Hayatımız pazarlık

Çocukların yaşları büyüdükçe, yapabilecekleri şeylerin sayısının da artacağını düşünürüz. Ne gariptir ki işler böyle yürümüyor. Büyüdükçe tembelliğin, eylemsizliğin tadına varıyorlar sanki.

En büyük krizi ödevle yaşıyoruz. Birinci sınıfta ödev yapmaya alışmamış olabilir de, üçü yarılamışken hálá gözümün içine baka baka ödev olmadığını söyleyebiliyor mesela Sinan. Ya da yapmadığı ödeve "yaptım" diyebiliyor. Peki neden? Zor gelmiyor ona şu anlık ödevler. İlgilense 10 dakikada her şeyi bitirecek zaten. Ama yok, doğuştan buna karşılar sanki.

Hafta sonu 6-7 sayfalık ödevi bir kalemde bitirebilecekken, her gün için anlaşmaya çalışıyor. Cumartesi şu kadar yapacak, pazar sabah bu kadar yapacak, sonra gitar çalacak, biraz televizyon seyredip PSP oynadıktan sonra akşamüstü bitirecek ödevi...

Bütün program aynen uygulanıyor da, akşamüstü ödev bitirme kısmı yarım kalıyor nedense.

Sonra niye hala adını üç kere söylemek, en ufak bir şeyi bile isterken beş kere tekrarlamak gerekiyor çocuklara? Hadi, 3 - 4 yaşlarındayken dikkatleri başka yerdeydi, peki ya şimdi nerede? Duyuyorlar ama cevap vermek bir eziyet sanki!

Daha da komiği, cevap vermeleri gerektiği zamanlarda da aksi ve sivri bir şekilde, onlara külfetmişiz gibi karşılık veriyorlar.

Sinan ve bazı arkadaşlarının en çok kullandıkları kelime ne dersiniz? "Öff yaaa!"

Yahu bu hayatta, şu yaşta sizi bezdirecek ne olmuş olabilir?

Ona bazı şeyleri öğretmek, bazı alışkanlıkları kazandırmak için her yolu deniyorum.

Akşam kitap okuma zamanı geliyor. Kitap okuyan bir çocuk olmasına rağmen bu işi sadece gece yatmadan önce yapıyor. Geç kaldığı zamanlarda da "Bu gece okuma o zaman" dediğimde, kabul etmeyecek kadar da prensipli! O zaman da kolaya kaçıp çizgi roman okumaya kalkıyor. İki kitap bittiğinde bir çizgi roman anlaşması yaptı benimle.

En eğlenceli pazarlıklar da yemek konusunda oluyor. Hem dondurma hem de pasta yemeye kalkıyor. Ya da yemek bittikten sonra eve aç gelen bir misafirimiz karnını doyururken karşısına geçip, "Off ya, keşke ben de aç olsaydım şimdi!" diyebiliyor.

Gözlerim yerinden fırlayacak gibi oluyor. Aynı iştahla hem makarna hem börek yemeye kalkınca delleniyorum haliyle. O zaman da pazarlık süreci başlıyor.

- Ya makarna ya börek. Ve yanında kerevizle!

- Tamam ama sonra dondurma yerim.

- Tamam. Ama hemen dişlerini fırçalayıp yatacaksın.

- Tamam ama Komikaze okuyacağım.

- Tamam ama yarın yeni kitaba başlayacaksın.

Anlaşıyoruz bir şekilde. Genelde kazanan taraf Sinan oluyor. Yine... Yine... Yine...

HAMİLELERE ÖNERİLER

Son zamanlarda çok güzel kitaplar çıkmaya başladı. Size bunlardan birkaç tanesini önermek istiyorum. Eğer hamileyseniz ya da kalmayı planlıyorsanız, bunlar elinizin altında bulunsun.

Hamilelik Güncesi, Alfa Yayınları, Dr. Miriam Stoppard, 45 lira. Ajanda tarzında hazırlanmış bir kitap. Hamileliğin hafta hafta gelişimiyle ilgili bilgi almanın yanı sıra, kendi hissettiklerinizi de yazabilirsiniz.

Bebek bakım sorunlarına mucize çözümler, Gün Yayınları, Tracy Hogg& Melinda Blau, 25 lira. Bebeğinizi büyütürken nasıl bir yöntem izlemeniz gerektiği konusunda yol gösterici bir yayın.

Hafta hafta hamilelik, Mikado Yayınları, Prof. Dr. Lesley Regan, 59 lira. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olan doktorun kaleme aldığı, ansiklopedi niteliği taşıyan bir kitap.
Yazarın Tüm Yazıları