Erkekler ne hisseder?

Geçen haftaki fuar ne derecede ilginizi çekti bilemem ama Zeynep Kasımlıoğlu ile yaptığımız söyleşi nefis eğlenceliydi.

(Bu arada güzellik başka ama zarafet de bambaşka bir şey, onu Zeynep Hanım sayesinde bir kez daha gördüm.) Her zamanki gibi dinleyicilerden başta çıkmayan soru cümleleri, sonlara doğru o kadar arttı ki süremizi bile aştık. Zaten kimse olmasa da kendi kendimize konuşacak o kadar konumuz vardı ki!

Ama bizi en çok zorlayan soru bir erkekten geldi. Kadınlarla yaptığımız konuşmalar hep birbirini destekleyen ve onaylayan tavırlar içinde geçse de erkeklerle olan konuşmalarımız daha farklı idi.

Bu normal tabii, bunu ben de biliyorum.

Bir bey, özetle hamilelik ve doğum sonrası dönem için 'Erkeklere ne gibi ipuçları verebilirsiniz' diye sordu.

Biz kaldık öyle!!!

Ben kıvırmak için 'Güleryüz, sevgi, sabır' esprisi ile zaman kazanmaya çalıştım. Ama en azından kendimi tatmin eden cevabı çıkaramadım.

Bunu erkeklere sormak daha doğru. Hatta arada bir babaların ciddi açıklamalarda bulunması gerekir sanırım.

KARISIYLA AŞ EREN BABA ADAYLARI

Neyse, sonra salonda bulunan babalardan bize yardım edenler oldu. Mesela biri, doğumdan sonra 'karısına babalık, çocuğa annelik' ettiğini çünkü karısının gerçekten ağır bir bunalıma girdiğini söyledi. Bunu kabul edebilecek altyapıya ve becerebilecek kapasiteye kaç erkek sahiptir bilemem. Ama o bey geçirdikleri 4-5 ayı, bir cümle ile harika özetlemişti.

Geçen seneki fuar söyleşimde de bu tip bir sohbetimiz olmuştu. Her ne kadar çocuğu karnında kadın taşısa da erkekler o dönemi çok ağır yaşıyor. Ve sonrasını tabii. Karısıyla aş erenler veya benim kocam gibi ben yiyemediğim için tavuk yiyemeyenler çok. Üstelik erkekler, artacak olan masrafları karşılamanın ağırlığını da taşıyor. Kadının eve maddi katkısı büyük bile olsa bunun endişesini erkek daha çok yaşıyor.

BABA ADAYLARI İKİYE AYRILIR

Evet, ipuçlarına dönelim.

Bir kere hamile eşlerinin üzerlerine fazla düşmek onların daha kaprisli bir hal almalarına neden olur. O yüzden durumu çok da olağanüstü bir şekle sokmamakta fayda var. Ne olursa olsun milyarlarca kadın bunu asırlardır yapıyor. Çok da büyük bir şey değil (gibi takılın en azından).

Bu aşamada erkekleri iki sınıfa ayırabiliriz. Birincisi doğumdan sonra eski hayatına devam etmek isteyenler, ikincisi artık yepyeni bir hayata geçtiklerini düşünenler...

Birinci grup daha zor. Yani, birinci gruba girenlerin eşlerinin işi daha zor. Bu grup için önerilecek pek bir şey yok çünkü zaten laf dinlemezler. İkinci grup için söylenebilecek ilk şey, her şeyin doğal olduğunu kabul etmeleri. Her şeyden önce kendilerinin de depresyona girebilecekleri ihtimalini unutmamaları ve bu yüzden sağlam kalmaları. Sonra da eşlerinin ellerinden tutmaları. Onlara bu işin altından başarıyla kalkabileceklerini söyleyebilmeleri. Eşlerine güven vermeleri...

Gerisi için kocam, bir kitap yazabileceğini söyledi. Demek daha çok şey var. Hmmmm....

Bir de aradakiler vardır, işine geldiği zaman yeni düzen, gelmediği zaman eskisi gibi diyenler ki onları tamamen yok ediyorum...

ANNEMİN KÖŞESİ

Annenize genel kültür testi

Geçen gün annemle entelektüel tartışmalar içindeydik. Ona minik bir test hazırladım. Ünlü kadınların söylediği 3-5 cümleyi sahibiyle eşleştirmesini istedim. Annem bu testten başarılı sayılabilecek bir dereceyle geçti. Şimdi aynı testi diğer annelere soruyorum:

1. Her zaman evli olduğum için seks hakkında hiçbir şey bilmedim.

2. Yetti bu hikayeler! Eğer bir erkek iç güzelliği istiyorsa neden X ışınlarına aşık olmuyor?

3. Seks o kadar doğalsa neden nasıl yapıldığını anlatan bu kadar kitap var?

4. İyi olduğum zaman çok iyiyim. Ama kötü olduğum zaman çok daha iyiyim.

5. Kadın çaydanlık gibidir, sadece sıcak suyla ne kadar dayanıklı olduğu anlaşılır.

Cevaplar: 1. (Hayır, Seda Sayan değil) Zsa Zsa Gabor 2. Joan Rivers 3. Bette Middler 4. Mae West 5. Nancy Reagan
Yazarın Tüm Yazıları