Gavurlar barbekü partisi yapar da, biz Türkler altında kalır mıyız?!! Hayır tabii!
Artık hepiniz bizim oğlanların çete durumunu biliyorsunuz. İşte bu oğlanlar anne ve babaları bile etki alanları içine almayı başardılar. İki haftadır her cumartesi gecesi bir çocuğun evinde çocuklara hamburger partisi yapıyoruz. Bu gecelerin sayısı iki oldu ve devam edeceğe benziyor. O yüzden sanırım geleneksel diyebiliriz...
Beş oğlan birinin evinde buluşuyor. Anne ve babalar serbest; isteyen kalabilir, isteyen gidip bir yemek ya da sinema keyfi yapabilir. Biz kalmayı tercih eder olduk. İşi olan da gidip bir saat içinde geri geliyor. Bu arada aileler beraber mutfak sohbetine dalıyor.
İnanın ki çok eğlenceli bir ortam bu. Şansımız sadece annelerin değil, babaların da birbirleriyle anlaşması oldu. Hep beraber mutfağa giriyor, içecekleri elimize alıyor ve önce çocukların yiyeceklerini hazırlıyoruz. Biri köfteleri pişiriyor. Biri ekmekleri kızartmaya çalışıyor. Öbürü ‘Çocukların ekmeklerinin kızartılmasına gerek yok, anlamıyorlar ki!’ diyor. Ekmek sorumlusu ‘Hayır efendim ne demek, onlar en iyisini yemeli’ diyor. Biri ekmeklere mayonez-ketçap sürüyor. Öbürü içecek hazırlıyor...
Eğlenceli ve gürültülü bir keşmekeş sonucunda çocuklara yemek veriliyor. Kilo sorununu göz önünde bulundurarak patates kızartmasına takılmıyoruz.
Onda da karışıklık çıkıyor tabii; babalardan biri, ‘Yahu bunlar ufacık çocuk, ne olur patates yeseler, yakarlar zaten’ diyor. Anneler, ‘Hayır, olmaz, çoğunun kilo fazlası var, yemelerinin hiç gereği yok’ diyor.
Tabii ki annelerin dediği oluyor ve patatesler çok lazım olduğu için büyüklerin masasına ayrılıyor!
TATLILARI ÇOCUKLARDAN SAKLIYORUZ DESEM...
Çocuklar yemeklerini bitirdikten sonra ortalık el birliği ile toparlanıp, sıra büyüklere geliyor. Tabii ki biz de hamburger yiyoruz! Yanında misafir annelerden birinin getirdiği börekle hem de!!! Artık elde ne varsa koyuyoruz masaya, doyuyoruz afiyetle.
En komiği de, tatlıları çocuklardan saklayıp hüp diye götürmemiz. Geçen hafta resmen dört anne çocuklardan gizli kesip yedik pastayı. Bu hafta da kaşık kaşık güllaç!!!
Çocukların oyunlarına karşı biz de muhabbet dışında bir oyun deneyip, Tabu oynama girişiminde bulunduk. Ama isim veremeyeceğim bazı mızıkçılar yüzünden başarılı olamadık!
Yorgunluğun çöktüğü aşamada oturup konuşuyoruz: Ne kadar şanslı şimdiki çocuklar diye.
Hayır, oyuncak geyiği değil bu. Cumartesi gecesini en sevdiği arkadaşlarla beraber geçiriyorlar. En sevdikleri yemekleri yiyorlar. Gündüzden bunun heyecanını taşıyorlar üzerlerinde. Akşam için planlar yapıyor, oyunlar kuruyorlar. Tabii ki küçük anlaşmazlıklar ve kavgacıklar oluyor ama genellikle bizim müdahalemize gerek kalmadan da hallediyorlar.
Sanırım biz, çocukları için yaşayan aileler grubuna giriyoruz. Oysa ki özellikle de cumartesi gecesi onları birilerine bırakıp, bir gece için de olsa kendimiz gezmek isteyebilirdik. Ama onların programı bizim için önemli. Onların eğlenmesi bizi de eğlendiriyor. Eh tabii ailelerin anlaşmasının da etkisini küçümseyemem.
Yine de bir gece çocukları bırakıp şöyle dışarı bir yere gezmeye gitme arzusu içinde yanıp tutuşuyoruz. Hatta biz anneler bir gece ayrı da çıkmak istiyoruz ama muhalefet eden bir baba var! Azimle savaşacağız ve kazanacağız. Kararlıyız, bir gece çocukları babalarına bırakacağız ve çıkacağız.
Gözlük takmak kimi çocuk için kabus, kimisi için bir eğlence, bazen ilgi çekme yöntemi. İster sevsin, ister sevmesin; gözünde bozukluk olduğu teşhis edilen çocuklar gözlük takmak zorunda. İşte size altı değişik gözlük modeli, bakalım çocuğunuz hangisini beğenecek. Çocuğunuzun gözlük seçimine göre karakteri hakkında bir fikir sahibi olabilirsiniz. Çocuğunuz 4-5 yaşından büyükse, bu sayfadaki altı gözlüğü ona gösterin ve birini seçmesini isteyin. Yaptığı seçimden onun karakterini ve ileride seçebileceği muhtemel meslek alanını da görebilirsiniz.
DOKTOR
Bu çerçeve son derece ciddi ve ihtimamlı olanların tercihi. Sınıf birincisi olması ya da ergenlik çağında gireceği hormonsal fırtına onu yoldan çıkarmazsa kaderi belli: Bir tıp dehası! Yaşıtları ile bahçede koşturup duracağına, doktorculuk gibi oyunları oynamayı tercih ediyorsa bu sizi şaşırtmasın. Bu durumda, bir anne olarak en zor yıllarınız doktorculuk için konu mankeni olarak geçirecekleriniz olacak.
PATRON
Çocuğunuz bu yaşta bu gözlüğü seçtiyse bravo! Şimdiden patronluğun, iş sahibi olmanın önemini kavramış demek. Ne tür bir iş alanı seçeceğini bilemeyiz ama, alanında ne konumda olacağı aşikar. Miyop olsa bile geleceği gören bir çocuğunuz var diyebiliriz! Kolay bir çocuk da olmayacak ve büyük ihtimalle size epey zorluklar çakaracak ama ona güvenin. Pişman olmayacaksınız.
MİMAR
Duygusal ve rafine zevki olan bir çocuğunuz var. Kendisi farkında olmasa bile onun biraz trendi olduğunu söyleyebiliriz. Zeki ve akıllı, güzelliğin farkında. Giysilerini ve oyuncaklarını kendi seçiyorsa şaşırmayın. Bunları yaparkenki zevki ileride iyi bir mimar olacağının göstergesi. Lego ve ahşap bloklar gibi, bir şeyleri yapılandırarak oynadığı oyunlar onun için çok önemli. Bu yaşında evin dekorasyonuna karışabilir. Zevkine güvenin.
KREATİF
Yaratıcılık söz konusu olunca alan geniş ama çocuğunuzun süksesi bol ve farklı bir profesyonel olacağı kesin. Yaratıcılık yolunda özgürlüğünü yaşayabileceği bir meslek seçmesi sizi şaşırtmasın. Bir anne olarak onun sürekli değişen ruh haline ve bitmek tükenmek bilmeyen meraklarına hazır olun. DÁHİ ADAYI
Açıkçası şu sıralar bu gözlüğü seçen çocuklarda daha çok Harry Potter’ın etkisi görülüyor. Bu detayı bir kenara bırakırsak, bu gözlüğü seçen çocuğun idealist ve hayalperest olduğunu söyleyebiliriz. Banal gerçeklere karşın, dünyadaki tüm kötülükleri yok edecek süper güçlere sahip olma arzusunda ve bunun için de beyin gücünü kullanmayı uygun bulan bir çocuğunuz var. Sempatik tarzı dikkat çeker. Arkadaşları tarafından da sevilen ve aranan bir çocuk olacağı kesin. Onu tek başına düşüncelere dalmış görürseniz üzülmeyin. İlerisi mi? Sizi güzel sürprizler bekliyor, merak etmeyin.
FİLOZOF
Sakın bu başlığı küçümsemeyin. Bu aralar felsefe ve fikir adamları çok gündemde. Psikolog olsun, gazeteci olsun; bu alandan ciddi insanlar çıkıyor. Hatta guru bile olabilir. Belki maddi açıdan çok zengin olmayacak ama ruhunun müthiş bir bolluk içinde olacağı kesin. Seçtiği gözlük şeffaf sayılır; bu fazla dikkat çekmeden, başkalarından tepki almadan işlerini halletmek istediğinin göstergesi. Özgür davranmak arzusundaki bu çocuk önüne engellerin çıkmasından hoşlanmaz. Ufak bir tüyo: Bu çocuk politikaya atılabilir.
ANNEMİN KÖŞESİ
Anneannemin izindeyim
Geçen haftaki depresif halimden kurtulmak için bana annelik yapan Fulya, ufak bir tüyoyla hem keyfimi yerine getirdi, hem de anneannemin yolundan gitmeme yardımcı oldu.
Şöyle ki: Annem düzenli olarak manikür yaptırır. Oysa anneannem kendi el bakımını kendisi yapar ve bana evde neler yapmam gerektiğini söyler durur. ‘Derileri şöyle yumuşatıp çıkaracaksın, sonra bununla nemlendireceksin, ojeden önce de tırnakların sararmasın diye bunu süreceksin...’ diye. Yurtdışındaki kadınlar kendi manikürlerini kendi yapıyormuş, biz neden yapamayacakmışız diye de devam eder her seferinde.
Bense bu işi karışık bulduğumdan beceremeyeceğimi sanırdım. Geçen haftaki isteksiz ruh halimi gören Fulya yetişti yine imdadıma... Trind diye bir el ve tırnak bakım seti hediye etti bana. Aldığımdan beri ellerimle oynayıp duruyorum. Ne yanlışlıkla etlerimi doğruyorum, ne de tırnaklarım kırılıyor. Pakette parmak masajı bile var!
Ay pek hoşuma gitti! Tırnaklarım annemden uzun olacak yakında...