Paylaş
TÜRKİYE’de ilk defa İstanbul Kültür Üniversitesi Adalet ve Suç Psikolojisi Laboratuvarı, çocuk yaşta bireylerin suçtan korunması için çalışmalar yapıyor. Laboratuvarın Direktörü Doç. Dr. Ayhan Erbay, normalde çocukları suçtan ve yanlıştan koruması beklenen okulların geleneksel rolünün değişip değişmediğini 113 lisans öğrencisiyle araştırıyor. Ve yapılan ön çalışmalar, okulların suçu önleyici değil maalesef tam tersine suçun yaygınlaşmasına neden olan bir takım dinamik risk faktörleri barındırdığını ortaya koyuyor. Doç. Dr. Erbay, “MEB’in ve ilgili müdürlüklerin okullarda acilen önlem alması gerekiyor” diyerek okullarda suçların azaltılmasına yönelik 15 önerisini şöyle sıralıyor:
1- DIŞLAYICI YAKLAŞIMI TERK EDİN: Sınıf düzenini bozma, öğretmen desteğini reddetme, zayıf motivasyon, akademik başarısızlık gibi nedenlerle cezalandırılan veya okulda kötü öğrenci olarak kabul edilen çocuklara yönelik dışlayıcı yaklaşım acilen terk edilmeli.
2- HEMEN OKULDAN ATMAYIN: Yıkıcı davranışlara sahip veya yerinde duramayan öğrenciler uzaklaştırma yerine sınıf içinde yönlendirilmeli. Okuldan uzaklaştırma öncesinde çocuğa tamamlaması için farklı görevler vermek ve iyi davranışı teşvik edecek bir ödül sistemi kullanmak gibi yollar denenmeli.
3- ÖTEKİLEŞTİRMEYİN: Bir eğitim kurumu içinde yaptırım gören çocukların okuldaki diğer akranları, öğretmenleri ve veliler tarafında da ötekileştirilmesi, izole edilmesi riskli davranışları ve beraberinde suç davranışını getirir.
4- ŞİDDETİ ÖNLEYİCİ TASARIMLAR YAPIN: ‘Okulda şiddet’ fail ve mağdurun dışında tüm okul atmosferine doğrudan etkisi olan bir durumdur. Şiddet davranışlarını azaltmaya yönelik her türlü program, iç yapısı birbirinden farklı her okul için ayrı ayrı tasarlanmalı.
5- SUÇ VE ŞİDDETE EĞİLİM TAHMİN EDİLEBİLİR: Çocukların suç veya şiddete eğilimli olup olmadığı tahmin edilebilir. Aile içi şiddete maruz kalmak, uyuşturucu kullanan arkadaşı olmak, öfke kontrolüne sahip olmamak, alkol ya da uyuşturucu madde kullanmak, okuldan kaçmak, sık sık kavga etmek suç ve şiddete yatkınlık konusunda kolayca tespit edilen risk faktörleridir. Eğitimciler bu konularda özel eğitimlerden geçirilmeli.
6- ÇOCUĞUN KENDİNİ GÖSTERME ÇABASINA DİKKAT: Çocuk ve ergenlerin suç davranışı sergilemesi her zaman için kötücül amaçlara ulaşma, yarar sağlama, intikam alma gibi duyguların tatmini için olmaz. Özellikle 12-14 yaş aralığındaki çocuklarda suç ve şiddet davranışlarının altında yatan nedenlerden biri de fark edilme ve kendini gösterme çabasıdır.
7- OKULA AİDİYET SAĞLANMALI: Çocuğun kendini okula ait hissetmesi, okul faaliyetlerine daha çok katılması ve okulun bir parçası haline gelmesi sağlanmalı.
8- ÖĞRETMENLER OLUMLU YAKLAŞIN: Öğretmenlerin öğrencileri motive edici davranışlar sergilemesi, geri bildirimleri hızlı ve yön gösterecek şekilde yapması çocukların okulu bırakma ve okuldan kaçma oranlarını ciddi şekilde düşürür.
9- RİSKLİ ÇOCUKLARA ÖZEL İLGİ: Riskli kategoride yer alan öğrenciler ile ilgili mümkün olduğu kadar çok bilgi toplanmalı ve çocuğa yönelik özelleştirilmiş programlar üretilmeli. Çocuğun özellikleri ve yaşına bağlı olarak gereksinimleri, ailesinin sosyo-kültürel durumu ve akranlarıyla olan ilişkisi de program kapsamında değerlendirilmeli.
10- REHBERLİK SERVİSLERİ AKTİF ÇALIŞMALI: Rehberlik servisleri çocukların kendini okula ait hissetmesinde ve okulla bağ kurmasında kritik öneme sahiptir. Çocukların risk ve şiddet içeren davranışlarının azaltılmasında ya da davranışların dönüştürülmesinde okul psikolojik danışmanlarının uygulayacağı grup rehberlik etkinlikleri ve bireysel psikolojik danışmanlık süreçleri oldukça etkilidir.
11- OKUL YÖNETİMİ VE VELİLER SÜRECİN İÇİNDE OLMALI: Okul atmosferi üzerinde etkili olan ve okulla organik bağları bulunan okul yönetimi ve okul aile birliği üyesi velilerin de etkin bir şekilde sürece dahil edilmesi gereklidir.
12- OKUL ÇALIŞANLARININ TUTUMU ÖNEMLİ: Okul personeli olarak görev yapan çalışanlarla öğrenciler arasında sıcak bir ilişkinin gelişmesi, çocukların okulda kendilerini güvende hissetmelerine ve okula dair olumlu tutum geliştirmelerine yardımcı olabilir.
13- OKUL ÇEVRESİ DÜZENLENMELİ: Okulun kurulu olduğu bölgelerde metruk yapıların kaldırılması, park ve peyzaj alanlarının düzenlenmesi, çevrenin temizliği, okula açılan sokakların aydınlatılması ve güvenliğinin arttırılması, öğrenci olmayan kişilerin okul çevresinden uzaklaştırılması gibi önlemler öğrencilerin kendini güvende hissetmelerinde etkili olur.
14- OKUL EKİPLERİ KOORDİNELİ ÇALIŞMALI: Suç davranışının azaltılması ancak etkin önleme gruplarının koordineli çalışmasıyla sağlanabilir. Öğretmenler, yöneticiler, okul psikolojik danışmanları varsa okul psikologları ve okul sosyal hizmet uzmanlarının bu ekipte aktif bir şekilde yer alması gerekir.
15- KRİZ PROTOKOLÜ OLUŞTURULMALI: Her okulda suç davranışının ortaya çıkması halinde devreye girecek kriz protokolünün devreye alınması gerekir. Özel eğitim almış öğretmenler ve idareciler sağlıklı bilgi akışı ve önceden belirlenmiş yöntemlerle hızlı, kararlı ve etkin şekilde olaya müdahale etmeli.
DOÇ. DR. AYHAN ERBAY ÇOCUKLAR UZMANLIK ALANI
- Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünde, yüksek lisansını ise aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Eğitim Bilimleri alanında tamamladı. Doktorasını İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nden, ‘Çocuk ve ergenlerde madde kullanımının nedenleri: Türkiye örneğine bütünsel bir bakış’ başlıklı çalışmasıyla aldı. 2011 yılında İstanbul Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ne sosyal çalışma görevlisi olarak atandı.
2021 yılından bu yana İstanbul Kültür Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Halen İstanbul Kültür Üniversitesi Adalet ve Suç Psikolojisi Laboratuvarı Direktörü ve Avrupa Kriminoloji Derneği’nin üyesi. Çocuklarda tekrar suç, cinayet zanlısı çocuklar, cinsel istismar mağduru ve sanıkları, okulun suçluluktaki konumu, okullarda şiddet, adli görüşme, adli raporlama gibi konularda çok sayıda araştırma ve yayını bulunuyor.
Paylaş