İlk veli toplantım

Küçük yaşta çocuklarımızı yuvaya ya da kreşe vermeye başladığımız zaman, sadece çocuğumuzun değil, bizim de ufkumuz genişliyor.

Tip tip, çeşit çeşit insan tanıyoruz, farklı annelerle tanışıyoruz. Bazıları ile anlaşabildiğimiz için görüşüyoruz, bazıları ile çocuklar için. Özellikle doğum günlerinde ve özel okul günlerinde birçok anne-babayla iç içe oluyoruz ve çocuk yetiştirme konusunda pek çok farklı uygulamaya tanık oluyoruz.

Ben en son böyle bir kalabalığı, ilk veli toplantımda gördüm...

Aslında gitmeyi düşünmüyordum. Henüz erken olduğunu düşünüyordum çünkü. Zaten sınıf öğretmeni ile ayrıca randevulaşmıştım. Ama sonra babam bize uğrayınca, Sinan’ı onunla bırakıp gittim okula.

İlk olarak İngilizce öğretmenimiz için sıraya girdim. Ve o gün sadece onunla konuştum çünkü diğerlerinde çok sıra varmış!!!

Eve gelirken annemi hatırladım. Ben lisedeyken başlamıştı veli görüşme seansları. Heyecanla eve gelmesini beklerdim ama o günlerde okulda nasıl bir sistem işler, bu kadar saat ne yaparak geçiyor diye düşünmezdim...

Meğerse ne zormuş!.. Hem öğretmenlerin ne diyeceğini bilmiyoruz, dolayısıyla stres var hem de sıra sıra kuyruklar anneleri zorluyor. Öğretmenleri neye göre, nasıl sıraya koyacağımızı bilemiyoruz. Yani yine stres... Dolayısı ile işe kafadan gergin başlıyoruz.

Ben sırada beklerken bir veli geldi, arada bir yeri göstererek orasının kendi yeri olduğunu söyledi. Sonra da neden sırada olmadığını açıklamaya başladı. Başladık konuşmaya... O bir şeyler söylüyor, ben bir şeyler. Öyle kavga falan değil, yanlış anlamayın. O, kendince neden haklı olduğunu bana açıklamaya çalışırken ben, hiçbir şeyin beni ikna edemeyeceğini savunuyorum. Bir yandan da elinde başka bir sıra listesi vardı. Herkes öğretmenlerle görüşmek için kendi çapında bir yol bulmak istiyor. Hiç kimseninki yanlış değil ama sonuçlar birbirlerine uymuyor...

Neyse, sonuçta sessizlik oldu ve öylece durduk... Şimdilerde idare ederiz ama çocuklar liseye geldiğinde ya da ders sayısının iyice arttığı zaman ne yaparız bilemem artık!!!

Kim bilir, belki bunu da zamanla öğreniriz.

Çocuğunuzu internetten nasıl koruyacaksınız

Türkiye’de 16 milyon internet kullanıcısı var. Bunların büyük bir kısmını ise genç nüfus oluşturuyor. Durum böyle olunca, çocuklarımızı internetin zararlarından nasıl koruyabileceğimizi öğrenmemiz gerekiyor. Çünkü, örneğin çocuğunuz öğretmenin derste anlattığı kara delik konusunu araştırırken bambaşka içerikli sitelerle karşılaşabiliyor. Birçok ebeveyn, pornografi ve satanizm gibi konularla ilgili web siteleri için, "Aman canım nereden haberi olacak benim çocuğumun böyle sitelerden" diyor ama aslında kendini kandırıyor. Çünkü çocukların bu tip içerikle karşılaşma yaşı gün geçtikçe düşüyor. Bazen okuldaki ağabeylerinden ablalarından duyuyorlar, bazen de masum aramalarda pat diye karşılarına çıkıyor. Smartkids Çocuk Gelişim Merkezi’nde yönetici ve öğretmen olan Mert Balin’e çocuklarımızı internetin zararlı içeriğinden korumak için ne yapacağımızı sorduk.

Evdeki çözümler

Yapacağınız ilk iş, bilgisayarı ortak kullanım alanına kurmak ve ekranı duvara değil odaya dönük olarak yerleştirmek olsun.

İnternet kullanım şartlarını sürelerini birlikte belirleyin. İnternetin iyi ve kötü yanlarını konuşun, tartışın.

Bilgisayarınızda çocuklara yönelik web sitelerinin linklerini bulundurun ve sayfalara bu linklerden girmelerini isteyin.

Çocuğunuzun internette karşılaştığı kötü tecrübeleri sizlerle paylaşabilmesine olanak tanıyın.

Dosya paylaşım programları yüklemesine izin vermeyin ve kontrol altında tutun.

Çocuğunuzun arkadaşlarının ailelerini tanımaya çalışın.

Chat programı kullanıyorsa, ki büyük ihtimalle kullanıyor, listesindekilerin kimler olduğunu öğrenmeye çalışın. Çocuğunuzun sanal ortamda tanıştığı kişilerle buluşmasına asla izin vermeyin.

Çocuğunuza, chat yaparken hiçbir şekilde ismini, adresini, telefon numaralarını, okulunu veya bu tip bilgileri vermemesini tembihleyin. Ayrıca internetten alışveriş izni de olmasın. Kimseyle bir tartışmaya katılmaması gerektiğini de ona anlatın. Onu kıstırmaya çalışan olursa da mutlaka size gelmesini söyleyin.

Bilgisayarda yapabilecekleriniz

İnternetteki zararlı içerikleri filtreleyen programlar mevcut. Ancak bu programlar anne-babaların kullanabileceği kadar kolay olmakla beraber, çocuğunuzun devre dışı bırakamayacağı kadar da korumalı olmalı.

İnternet Explorer gibi tarayıcı programlar, gidilen sayfaları tarihçe (history) bölümünde saklar. Buraya ulaşıp, çocuğunuzun ziyaret ettiği siteleri görebilirsiniz. Bu programlar ayrıca bu sayfaların resimlerini bir daha girildiğinde çabuk açsınlar diye geçici bir yerde depolar.

Filtreleme programlarıçeşit çeşit

Türlü türlü filtreleme programları, farklı metotlar ve teknolojiler kullanarak zararlı içerikleri engellemeye çalışırlar. Bunların çoğunu internetten ücretsiz olarak indirebilirsiniz. İşte size birkaç örnek:

URL tabanlı: Bu programlarda zararlı içerik sitelerinin adresleri programa girilir ve kullanıcılar bu sitelere giriş yapmak isterlerse sayfa bloke edilir. Harika bir fikir gibi gelse de 372 milyon sayfanın hangi birinin adresini buraya yazacağız sorusunu da berberinde getirir.

Kelime tabanlı: Kelime tabanlı filtrelemede, içinde yasakladığınız kelimeler içeren sayfaların açılması engellenir. Bu da güzel bir fikir, ancak "seks" kelimesini engellediğinizi düşünelim. Bu durumda bir haber sitesindeki "seks skandalı" başlıklı haber de engellenecek...

Pop-up engelleme: Pop-up olarak nitelendirilen, bir sayfaya girdiğinizde isteğiniz dışında açılan pencereleri engelleyen sistemdir. Günümüz internet tarayıcılarında bu özellik var.

Cookie engelleme: Bu programlarla bilgisayarınızdan bilgi toplayan programcıkların çalışmasına engel olabilirsiniz.

Ekran kayıtları: Bu özellik sizin belirlediğiniz zaman diliminde örneğin her beş dakikada bir- veya her yeni pencere açıldığında ekran görüntüsünün fotoğrafını çeker. Bu fotoğrafları inceleyerek çocuğunuzun bilgisayar başında neler yaptığını görebilirsiniz. Birçok aile bu fikri beğenmesine rağmen, kişisel mahremiyet açısından etik olmayan bir durum.

Eğitim Danışmanı ve Pedagog Prof. Dr. Norma Razon

ÇOCUKLAR, CİNSEL İÇERİKTEN ÜRKÜYOR

Çocuklarımızı internet yoluyla gelen çirkin ve yanlış uyaranlara karşı korumanın tek yolu, onları doğru bilgilendirmek ve bilinçlendirmek. Bu bilgilendirme çocuğun yaşına, zihinsel-duygusal-sosyal olgunluk düzeyine ve ihtiyaçlarına uygun yapılmalı, çocuğunun sorusu cevapsız bırakmamalı.

Bilgisayar kullanabilen küçük çocuklar bu tip sitelerde kavrayamadıkları sahnelerle karşılaştığında, anlamlandıramadıkları cinsel resimlerden ürker, olumsuz etkilenir, hatta bazen travma yaşar.

Bu yüzden, bu konuda anne babalara düşen görevler çok önemli:

4 Çocuklarını iyi izlemek 4 ilgi alanlarını takip etmek 4 boş zamanlarında nelerle uğraştıklarını görmek 4 kimlerle arkadaş olduklarını 4 neler okuduklarını, bilgisayar başında neler yaptıklarını gözden kaçırmamak 4 merak ettikleri konular hakkında onlarla sohbet etmek 4 hemen yargılamadan onları dinlemek 4 sırlarını paylaşabilecekleri bir zemin oluşturmak 4 hatalarını korkmadan itiraf edebilecekleri bir diyalog kurmak 4 dış tehlikelere karşı onları uyarmak 4 mutlu ve başarılı olabilecekleri hobilere yönlendirmek ve bu hobilerin sürekliliğini sağlamak, bir çırpıda akla gelenler.

ANNEMİN KÖŞESİ

Kızlar ve kılıklar

Annem süslüdür, ben değilim. Annemin arkadaşı Sara da süslüdür ama kızı Dalya değil. Hadi benim oğlum oldu, yırttım. Dalya’nın ise üç yaşında bir kızı var, diğerleri de yolda. Geçen gün Dalya’nın kızı Danita’yı görünce nefesim kesildi. Güzelliği bir yana, giyimine de bayıldım. Haki rengi ekose bir golf pantolon giymişti, altına da kalın bağcıklı bot. Üzerinde de sıradan bir tişört ve dizinin üstüne kadar gelen, nefis renkli salaş modeli bir hırka vardı... "İşte," dedim. "Olay bu!" Bu kız diğerlerinden farklı giyinmeye daha üç yaşında başlamış. Belki biraz büyüyünce arkadaşlarının etkisi ile pembe kılıklara bürünebilir ama başlangıç sağlam! Zaten bu kızın dedesi tekstilci. Annesi moda okumuş. Zaten Dalya, çocuk kıyafetleri satan Jujube’nin de sahibi. Aile, işi bilince çocuk böyle oluyor anlaşılan!

Yazarın Tüm Yazıları