Paylaş
Palandöken özetle, “Trafik sigortasında devletin belirlediği taban-tavan fiyat aralığı oluşturulmalı. Aynı yaş ve aynı modeldeki bir araç için sigorta şirketlerinin verdiği fiyatlar arasında yüzde 100’e varan farklar olabiliyor. Böyle bir serbestlik olamaz. Norm birliği sağlanmalı, vatandaşları rahatsız eden fiyat karmaşası önlemeli” dedi. Buna da sigortacılar, “Fiyatları zaten devlet belirliyor, devlet belirlediği için de iyi sürücü-kötü sürücü ayrımı yapamıyoruz” diyerek, karşılık veriyor.
HER 100 ARAÇTAN 4’Ü KAZA YAPIYOR
Bir süredir sigortacılar ‘iyi-kötü sürücü’ söylemini dilinden düşürmüyor. Peki, kimdir bu iyi sürücü, kötü sürücü? Biraz araştırdım, çıkan sonuç şaşırtıcı. Tek kelimeyle söyleyeyim, milyonlarca hasarsız sürücü, bir avuç hasarlı kötü sürücü yüzünden trafik sigortasına her geçen yıl daha da yüksek bedel ödüyor.
Trafikte her 100 araçtan 4’ü kazaya karışıyor. Trafik sigortası olan 28.5 milyon araç var. Bunların yaklaşık 1.3 milyonu kazaya karışıyor, yani riskli sürücü; yaklaşık 27 milyon sürücü ise risksiz sürücü. Mesela, her 100 taksiden yaklaşık 36’sı bir yıl içinde kazaya karışıyor. Şöyle ki, yıl içinde sigortalanan her 3 taksicinin 1’i mutlaka kaza yapıyor. Otomobillerde ise her 100 araçtan 4.40’ı yakını bir yıl içinde kaza yapıyor. Kamyonlarda ise her 100’ünden 23’ü kazaya karışıyor.
29 KAZA YAPAN KAMYONUN PRİMİ 25 BİN TL
Kim bunlar? Birkaç sigorta şirketinden örnekler istedim. Mesela, bir minibüs sürücüsü var; 10 yılda 27 kazaya karışmış. Benzer şekilde kamyon sürücüsü, 5 yılda 29 kazaya karışmış, kazalardan biri de ölümlü. Bu şekilde 1.3 milyon sürücü var, bunların çoğu da ticari araç. Sigorta şirketleri bu sürücülerin karıştığı kazalar için her yıl bol miktarda hasar ödüyor.
Hani, taksi örneği vermiştim ya, 3 taksiden 1’i kazaya karışıyor diye... Sigortacılar, taksileri ortalama 25-30 bin liraya sigortalıyor. Tabi hasar durumuna göre ödenen prim farklılaşıyor, ben kafa karışıklığı olmasın diye ortalama primlerden gideceğim. Kamyonlarda da yine ortalama prim 27-30 bin liralarda. Otomobillerde durum ne? Orada da ortalama prim 10 bin liralarda. Biri (taksi) senede 100 bin kilometre yapıyor ve mutlaka bir kazaya karışıyor, ödediği prim 25-30 bin lira; diğeri (otomobil) senede 16 bin kilometre yapıyor, kaza oranı düşük, ödediği prim 10 bin lira. Bu tabloya göre, o taksinin veya kamyonun trafik sigortası priminin, bugün ödediği tutarın en az 5-6 katkı olması lazım.
İYİ SÜRÜCÜ KÖTÜ SÜRÜCÜ AYRIMI YAPILMIYOR
Şimdi diyeceksiniz ki, ‘ödesin kardeşim’. Öyle değil işte. Primleri kamu belirlediği ve tavan sınırı koyduğu için sigorta şirketleri yüksek hasarlı, riskli sürücülerden en fazla bu primleri alabiliyor. Hal böyle olunca da sigorta şirketleri riskli-risksiz, iyi-kötü, hasarlı-hasarsız sürücü ayrımına gitmeden hepsini bir sepete koyuyor, bölüyor, pay ediyor. O zaman da taksici, kamyoncu, minibüs, otobüs, her neyse; trafik sigortasına 150 bin lira ödemesi gerekirken 30 bin lira ödüyor, hasarsız otomobil sürücüsü de sigortaya 5 bin lira ödemesi gerekirken 10 bin lira ödüyor. Sonuçta, 27 milyon iyi sürücü, 1.3 milyon kötü veya hasarlı sürücünün primini ödüyor. Ben bazen trafikte –ki, 35 yıllık sürücüyüm bir tane bile kazam yok- taksinin, kamyonun yanından geçtiğimde, ‘senin trafik primini ben ödüyorum’ diye içimden geçiriyorum. Hele bir de bu sürücülerin karıştığı kazayı gördüğümde, ‘eyvah bizim trafik primi yine artacak’ diyorum. Böyle adaletsizlik, böyle garip bir sistem olabilir mi?
Oysa, sigorta şirketlerine, iyi-kötü sürücü ayrımı imkânı tanınsa, ben de dahil 27 milyon sürücü bugün ödediği primin yarısını ödeyecek. Diğerleri de 3-5 katı prim ödeyince dikkatli kullanacak, kazaya karışmayacak. Durum buyken, bir de TESK Başkanı, bu sürücülerin primlerinin daha da düşürülmesini talep ediyor. Yani diyor ki, 27 milyon sürücü daha çok para ödesin. Oldu, bu 1.3 milyon hiç ödemesin, direk biz karşılayalım!
Bunları niye yazdım? Hasarsız olup da trafik sigortasına yüksek bedeller ödüyorsanız, nedenini bilin istedim. Hatta ses çıkarın, itiraz edin, tepkinizi gösterin diye yazdım.
Paylaş