıktı. Refomların sadece kağıt üzerinde olmaması gerektiği içeriğin çok önemli olduğu, her çocuğa eşit ve nitelikli eğitim verilmesi, paranın yeterli olmadığını gördük. Almanya’nın en büyük hammaddesi insanların kafasındaki bilinç. Önemli Alman bilim adamlarının ve Nobel alanların ABD’de çalıştığını görüyoruz. Eğitimin toplum için önemli olduğunu biliyorum.”

Okul öncesi eğitim arttıkça başarı artıyor
New York Üniversitesi’nden Doç. Dr. Selçuk Şirin, bu konuda şunları söyledi: “Türkiye’de önce eğitime yatırım yapılmalı. Kişi başına düşen milli gelir arttıkça PISA değerleri de artıyor. Türkiye, Avrupa’da kişi başına en az harcama yapan ülke. Türkiye’nin nüfusu genç ve orta gelir tuzağı bulunuyor. Şu an okullarda olan kuşağın eğitilmesi gerekiyor. Problem çözme becerilerinde de düşük oranlara sahibiz. Bunları gözden geçirmeliyiz. Okula aidiyet duygusu arttıkça başarı da artıyor. Aile sosyo ekonomik statüde Avrupa’da en sondayız. Başarının yüzde 32’si sosyal sınıfla belirleniyor. Ekonomik statü evde kitabı da etkiliyor. Türkçe, matematikte, fen bilgisinde evde kitap olma oranı artıyor ama sayıları düşük. Türkiye’de okul öncesi eğitim de avantajını kullanmalı ve arttırmalı. Okul öncesi eğitim arttıkça başarı artıyor. Avrupa’da öğretmenlerin okul yönetimine en az katıldığı ülke Türkiye. Sorun çözmede son sıradayız. Finlandiya, Polonya üst sıralarda. Akdeniz ülkelerinde moral bozuk. Okullarda eğitim kaynağı sorunu da var. Bu da başarıyı doğrudan etkiliyor. Sıralamada en sonda olma nedenlerimiz arasında, sınıflarda son sıradayız. Bunun da rolü var. Sınıf mevcudu azaldıkça başarı artıyor. Türkiye okullara en az özerklik veren ülke. Danimarka en fazla özerklik veren ülke ve üst sırada. Sonuçlarda durum karamsar ama bunu eğitimciler olarak bizler düzeltebiliriz.”

Yazarın Tüm Yazıları