Oğlanlar derken, sanıyorsunuz ki oğlan çocuklarından bahsediyorum değil mi?..
Eh, 30-40 yaşlarındaki babaları da çocuktan sayarsanız, ki bence saymamız lazım, öyle! Zaten küçüklere bu oyunları tanıştıranlar da babaları değil mi?
Efendim, benim kocam evlendiğimiz ilk sene, bir ara Play Station oyun kahramanı Crash Bandicoot’u bana tercih ediyordu. Neredeyse sabahlara kadar ekran karşısında oyun oynuyordu. Ben ise odamda kriz geçiriyordum. Fakat sonra uyanıklık yapıp, oyunu bir an önce bitirebilmesi için internete girip bütün gizli bilgileri, şifreleri, çözümleri bulmuş, sayfalarca çıkış alıp eline vermiştim. Nitekim oyunu bitiren kocam bu krizi de atlatmıştı. Aradan bunca zaman geçti, Crash arada bir oynanan bir oyun olarak hayatımızda kaldı.
Son olayımız bayramda başladı. Oğlum, Akçay’daki yeğenimize vermek için götürdüğümüz Play Station’la tanıştı. Bir hafta sonunda da iyi bir oyuncu haline geldi. Sağ tuşa basması gerekirken bütün vücudu ile sağa dönmesi, oyunun başına geçtiği andan itibaren susmadan konuşması bizi pek eğlendirdi doğrusu.
Tatil bitince oyunu teslim edip İstanbul’a döneceğimiz için içim rahattı. Ne var ki babamız küçük bir sürpriz yaparak yeni bir PS2 aldı eve!!! Şimdi baba oğul, kavga dövüş Play Station oynuyorlar. Babası olmayınca Sinan beni tutuyor başında. Takıldığı pek çok yeri benim geçmemi istiyor. Ben de hayatta oyun sevmeyen ve oynamayan biri olarak beceremiyorum haliyle. Kavga kıyamet yol almaya çalışıyoruz.
Aynı kriz başka evlerde de var. Derin’in babası yeni çıkan x-box’tan almış. Kendisi de sıkı bir oyuncu olduğundan oğlan da aynı hızla ilerliyor.
BANA DA BİR HALLER OLDU
Biz anneler, açıkçası bu durumdan pek hoşnut değiliz. Ekran oyunları ve bilgisayarlar için henüz erken olduğunu düşünüyoruz. Doğru mu bilemiyorum, yararı da varmış bu tip oyunların. Ama çocukların başında durmak; nasıl oynanacağını göstermek, onlarla oynamak ve işi sınırda tutmak gerekiyor. Televizyon gibi, belli saatlerle sınırlı olmalı belki de...
Ama o kadar keyifli oynuyorlar ki, aldığı zevki göz ardı edemiyorsunuz. Dolayısıyla siz de havaya gidiyorsunuz. Mesela geçen hafta benimle işe gelen Sinan çalışıp para kazandığı için bir oyun daha aldık. Ben aldım!!!
Dahası, kendime inanamıyorum ama bu tarz oyunları araştırmaya bile başladım. ‘Eye Toy’ diye bir oyun duydum. Bu da kamerasıyla birlikte televizyona bağlanıyor ve sen de karşısında ayakta hareketlerle komutlar veriyorsun. Televizyon karşısında dans eden, hoplayıp zıplayarak oyun oynayan bir tip yani...
Evet, son durumumuz bu. Teknoloji dünyasına girmiş bulunuyoruz. Üstelik her çıkan çocuk filminin oyunu da çıkıyor. Oyunlar hiç ucuz değil bu arada. Buna çözüm olarak, bazı babalar bir oyun bitmeden ikincisinin alınmayacağı kararını almış.
İçten içe karşı olsak da, erken bulsak da çocuklarımız bazı dünyalara bizden erken giriyor. Esasen bu da çok normal. Onları kısıtlayarak engellemeye çalışamayız. İdare etmek şart.
Ne var ki tek iddiam var: Odasına televizyon koymayacağım!!!
Üç aylıkken salıncağa binebilir bisiklet için doğru zaman 1.5 yaş
KENDİ YATAĞI OLSUN
2-2.5 yaş civarında ona küçük boy tek kişilik yatak alın. Böylece önceden alışmamışsa, onu bu şekilde kendi yatağında yatmaya teşvik edebilirsiniz.
EĞİTİMLİ BEBEKLER
Bebeğiniz altı aylıkken ona harfleri öğretmeye başlayabilirsiniz. Okuldan önce okuma yazma öğrenmesine gerek yok tabii ama harfleri biraz tanıması, pek çok eğlenceli oyun oynamanıza da yardımcı olur. Beş-altı aydan itibaren de eline kumaşlardan yapılan yumuşak kitaplardan verebilir, hatta ona kitap okuyabilirsiniz.
SOSYALLEŞME ZAMANI
Bebeğiniz oturmaya başlar başlamaz (6 ay civarı) başka bir yaşıtı bebekle karşılıklı oturtun ve oynamalarını sağlayın. Dokuz aydan sonra oyuncaklarını birbirlerine verdiklerini ve birbirlerini taklit ettiklerini göreceksiniz. Dokuz aylıkken, haftada bir de olsa oyun gruplarına katılmaya başlayabilirsiniz.
DİŞ KONTROLÜ
Dişleri tamamlanır tamamlanmaz (2 yaş civarı) bir diş doktoruna kontrole gidin. Ciddi bir müdahale gerekmese bile, ortodontik yapısı ve gelişimi hakkında bir fikir sahibi olursunuz.
KÜÇÜK GÖREVLER
Bebeğinize 18 aylıktan itibaren küçük işler verebilirsiniz. Mesela size kağıt mendil getirmesini, çorabını çekmecesine koymasını isteyebilirsiniz. Bunlarda ona yardım edebilir, yol gösterebilirsiniz ama yardımları zaman içinde azaltın. Kendi işini kendi halledebilen bir birey olması için çok faydalı olacak bunlar.
TEHLİKESİZ OYUNCAKLAR
Üç aylıktan itibaren salıncak alabilirsiniz. Bu döneme uygun, düşmesini de engelleyen, kilitli ve yere yakın bir salıncak uygun olur. Bebeğiniz 18 aylık olduğunda üç tekerlekli bisiklet alabilirsiniz. Bunun için bir bahçeniz olmasına gerek yok, evin içinde turlayabilir. İki tekerlekli bisiklet için en uygun yaş dörttür. Yüzme için de bu yaşı beklemeniz daha uygun olur.
BİBERONA SON
Bebeğiniz 18 aylık olduktan sonra normal bardaktan içecek içirebilirsiniz. Biberon ya da kamışlı bardaklardan terfi etmiş olursunuz.
BURUN TEMİZLEME
Üç yaşından itibaren çocuğunuza burnunu su veya kağıt mendille silmesini, hatta sümkürerek temizlemesini öğretebilirsiniz.
SİZDEN AYRI KALABİLİR
Bebeğiniz beş aylıktan ufaksa, onu bırakarak gönül rahatlığı ile seyahate çıkabilirsiniz. Bu dönemdeki bebekler sizi özlemez. Üç yaşından sonra ise belli sıklıklarda babaanne veya anneannesine, ya da teyze gibi çok yakın birine yatıya bırakabilirsiniz. Böylece dışarıda ve sizden ayrı kalmaya alışır. Siz de bir gece eşinizle baş başa program yapabilirsiniz.
TELEFON SOHBETLERİ
Çocuğunuzun koordinasyon becerileri dört yaşında gelişir. Artık telefona bakmasını söyleyebilirsiniz. Çalan telefonları mutlaka önceden de açıyordu ama bir büyük gibi cevap vermesini, konuşmasını ancak bu yaşta bekleyebilirsiniz.
NEYİ NE ZAMAN YAPMALISINIZ?
Kimi bebek daha çabuk yürür ama daha geç konuşur; kimisi dört yaşına kadar tuvaletini söylemez... Sonuçta her bebek karakterine göre gelişimde de farklılıklar gösterir. Fakat her çocuğun belli dönemlerde yapabileceği, sizin de destekleyebileceğiniz bazı şeyler mutlaka var. İşte bu yazıda çocuğunuzun bazı şeyleri yapabilmesi için en doğru zamanlardan bahsedeceğiz. Örneğin, bu yazıyı okuduktan sonra, iki yaşındaki bebeğinizin neden hálá tuvaletini söylemediğini merak etmeyeceksiniz.
ANNE, TUVALETİM GELDİ
Anne-babaların en çok merak ettikleri ve bir an evvel olması için heyecanlandıkları konu, çocuklarının tuvaletini söylemeyi öğrenmesidir. Birçok anne-baba çocuğunu buna zorlayarak, yanlış yönlendirme yapabiliyor, halbuki bu tamamen doğal bir süreç olmalı. Tuvalet eğitimi için en uygun zaman, çocuğun bunu size belli ettiği zamandır. Bu da 2.5-3 yaş civarında olur genelde. Dört yaşına kadar bezi atmadıysa endişelenecek bir durum yok ama sonrasında bir uzmana danışsanız iyi olur.
ANNEMİN KÖŞESİ
Annem bir ... olsaydı
Bir anket adı altında annem bana bu soruları göndermiş. Halbuki, yıllar önce bu seçeneklerin çok daha ilginçleriyle hem annem hem kendim için bir anket hazırlamıştım. Sanırım onu unutmuş. Heyecanla bana bunu verdi. Ben de huzurlarınızda cevaplıyorum...
Müzik aleti: Eskiden çello, kalça operasyonundan sonra flüt!
Aksesuvar: Kraliçe tacı
Mücevher: Taç dedim ya, yeter!
Film: Callas Forever, Maria Callas’ın hayatı
Baharat: Bitki de sayılabilir ama fesleğen diyorum
Tatlı: Trüf; hem kestaneli, hem de portakallı. Annemin kendi formülünden hem de.
Dönem: Burun itibarı ile Helenistik dönem uygun olur gibime geliyor.
Renk: Fuşya
Çocuklara özel takılar
Çocuklara yönelik hediye alternatiflerinin genellikle oyuncak, kitap ve giysilerle sınırlı olması, Silver D’sign tasarımcılarını harekete geçirdi, ortaya çocukların renkli dünyalarına özel bir koleksiyon çıktı: Baby D’sign. Büyükleri kıskandıracak takı ve aksesuvarların olduğu koleksiyon, farklı bir hediye vermek isteyenlerin işlerini de kolaylaştıracak. Koleksiyonun en önemli özelliğini, takıların sadece çocuklara değil, bebeklere de yönelik hazırlanması. Bebek ziyaretine giderken, klasik hediyelerden sıkılan ve farklı bir hediye vermek isteyenler burada birçok alternatif bulabilir. Takı ve aksesuvarlarda, hayvan figürleri ve çocukların ilgisini çekecek desenler rengárenk biçimde kullanıldı. Pembe, mavi gibi canlı renklerin kullanıldığı koleksiyon; gümüş kolye, küpe, bileklik ve çengelli iğneden oluşuyor. Aralarında, emzik şeklinde olanların da bulunduğu kolye uçları, özel çengelli iğneler sayesinde güzel bir bebek hediyesine dönüşebiliyor. Baby D’sign koleksiyonlarına tüm Goldaş mağazaları, alışveriş merkezleri, müzik marketler, oyuncakçılar, marketler, kırtasiyeler, eczaneler gibi çok farklı satış noktalarında ulaşabilirsiniz.