Paylaş
Bir yandan okul sayılarıyla övünürken öğretmene maaşını ödeyemeyen, veliye verdiği sözlerin arkasında duramayan bu okullar için Milli Eğitim Bakanlığı’nın acil bir yasal düzenleme yapması şart. Rengârenk kampüslerle hızlı büyüme telaşında olan bu okul kurucularından, daha açılış izni safhasında ciddi teminat bedelleri istenmesi, sermayesinin sorgulanması gerekiyor.
Hedefleri eğitimin kalitesinden çok, para kazanmak olanların ayıklanması gerek. Özel okulların dünyadaki yenilikleri takip ederek gelecek nesilleri şekillendirecek bir standarda kavuşturulması yine yetkililerin sorumluluğunda.
Bu arada zor durumda olan okulların daha kasım ayından itibaren ‘erken kayıt’ adı altında para istemeleri de denetlenmeli, sorgulanmalı.
Şu da unutulmamalı: Kaliteli eğitimi amaç edinip istikrarlı bir şekilde devam etmeye çalışan; kazandığını okula, öğrencisinin gelişimine harcayan okulların ayakta kalması için teşvik edilmesi, desteklenmesi eğitimcilere olduğu kadar öğrencilere de katkı sağlayacaktır.
ÖĞRETMENLER İÇİN KRİTİK ÖNERİLER
EĞİTİM dünyasının öncüleri öğretmenlerin gözü kulağı, çıkarılma sözü verilen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda. Seçim süreçlerinde neredeyse tüm siyasi partilerin beyannamelerinde ve söylemlerinde yer alan bu kanun için öneri niteliğinde bir çalışma Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM’den geldi. TEDMEM, Türkiye’de bugüne kadar öğretmenlerle ilgili yapılan yasal düzenlemelerin yanında İngiltere, Almanya, Kanada, Çin ve Avustralya gibi 30 ülkeden 73 yasal metni inceledi ve ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu Öneri Metni’ hazırladı.
Öneri metninde eğitim fakültelerinin sınırlandırılmasından öğretmenlik mesleğini seçecek olanların ayrı bir sınavla alınmasına, atama yönteminin değiştirilmesinden maaşların düzenlenerek ek ders ücretlerinin kaldırılmasına, kırsaldaki öğretmene destekten mesleğini sevmeyen ya da kendini geliştirmeye niyeti olmayan öğretmenlerle yolların ayrılmasına kadar kritik öneriler yer alıyor.
Öneri metninin hazırlayıcılarından TEDMEM Direktörü Prof. Dr. Emin Karip şunları söylüyor:
“Öğretmenlik bilimsel temelleri olan bir sanattır ve ustalık ister. Bu nedenle bu ustalığın gerektirdiği eğitim, mesleğe giriş koşulları, mesleki gelişim, özlük hakları, kariyer basamakları, etik standartlar, yönetici ve denetici eğitim ve istihdamı gibi konuların bir bütünlük içinde kanunla düzenlenmesine ihtiyaç var. Biz bir öneri sunarak üzerimize düşen görevi yerine getirdik. Şimdi sıra paydaşlarımızda ve kanun yapıcılarda.”
Öğretmenler için ilk kez etik ilkeler ve standartların tanımlandığı çalışmadan bazı başlıklar ise şöyle:
Zorunlu alanlar dışında, öğretmenler sadece eğitim fakültesinden gelmeli.
Fakültelere akreditasyon şartı olmalı. Üç yıl içinde akredite edilme koşullarını karşılayamayan programlara, bu koşullarını karşılayıncaya kadar öğretmen yetiştirme kontenjanı verilmemeli.
Öğretmenler sahada yetişmeli. Öğretmen yetiştirmede en az bir yıl tam zamanlı uygulama zorunlu hale getirilmeli.
Öğretmenliğe uygunluk, sınav şartı olmalı. Eğitim fakültelerine girişte seçme işleminde öğretmenliğe uygunluk, mesleğe yatkınlık gibi unsurlar dikkate alınmalı; yetenek, yetkinlik, beceri ile insana ve öğrenmeye yönelik tutumlar değerlendirilmeli.
Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalı. Her öğretim yılı başında norm kadro esasına göre açık bulunan tüm kadrolara atama yapılmalı.
Öğretmenlik alımında değişikliğe gidilmeli, öğretmen yeterlik sınavı yapılmalı. Bu sınav puanının yüzde 75’i, sözlü değerlendirmenin yüzde 25’i dikkate alınmalı.
Liyakate dayalı bir kariyer sistemi olmalı.
Müfettişlik sistemi güçlendirilerek yeniden yapılandırılmalı.
Öğretmene her türlü destek sağlanmalı, ancak kendini geliştirmeyen öğretmenle yollar ayrılmalı. İşini layıkıyla yapanlar ayrı tutulmalı.
Maaşlar iyileştirilmeli, ek ders ücreti kaldırılmalı.
Kırsalda çalışan öğretmene ek destek verilmeli.
Paylaş