Paylaş
Soru aslında basit ama cevabı maalesef, o kadar basit değil. Hal böyle olunca da, ‘birikimini şu fona yatır’ diye direkt cevap vermeyeceğim ama dolaylı olarak anlatacağım. Eminim siz, anlarsınız.
Ama önce bir-iki noktanın altını çizeyim. Bireysel Emeklilik Sistemindeki (BES) kişilerin neredeyse yüzde 90’ını, sisteme aylık, 150 lira ile 200 lira yatırıyor ve bu kişilerin sistemdeki birikimleri de 7 ila 10 bin lira arasında. Yılda 6 kere seçtiğiniz emeklilik planını değiştirme hakkınız var. Bu hakkı neden vermişler? Çünkü bireysel emeklilikte; kişi, kendi birikimlerini, kendi seçtiği emeklilik fonlarına yatırarak, kendi yönetiyor. Dolayısıyla, ekonomideki dalgalanmalara ve buna bağlı yatırım enstrümanlarının getirilerindeki oynaklığa göre kişi fonlarını değiştirsin diye bu hak tanınmış. Peki, bu haktan kaç kişi yararlanıyor, yani sistemdeki kaç kişi yıl içinde fon tercihini değiştiriyor? Yüzde 3 ila 5’i; o kadar. Yüzde 95’i sisteme girerken hangi fonu seçmişse yıllarca onunla devam ediyor.
Son bir bilgi daha paylaşayım. Sistemdeki kişilerin yüzde 65’i, 25 ila 45 yaş arasında. Bunun yarısı da 25-34 yaşındaki kişiler. 45 ila 55 yaş arasındaki kişilerin sistemdeki oranı, yüzde 21. Demek ki, neymiş? Sistemi tercih edenler çoğunlukla genç kesim. Bunları niye anlattım? Az, biraz, sabredin.
HİSSE FONLARI İYİ GİDİYOR
Gelelim, 2016’da emeklilik fonlarının durumuna. Geçtiğimiz yıllarda şu kadar getirdi, bu kadar götürdü diye anlatmayacağım. Tavsiye istiyorsanız, bu yıla bakalım. Yılın ilk 3 ayında, bireysel emeklilik fonlarının ortalama getirisi, yüzde 5’e yakın olmuş. Enflasyonla mukayese edersek, yani birikimin enflasyon karşısında eriyip erimediğine bakarsak; fonlar yaklaşık 3 ayda yüzde 3,5 getiri sağlamış. Demek ki, birikimler erimemiş.
Fonlara göre enflasyondan arındırılmış getirileri de vereyim. Kamu borçlanma fonu yüzde 2.75, likit fonlar yüzde 0.7, esnek fonlar yüzde 3.32, hisse senedi fonları yüzde 12.63, kıymetli maden fonları yüzde 9.54, standart fonlar yüzde 2.38 kazandırmış. Hani şu, geçen sene en çok kazandıran yabancı para cinsinden kamu borçlanma fonları ise, bu yılın üç ayında yüzde 0.9 kaybettirmiş.
Demek ki neymiş? Hisse senedi ve kıymetli maden fonları 3 ayda iyi getiri sağlamış. Faizdi, repoydu gibi para piyasalarına yatırım yapan kamu borçlanma, likit gibi fonların da hisse senedi kadar olmasa da yine de ciddi getirileri olmuş. Sanırım, buraya kadar anlaşılmayan bir durum yok.
YAŞI 25-45 ARASI OLARLAR NE YAPMALI?
O zaman gelelim, önerilere. Bir; öncelikle, senede 6 kere fon değiştirme hakkınızı kullanacaksınız. Nasıl ki, geçen sene, TL’nin dolar karşısında değer kaybetmesinden dolayı yabancı para cinsinden fonlar getiride rekor kırdıysa, bu senenin üç ayında da bırakın getiriyi, kaybettirdi, birikimi eritti.
İki; dedim ya sistemdeki kişilerin yüzde 65’i genç diye. Maalesef, genç katılımcılar; içinde ağırlıklı faiz getirisi olan likit, kamu borçlanma fonlarını seçiyor; faizden, repodan getiri elde etmeye çalışıyor. Doğru mu? Yanlış. Daha açık şöyle anlatayım:
Eğer yaşınız, 25 ila 40 arasındaysa ve birikimlerinize uzun vadeli getiri elde etme düşünceniz varsa; risk almanız şart. Yani, o yatırdığınız 150-200 liraları, esnek ve hisse fonlarında biriktirmeniz gerekiyor.
Ama yok, yaşınız 45’in üzerindeyse ve emekliliğinize de az kaldıysa, bu kadar risk almanız hatalı olur. Sabit getirili yani, kamu borçlanma ve likit fonları tercih etmeniz, içine biraz hisse senedi koymanız daha doğru olur.
Paylaş