Çoğunlukla size Sinan’la geçirdiğimiz krizleri, kavgaları anlatıyorum ama sanmayın ki hep böyleyiz.
Bazen güzel ve ılımlı saatler de geçiriyoruz beraber. Bazen de korkutuyor beni ve en az 24 saat kendimden geçmeme sebep oluyor. Neyin ne kadar doğru olduğunu anlamayabiliyorsunuz. Mesela geçen pazartesi onu okuldan aldım. Eve geldik, iki dakika sonra baş dönmesinden şikayet etti. Kendini minderlerin üzerine attı ve yığıldı kaldı.
Nasıl yani? Niye baş dönmesi! Ne hissettiğini soruyorum, ayakta duramadığını söylüyor. Neden ayakta duramadığını sorduğumda, baş dönmesi yüzünden diyor.
İşkillendim tabii, acayip içim sıkıldı. Çünkü emin olamadım. "Anne çevrem dönüyor, eşyalar dönüyor" deseydi çok daha fazla tutuşacağımı biliyorum. Ama demedi. Biraz yemek yedi ve benim geceleri bile zor uyuyan oğlum 17.30’da uyudu...
DAYISINA MI BENZEMEK İSTİYOR?
O uyuduktan sonra ilk olarak doktorumuzu arayarak telefon zincirime başladım. Nüvit Hanım kulak ve burnundan başlayarak sorularını sorarken aklıma bazı detaylar geldi. Geçen hafta kardeşim, yani Sinan’ın hayran olduğu dayısı buradaydı. Beraberlerken kardeşimin başı döndü ve uykuya yattı. Hatta sonrasında annemle Sinan’ın yanında konuştuk. Kardeşimin çocukluktan beri başı döner. Ben hiç bilmem bu nasıl bir his. Babamdan ona geçmiş gibilerinden.
Çocuklar özellikle bu yaşlarda, özellikle hayran oldukları kişileri taklide yönelebilirler. Bunu biliyorum. Ama sağlık söz konusu olduğunda "taklit"tir diyerek geçiştirmek de doğru değil. Nihayetinde takibe almaya karar verdik. Nasıl uyanacak, sonraki günler nasıl geçecek, ne zaman şikayet edecek gibi.
Saat 23.30 gibi uyandı benim prens. Gayet iyiydi ve ayıldı! Hemen karı koca yatağa yatıp onu da aramıza aldık ki, hemen uyusun.
SADECE YORGUNLUKMUŞ
Nerdeeee? Biz uyuma taklidi yaparken o bizim kol ve yüzlerimizle oynamaya başladı. Arada mırıldanıp "Anne ben ayıldım, uyuyamıyorum" dedi. Yandık! Epey bir oyalandık uyumamız lazım diye diye. Sabaha daha kaç saat olduğunu sormaya başlayınca kalkıp masal CD’lerini aldım, kulağına kulaklığı taktım. Bir şekilde uyumuşuz... Ertesi gün de iyi kalktık. Okulda öğretmenleri ile konuştum. Bir önceki gün okulda çok yorulduklarını söyledi. Sanırım halsizlik ve uykusuzluğunu bu şekilde dile getirmişti.
Nitekim aradan geçen birkaç günde de şikayeti olmadı. Ben de biraz rahatladım. Burnum tıkalı falan dese insan böyle olmuyor ama özellikle baş ile ilgili bir şikayet ortaya çıktığında gerçekten insanın eli ayağı kesiliyor. Arkadaşım Elif de oğlunun baş ağrısından şikayet ettiğini söyledi. Direkt burnunun tıkalı olup olmadığını sordum. Ve her ihtimale karşı hemen doktoru aramasını önerdim; daha doğrusu emrettim.
İş sağlık oldu mu bazı şeyleri boşlamamak lazım. Evet, deli gibi panik yaratıp dünya karartmaya da gerek yok ama doktora bir telefon etmekte hiçbir sakınca yok. Hele ki tekrarlanan şikayetler söz konusu olduğunda çocukları mutlaka ciddiye almamız gerektiğine inanıyorum.
Neyse, iç kapatıcı şeyler konuşmayalım. İyi düşünelim iyi olsun her şey.
Hırçın bebeğinizi sakinleştirmenin yolları
"Doğduğu günden beri çok sakin bir bebekti" diye anlatırdınız arkadaşlarınıza. Aman nazar değmesin diye ekleyerek. Ne var ki ilerleyen aylarda hareketlenmeye başlaması ile birlikte beklenenin üstünde bir azgınlık söz konusu olabiliyor. Sakin bebeğiniz gidip, yerine hırçın biri gelebilir. Tekme atarlar, arkadaşlarına vurmayaçalışırlar, hatta bazen size bile el kaldırırlar. Tükürme, saç çekme, ısırma gibi davranışlar ilerleyen günlerde artıp çeşitlenebilir de. Eğer sizin bebeğinizin de böyle agresiflikleri varsa, bir an önce onu sakinleştirmeyi öğrenmelisiniz.
Bir yaşındaki çocukların etrafındakilere tekme atması, ısırması ve vurması gelişimlerinin normal ilerlediğinin bir göstergesidir. Çocuğunuzun bu sinirli davranışlarının nedenlerini anlamalı ve ona anlayışla yaklaşmalısınız.
NEDEN AGRESİFLER?
DERDİNİ ANLATAMAZ
Bebeğinizin hırçın davranışlarını engelleyebilmeniz için öncelikle sebebini anlamanız gerek. İlk akla gelen sebep konuşamaması. Bu yaşlardaki çocuklar için duygularını ifade etmek oldukça zordur. Çünkü ne istediğini bir türlü söyleyemez ve sizin anlamanızı bekler. Özgürlüğüne kavuşmak ve karşılaşacağı engellerle baş edebilmek için de önüne ne gelirse ısırır ve tekmeler.
SAVUNMA AMAÇLI
Kendini savunma içgüdüsü de hırçınlık sebeplerinden biri. Bazen haklı olabilir. Başka bir çocuk, biberonunu almıştır ya da saçını çekmiştir. Böyle bir durumda karşısındakine vurmaması, mükemmel bir oto kontrol gerektirir. Bu yaşlarda çocukların oto kontrol sistemi fazla gelişmediğinden, bu davranışı normal karşılanabilir.
DENEME AMAÇLI
Etki-tepki denemesi de yapıyor olabilir. Özellikle yeni yeni yürümeye başlayan çocuklar için, dokunulduğunda ses çıkaran oyuncaklar üretilir. Bu yaştaki çocuklar hangi davranışlarının ne gibi sonuçlar doğuracağını bu yolla öğrenirler. Oyuncağı salladıkları zaman ses çıkaracağını anlarlar. Böylece "arkadaşımı ısırdığım zaman ne olacak" diye düşünmeye başlarlar. Bu dönemdeki çocukların derinlik kavramı yoktur.
MESAFELİ OLALIM LÜTFEN
Yeni yürümeye başlayan çocukların yer, yön, derinlik kavrayışları gelişmemiştir. Bu yüzden çoğu kez bir odanın en uç köşesinde oturduklarını görebilirsiniz. Aynı sebepten bazen de arkadaşlarının çok yakınında oturabilirler. Bu yakınlık zaman zaman şiddete yol açabilir ve refleks olarak onlara vurabilirler. Aynı yaştaki çocuklar uzun süre aynı yerde birlikte kalırlarsa, kısa bir süre sonra birbirlerine saldırmaları kaçınılmaz.
SABIRSIZLIKTAN
Bebekler zaman kavramı olmadığı için isteklerinin hemen yerine gelmesini isterler. "Birazdan, iki dakika sonra" gibi cevapları anlamazlar ve bu yüzden tahammülsüz olabilirler. Acıktığında, yorulduğunda ya da canı sıkıldığında, aniden sert tepkiler vermeleri normal.
NASIL DURDURABİLİRSİNİZ
TEPKİ VERİN
Çocuğunuz birisine zarar verdiğinde, o anda tepki verin. Kısa ve anlaşılır kelimeler seçin ve yüksek sesle söyleyin: "Hayır", "Vurma", "Isırmak yok", "Canını acıtma" gibi.
O KAZANMASIN
Eğer agresif davranışları sonucunda istediği şeyi elde ederse, bunu yapmaya devam edeceğinden emin olabilirsiniz. Mümkün olduğunca az hayır demeniz, ama dediğiniz hayırdan asla vazgeçmemeniz önemli.
HAKLININ TARAFINDA OLUN
Suçlu bile olsa, onun tarafını tutmayın. Ancak ona hatasını açıklarken hoşgörülü davranın ve böyle davranarak dikkat çekemeyeceğini öğretin.
GEREKTİĞİNDE ÖDÜLLENDİRİN
Kavga etmediği zaman, sakin davranışlarını beğendiğinizi, onu takdir ettiğinizi söyleyin ve ödüllendirin.
DİKKATİNİ BAŞKAYERE ÇEKİN
Hırçınlık yapan bebeğinizi yatıştırmak için, oyun oynayın. Dikkatini başka bir konuya yöneltmek zor olabilir. Sabırlı olmanız gerek.
BUNLARI YAPMAYIN
Birisini ısırdığında vereceğiniz ceza, sevmediği veya acı yiyecekler yedirmek olmasın. Bu onu çok korkutur.
Çocuğunuza "Nasıl hissettirdiğini anlasın" diye düşünerek ona vurmaya ya da onu ısırmaya kalkmayın. Ona zarar vermek istediğinizi düşünür.
Hırçınlığa maruz kalan çocuğun karşılık vermesine izin vermeyin. Kurbana, suçlu olana vurmasını söylemek, bu davranışları desteklemek olur.
Bakıcıların aşırı tepki vermesine engel olun. Eğer çocuğunuz kreşteki öğretmenlerini veya arkadaşlarını tekmeler ya da ısırırsa, onu eve yollamamasınlar. Bunun yerine ortak oyunlara bir süreliğine katılmasını engellemek daha uygun bir ceza.
Sizinkiler çocuklar için sahnede
Koç Topluluğu’nun 80. Yılı etkinlikleri kapsamında çocuklar 1,5 saat boyunca bir masal dünyasına götürülüyor. Salih Memecan’ın ünlü çizgi karakterleri "Sizinkiler", BKM Oyuncuları tarafından sahneye uyarlandı. Limon, Zeytin, Çıtçıt ve Babişko’nun bir dünya seyahatine çıktığı oyunda 11 oyuncu ve dört dansçı rol alıyor. Can Yılmaz’ın yazdığı, Caner Alkaya’nın yönettiği "Sizinkiler Dünya Kaç Bucak" adlı oyun 25 Şubat-14 Mayıs tarihleri arasında BKM sahnesinde çocuklarla buluşacak. 20 Mayıs-12 Haziran arasında ise Anadolu’da turneye çıkacak. Oyun, Koç Topluluğu’nun çocuklara armağanı, biletler BKM gişesinden ücretsiz olarak temin ediliyor. Kesinlikle gitmenizi öneririm. Çünkü son derece zengin hazırlanmış görselliği ile çocukların da oyuna katılabildiği, sorulara cevapverebildiği eğlenceli bir tiyatro bu.
ANNEMİN KÖŞESİ
Güç bende artık!
Annem yakında epey heyecanlanacak. Kendisinin yemek konusunda pek bir iyi olduğundan hep bahsetmişimdir. Bu tip yetenek ve merakların jenerasyon atladığını, dolayısı ile beni es geçtiğini de... Bir sürü yabancı yayını takip eden annem, artık kendi tariflerini bile üretmeye başlamış durumda. Bunu neden yazıyorum? Çünkü çok yakında annemin ilgisini çekecek bir dergi çıkmak üzere. Adı Leziz. Sadece tarif değil, yemek kültürü dergisi. Belli ki annem devamlı beni arayacak o dergide yemek yapmak için. Ama artık kozlar benim elimde! Yaptığı yemeklerin dergide yayınlanması için torpil isterse, benim bazı şartlarımı yerine getirmesi gerekiyor. Ben bir liste oluşturmaya başladım şimdiden...