Paylaş
HAZİNE, bir süredir üzerinde çalıştığı katılım sigortacılığı ile ilgili yönetmeliği, geçen hafta yayınladı. Böylece, ‘faizsiz sigortacılık’ dönemi başladı. Eminim, konuyu bilenler, ‘faizsiz sigortacılık zaten uygulanmıyor muydu?’ diye; bilmeyenler de ‘Katılım sigortacılığı da nedir?’ diye soracak. Bilmeyenler için faizsiz sigortacılığı detaylı anlatacağım. Bilenler içinse şunu söyleyeyim; evet, bir iki şirket sadece katılım sigortacılığı yaparken, bazı şirketler de geleneksel sigortacılığın yanında bu modeli de uyguluyordu ama faizsiz sigortacılığın yasal sınırları çizilmemişti.
SİGORTALIYA PARA İADESİ
Gelelim, uygulamanın nasıl olacağına. Katılım sigortacılığını, geleneksel sigortacılıktan ayıran iki temel nokta var. Birincisi, sistemin baştan sona faizsiz esaslara göre yürütülecek olması. İkincisi ise, sigortalıya (katılım sisteminde sigortalıya katılımcı deniyor) belli bir dönemin sonunda, belli bir para iadesinin (bakiye iadesi) yapılması. Katılım sigortacılığında katılımcıların, yani sigortalıların, ödediği primler bir havuzda toplanıyor, havuzun tüm idaresi faizsiz esaslara göre yapılıyor; hasarlar da bu havuzdan karşılanıyor ve dönem sonunda havuzda bir para kalırsa, bu para sigortalılara eşit ölçüde iade ediliyor.
Düzenlemeyle, sigorta şirketlerine 3 farklı yöntemle faizsiz sigortacılık yapma hakkı tanındı. Bunlardan biri, ‘vekalet yöntemi’. Şirket, katılımcıların ödediği primleri, ‘risk fonu’ adı altında oluşturduğu bir fonda toplayacak. Fon, sigortalıların fonu olacak; şirket sadece yönetecek, yönetim gideri için de önceden belirlenmiş bir ücret alacak. Buna da vekalet ücreti deniyor. Şirket, fonda biriken parayı; katılım bankalarındaki mevduatta, sukuk, yatırım fonu gibi faizsiz yatırım enstrümanlarında değerlendirecek. Hasarlar ödendikten sonra fonda kalan para, dönem sonunda katılımcılara iade edilecek.
KÂR-ZARAR ORTAKLIĞI
Katılım sigortacılığında uygulanacak bir diğer yöntem ise hem sigortalıların hem de şirketin kâra ve zarara otak olduğu mudarebe (emek-sermaye ortaklığı) yöntemi. Sigortalıların primleri risk fonunda toplanacak, şirket giderleri ve hasarlar bu fondan karşılanacak, kalan para şirket ile sigortalılar arasında eşit paylaştırılacak. Üçüncü yöntem ise vekâlet yöntemi ile mudarebenin, yani her ikisinin de uygulandığı ‘hibrit’ modeli. Burada da şirketler isterlerse sigortacılık tekniğinde vekalet yöntemini, yatırımlar tarafında ise mudarebe yöntemini uygulayabilir.
Akıllara şöyle bir soru gelebilir; ‘Kâr olduğunda sigortalılara para iadesi yapılacaksa, zararı da sigortalılar mı karşılayacak?’. Hayır, sigorta şirketinin sermayedarı belirli bir dönem sonra geri alınmak şartıyla sermaye koyacak ki, buna da katılım sigortacılığında likidite imkanı deniyor. Yönetmelikle, katılım sigortacılığı yapacak şirketlere 3 yıllık geçiş süresi de tanındı. Bu süre içinde şirketler, geleneksel sigortacılık faaliyetlerinin yanında, katılım sigortacılığı da yapabilecek. Üç yılın sonunda ise faizsiz sigortacılık yapacaklar ayrı şirket kuracak.
SİGORTALILAR NASIL YARARLANACAK?
- Sigorta şirketleri katılım sigortacılığı yapabileceği gibi ayrı şirket de kurabilecek.
- Sigortalılar kâra da zarara da ortak olacak ve sigorta sistemine katılacak.
- Şirket, sigortalıların ödediği primleri risk fonu adı altında bir fonda toplayacak.
- Geleneksel sigortacılıkta prim şirkete aitken, katılım modelinde risk fonu sigortalıların fonu olacak.
- Şirket, risk fonunda biriken primleri faizsiz yatırım enstrümanlarından değerlendirecek.
- Hasarlar bu fonda biriken paralardan ödenecek.
- Hasarlar ödendikten sonra fonda kalan para sigortalılara iade edilecek. İade, prim indirimi olarak da yansıyabilecek.
DEVLET KATILIM SİGORTACILIĞINI TANIDI
NEOVA Sigorta CEO’su ve Katılım Sigortacılığı Derneği (KATSİDER) Başkanı Özgür Koç, tekafül olarak da bilinen katılım sigortacılığının, faiz ve katılım ilkeleri hassasiyeti nedeniyle geleneksel sigorta ürünlerine mesafeli yaklaşanlar için alternatif model sunduğunu belirterek, şunları söyledi: “Dernek olarak katılım sigortacılığına yönelik yönetmelik çıkarılması için uzunca süredir Hazine ile çalışıyoruz. Daha önce katılım sigortacılığı uygulanıyordu ama şirketler kendi iradeleriyle yapıyordu. Artık işin adı kondu, yasal alt yapısına kavuştu. Başta Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek olmak üzere, Hazine Müsteşarına, Müsteşar Yardımcısına ve Sigortacılık Genel Müdürüne teşekkür ediyoruz. Devlet katılım sigortacılığı sistemini tanıyıp, düzenlemiş oldu. Düzenleme ile global yatırım ortamındaki dinamiklere bağlı olarak yeni yatırımcıların geleceğini tahmin ediyoruz.”
RİSKİ VATANDAŞLA PAYLAŞACAĞIZ
KATILIM Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, katılım sigortacılığının risk paylaşımına dayandığını belirterek, şunları söyledi: “Bu sistemde, katılımcıların ödediği katkı primlerinin sigorta şirketine ait olmaması önemli. Şirketin, faaliyetlerinin faizsiz finans ilkelerine uygunluğu ve ürün alan katılımcıların haklarının korunması amacıyla İslam fıkhı alanında uzman kişilerden oluşan bir Danışma Komitesi’nden görüş ve danışmanlık hizmeti alınması gerekmektedir. 2017 itibarıyla yürürlüğe giren bireysel emeklilik sistemine otomatik katılım göstermiştir ki, faiz hassasiyeti olan birey sayısı ciddi büyüklüktedir. Ayrıca hayat sigortalarında katılım sigortacılığı alanında da ileriye yönelik potansiyel bulunmakta.”
Paylaş