Paylaş
Önce bilmeyenler için bir özet geçeyim sonra yeni döneme ait duyumlarımı, görüşlerimi paylaşayım. Sigortacılık ve bireysel emeklilik, Hazine Müsteşarlığına bağlı. Hazine’nin içinde sigortacılıkla ilgili iki bölüm var; biri, düzenlemeyi yapan Sigortacılık Genel Müdürlüğü, diğeri denetlemeyi yapan Sigorta Denetleme Kurulu.
Sigortacılığın yapısı ile ilgili de kısa bilgi vereyim. 63 şirket faaliyet gösteriyor ve sektörün aktif toplamı 150 milyar TL’ye yakın. Pazarın yüzde 70’inden fazlasına yabancı sermaye hakim. 16 bin sigorta acentesi var ve her ne kadar acenteler sigorta şirketlerine bağlı çalışsa da hepsi KOBİ statüsünde. Yani, banka şubeleri gibi değil. Acenteler de sigorta satışının yüzde 75’ine hakim; tüketiciye, sigortayı ulaştıran da asıl bu kesim. Pazarda, acenteden bir tık daha büyük ve sayıları 50’ye yakın da sigorta brokeri var. Tabi bir de banka şubeleri var ama bunlar daha çok banka sigortacılığı denilen sistemle çalışıyor; kredi ile bağlantılı olarak banka müşterilerine sigorta satışı yapıyor.
Sigortacılığın yapısı bu kadarla sınırlı değil. Bazı işbirliği modelleri de var. Mesela, DASK var; kamu-özel işbirliği ile zorunlu deprem sigortası yürütülüyor. TARSİM var; Tarım Bakanlığı, Hazine ve sigorta şirketleri ortaklaşa devlet destekli tarım sigortası modeli uyguluyor. Mesela, Güvence Hesabı var; zorunlu sigortanın olmadığı durumlarda devreye giriyor. Mesela, Tahkim Komisyonu var; vatandaş ile sigorta şirketleri arasındaki uyuşmazlıkları çözüyor. Bunları; sigortacılığın yapısının büyüklüğünü ve biraz da karmaşıklığını göstermek için anlattım. Yani, 63 şirket var, vatandaşa sigorta satıyorlar falan gibi basit değil. Sigortacılık öyle bir yapıdır ki, trafikti, kazaydı, yangındı, ölümdü, depremdi, sağlıktı; vatandaşa hem maddi hem manevi dokunan bir yapıdır, sadece finans değildir.
BDDK’YA BAĞLANABİLİR
Gelelim, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildikten sonra sigortacılığın ne olacağı sorusunun cevabına. Bugünkü bilgiler ışığında yeni modelde, Başbakan Yardımcılığına bağlı Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı ile birleştirilip, Hazine ve Maliye Bakanlığı oluyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığı da Ticaret Bakanlığı adı altında birleştiriliyor. İşte bu aşamada da akıllara, ‘Hazine, Maliye ile birleşecek, sigortacılık ne olacak?’ sorusu geliyor. Bu konudaki duyumlarımı paylaşayım. Masadaki seçeneklerden biri --ki, en ağır basanı- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) bağlanması. Olabilir mi, olur. Ancak unutmamak lazım, bir de bireysel emeklilik var ve BES, sigortacılık değil, fon yönetimi ve bu özelliği ile sermaye piyasalarını ilgilendiriyor. Sigortacılığın BDDK’ya bağlanması konusunda sigortacıların da bazı endişeleri var. Bankacılığın gölgesinde kalmaktan, ikinci plana itilmekten korkuyorlar. Asıl endişeli kesim ise, ‘bankacılar sigortacılık yapmasın, ekmeğimizle oynanıyor’ diyerek, isyan eden 14 bin sigorta acentesi.
BİR İHTİMAL DAHA VAR
Bir duyumum daha var; o da, sigortacılığın, yeni dönemde Ticaret Bakanlığı çatısı altına alınacak olması. Bu da ihtimaller dahilindeymiş. Hatırlatayım, 1939 ila 1987 arası 48 yıl, sigortacılık, Ticaret Bakanlığı’na bağlıydı, sonrasında Hazine’ye geçti. Peki, yeni dönemde Ticaret Bakanlığı’na bağlanabilir mi? Bağlanabilir ama doğru olmaz.
Son olarak şuna da paylaşayım. 8 yıl öncesine kadar, BDDK benzeri bağımsız bir Sigorta Düzenleme ve Denetleme Kurumu kurulması yoğun şekilde gündemdeydi. Hatta böyle bir kurumun kurulması Avrupa Birliği’ne (AB) uyum çalışmaları kapsamında AB’nin önerilerinin en başında yer alıyordu, halen de yer alıyor. Ancak ne olduysa, 2011 yılında Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın, Dış Ticaret tarafı ayrılarak, Ekonomi Bakanlığı kurulunca; bağımsız Sigorta Düzenleme ve Denetleme Kurumu konusu da rafa kalktı. Diyeceğim o ki, en doğru model, sigortacılığın ve bireysel emekliliğin bağımsız bir kurum haline getirilmesidir. Peki, ümidim var mı; açıkçası hiç yok.
Paylaş