Paylaş
Bir tane daha paylaşayım: “Aracımla 8 ay önce yolda takla attım. Bir aracı aracılığı ile dava açtık ama sonucu ne oldu, haberimiz yok. Aracı olan kişi telefona da
çıkmıyor. Parayı alıp almadığını da bilmiyoruz, dolandırıldık mı haberimiz yok.”
Hadi, bir okur mektubundan daha örnek vereyim: “Babam trafik kazasında vefat etti. Sigortamız olmadığı için tazminat alamayacağımız söylendi. Bir aracı şirket geldi, tazminat alacağımızı söyledi ama alacağımız tazminatın yüzde 40’ını istedi. Vekalet de istedi.”
Sanıyor musunuz ki, bunlar birkaç tane; okuyuculardan, aracılar hakkında gelen böyle onlarca şikayet var. Ben bu aracılara, ‘kan parası peşinde koşanlar’ diyorum. Faydaları yok, zararları çok. Kim mi bunlar? Türkiye’nin dört tarafındaki trafik kazalarını kollayıp, ölenleri ve yaralananları kovalıyorlar. Nerede bir kaza var, nerede bir cenaze var; bunlar orada. Kimileri elinde çanta ile dolaşıyor, kimileri şirketleşip, işi profesyonel hale getirmiş; ister Edirne’de olsun ister Van’da her trafik kazasına bir adam yolluyor. Sadece trafik sigortası da değil, bir madende işçi mi vefat etti; ya da bir işyerinde patlamamı mı oldu; bunlar orada bitiveriyor.
KAN PARASI PEŞİNDE KOŞUYORLAR
Nasıl mı çalışıyorlar? Basit; cenazede ya da kaza anında ölenlerin yakınlarına gidip, “Sigortadan ciddi tazminat alabilirsiniz, bu işlerle uğraşamazsınız, uğraşsanız da size tazminat ödemezler, biz sizin yerinize takip ederiz” deyip, yaslı ailenin elinden vekalet alıyorlar. Hem de ne vekalet; iş takibinden sigorta şirketinin bankaya yatıracağı parayı çekmeye kadar geniş içerikli. O vekaletle ya sigortadan daha çok para almak için mahkemeye gidip dava açıyorlar ya da sigorta şirketinin kapısını çalıyorlar. Sonrası mı? Artık aracının insafına kalmış. Kimisi, vatandaş adına aldığı tazminatın yüzde 60’ını cebe indirip, yüzde 40’ını veriyor; ‘bu kadar verdiler’ diyor. Kimileri, yüzde 50’sini cukkalıyor. İnsaflısı ise yüzde 40’ını cebe indirip, yüzde 60’ını veriyor. Vatandaş, kaç para tazminat aldı, bankaya ne yattı, bihaber. Kimileri de, okuyuculardan gelen şikayetlerden anlaşılacağı üzere parayı alıp, ortadan kayboluyor.
NEREDE CENAZE VAR, ORADALAR
Daha önce de yazdım, tekrarlayayım; sakın ola bu aracılara para kaptırmayın. Yapılacak iş basit. Yakınınız vefat ettiyse, kaza raporları, vefat belgesi ile yok, sakatlık durumu varsa da hastane raporları ile karşı tarafın sigorta şirketine başvurmanız yeterli. Karşı tarafın sigortası yoksa da Güvence Hesabına başvurmanız yeterli. Sigorta şirketleri kısa sürede değerlendirme yapıp, kısa sürede de tazminatı ödüyor. Baktınız tazminat konusunda sorun yaşıyorsunuz, o zaman bir avukata, ücreti neyse onu ödeyerek, müracaat edebilirsiniz. Öyle para çekme yetkisi falan da vermezsiniz. Diyorsanız ki, ‘ben bu işlerden hiç anlamam’; bölgenizdeki en yakın sigorta acentenize danışın ya da sigorta şirketlerinin çağrı merkezlerini arayın.
Kaldı ki, son yapılan düzenlemelerle vatandaşlar, aracılara para kaptırmasın diye dava yoluna gitmeden önce sigorta şirketine yazılı başvuru yapma; sigorta şirketine de bu yazılı başvuruya en geç 15 gün içinde cevap verme zorunluluğu getirildi. Yine düzenlemeyle trafik kazalarında ödenecek vefat tazminatına da belli standart getirildi. Diyeceğim o ki, boşa aracılarla uğraşmayın, bunlara para kaptırmayın. Son olarak şunu da belirteyim. Önceki yazılarımda aracılar konusuna birkaç kere değindim, ciddi tehditler aldım; ‘işimize çomak sokuyorsun’, ‘ekmeğimizle oynuyorsun’ diye. Bakmayın, bu aracıların içinde kelli felli abiler de var. Peşin peşin söyleyeyim, hiç boşa tehditle çenenizi yormayın, bu tehditlere karnım tok.
Paylaş