Ben evlenene kadar izinlerini bahar ya da kış aylarında şehir tatilleri şeklinde kullanan biriydim. Evlendikten sonra da karı koca keşifçi olduk. Bilinmedik, kıyıda köşede kalmış cennet parçacıklarını tercih ettik.
Ne var ki, çocuktan sonra hayat değişiyor. En azından bir süre için, rahat ve konforlu, pratik ve düzgün yer arayışına giriyorsunuz. Kekova’nın yaya yolu olmayan koylarına kaçmaya cesaret edemiyorsunuz.
Oralara dönüş günleri de gelecek. Ela Qualitiy Resort’un genel müdürü Ahmet Çolakoğlu’yla konuşurken bunlardan bahsettik, iki küçük oğlan çocuğu sahibi olarak... Mavi yolculuğun keyfi kaçınılmaz ama çocukların kaç yaşında olması daha iyi olur acaba!
Ahmet Bey, bu sene açılan işletmenin temel noktalarından birinin çocuklar üzerine yoğunlaştığını anlattı. Burada çocuk kulübü akşam 24.00’e kadar açık. Üstelik oradaki lokantada çıkan yemekler arasında kola da, hamburger de, patates kızartması da yok. Tabii bazı anne babalar buna tepki gösterse de kararlarından vazgeçmiyorlar. "Otelin diğer lokantalarında her şey yenebiliyor, ama çocuk lokantasında çocuklara zararlı bir şey olmayacak!" diyor.
Benim ilgimi çeken ise durmadan bahsedilen şu izleme aleti. Çocuklarınızı teslim ettikten sonra onlara bir kolye veriyorlar. Üzerinde size ulaşabilecekleri telefonun yanı sıra çocuk hakkında gerekli notlar var. Mesela alerjisi varsa, o not ediliyor. Kartın boyunda taşınmasını sağlayan kordon renginin de bir anlamı var. Mesela yeşil kordonsa, çocukların everland Q’dan çıkışları serbest. Ama turuncuysa imkan yok, ailesi ile irtibata geçilmeden adım atamaz. Ve çocuğunuzun orada olduğu süre içinde mekana yerleştirilen 4 ayrı kameradan olan biteni izleyebiliyorsunuz. Odanızdaki ya da otelin çeşitli yerlerindeki televizyondan ya da o meşhur el kadar aletle...
Bu aleti elinize alıp aynı anda 4 kamerayı görebileceğiniz gibi, birini tercih edip sağa sola dolanabiliyorsunuz. Hatta yakınlaştırmak da mümkün. Böylece, ha gayret, çocuğunuzun yüz ifadesini bile anlayabilirsiniz. Anneler için gerçekten rahatlık. Doğrusunu isterseniz ben, benim kocaman oğlanı aletle takip etmek istemedim. Kendim için bunu yapmak istemedim. O da ben de biraz ayrı takılmaya artık alışmalıyız çünkü.
Yaz iyidir, güzeldir ama tehlikelerle doludur
Yaralanmalardan güneş rahatsızlıklarına, havuz kazalarına, hatta böcek ısırmalarına kadar pek çok sıkıntıya karşı ne yapacağımızı bilmemiz gerekiyor.
Güneşten nasıl korunmamız gerektiğini artık öğrendik sayılır. Ne var ki güneş, sadece deniz ya da havuz kenarında değil, spor yapan ya da oyun oynayan çocuklar için de tehlike yaratabiliyor. Havadaki nem oranının artması, sıcağın daha yoğun hissedilmesine yol açıyor. Meteoroloji tarafından aşırı sıcak ve nem artışı uyarısı yapılan günlerde, çocuklar mümkünse açık havada ağır aktivite ya da spor antrenmanlarından kaçınmalı. Aktiviteler böyle günlerde 15 dakika ile sınırlanmalı. Tatil için sıcak bir bölgeye gidilmişse, vücudun ortam ısısına uyum sağlamasının biraz zaman alacağı unutulmamalı. Böyle bir ani hava değişikliği olduğunda dışarıda yapılan aktivitelerin süresi ve ağırlığı yavaş ve kademeli olarak arttırılmalı.
Aynı kural açık havada yeni bir egzersiz programına başlayan çocuklar için de geçerli. Vücudumuzun yeni iklime uyum göstermesi 10 ile 14 gün kadar sürebilir. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Akcan Arıkan, sıcak günlerde açık havada oynayan ya da spor yapan çocuklar için yeterli su içmenin çok önemli olduğunu söylüyor: "Çocuklar dışarı çıkmadan bol su içmeli, oyun sırasında da su içmek için mola vermeleri istenmeli ve bol su içmeleri için teşvik edilmeli. Terli iken su içmek sanılanın aksine zaralı değildir, öyle olsaydı profesyonel sporcular hastalıktan kurtulamazlardı! Ter ile oluşan su kaybının yeterli su içilerek yerine konması gerekli. Ayrıca, spor yaparken kullanılan giysiler açık renkli, ince ve emici özellikte olmalı, terin buharlaşmasını kolaylaştırmak için tek kat giyinilmeli. Terli, ıslak giysiler kuru giysilerle değiştirilmeli.
HAVUZ UYARILARI
á Çocukları havuzda veya havuz kenarında asla yalnız bırakmayın. Bir çocuğun boğulması için dize kadar gelen su seviyesi yeterli, bunu unutmayın. Küçük bebekler ise bir karış suda bile boğulabilirler.
á Çocuklar su yatağı gibi şişme oyuncaklar ile oynarken çok dikkatli olun. Bunlar çocukların su yüzeyinde kalmalarını sağlayacak kadar güvenli değildir.
á İki yaşın altındaki çocuklar ve bebekler havuz kenarında ya da suda oynarken her zaman uzandığında dokunacak kadar yakın mesafede olan bir erişkin tarafından gözetilmeli.
á Havuz kenarında cep telefonunuz ve bazı acil telefon numaraları yanınızda olsun.
á Çocuklar dört yaşını doldurmadan önce yüzme dersleri için tam hazır olmayabilirler.
á Mümkünse havuzun bulunduğu alanın etrafı bir çitle çevrilmeli ve çocukların serbest giriş çıkışına izin vermeyecek kapılar olmalı.
BÖCEKLERDEN KORUYUN
á Çocuklarınızı yoğun parfümlü sabun ve şampuanlar ile yıkamayın, bunlar böcekleri çekebilir..
á Durgun sular, çöplerin ya da yiyeceklerin açıkta durduğu alanlar gibi böceklerin toplandığı ya da yuvalandığı yerlerde çocukların oynamasına izin vermeyin
á Parlak renkli çiçek desenli kıyafetlerin özellikle arıları çekebileceğini akılda tutun.
á Çocuğunuzu bir böcek sokmuş ve iğne deride kalmışsa, kredi kartı ya da tırnağınız ile deriye paralel olarak yavaşça kazıyarak kaldırıp çıkarabilirsiniz.
á Deriye sürülen böcek kaçırıcı ilaçlar 2 aylıktan küçük bebekler için uygun değil ve kullanılmamalı.
á Böcek kaçırıcı ve güneşten koruyucu ürünlerin kombinasyonundan oluşan spreyler ya da losyonlar çocuklar için uygun değil, çünkü güneşten etkili korunmak için tekrarlandığında içerdikleri böcek kaçırma ürünü yüksek dozda uygulanmış oluyor.
Eti Çocuk Vapuru ile 3 haftada 300 çocuğa eğitim
"Eti Çocuk Vapuru" projesi, sosyal imkanları kısıtlı olan İl Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı 7-12 yaş grubunda üç yüze yakın öğrencinin haftanın beş günü devam edecekleri bir yaz okulu. Burada öğrenciler resim ve müzik atölyesinde uygulamalı eğitim alıyor. İstanbul Boğazı’ndaki tarihi mekanların ilginç hikayelerini Sunay Akın’ın ve tarih öğretmenlerinin anlatımıyla dinliyor. İstanbul’un birçok semtini tanıma fırsatı buluyor. "Zübeyde Hanım" vapurunda devam eden dersler sonunda, çocukların gözünden İstanbul’un resimleri kendi yaratıcılıkları ile ortaya çıkacak ve Oyuncak Müzesi’nde sergilenecek.